Bölüm 5

6 1 0
                                    


BÖLÜM 5

Özledim...

Canının son parçasına bakıyor gözlerin

İstesen de istemesen de kara toprağa verecek ellerin

Toprağına sımsıkı sarıl da üşümesin sevdiğin

Bazen bir yorgan olur kalbin ve bedenin

Kemal Müdür hızlı adımlarla odasına doğru yürüyordu. Çalan telefonunun sesi tüm merkezde duyuluyordu neredeyse. Tam odasının kapısını açarken kenarda duran Müdür Kemal Düzgün tabelasına bakıp gülümsedi. Kemal Müdür'ün çocukluk hayaliydi polislik. Daha genç yaşında annesi ile babasını trafik kazasında kaybetse de hayalinden hiçbir zaman vazgeçmedi. Buraya kadar yükselmişken bu tarz bir olay şimdi onun koltuğunu sallandırıyordu. Koşarak gelmesine rağmen telefona da yetişememişti. İşlerin kötü gideceğinin farkındaydı ve buna hazır değildi. Tekrar dışarı çıktı ve ana büroya geldi. Gözleri Seda'yı arıyordu fakat göremedi. Ahmet'e sordu.

"Ahmet Seda nerede?"

"Adli Tıbba gitti Müdürüm."

"Peki Gamze?"

"O da sizin verdiğiniz isimleri araştırıyor."

"Sen ne yapıyorsun?"

"Şimdilik hiçbir şey Müdürüm."

"İyi gel benimle. "

Ahmet, ne olduğunu bilmeden takıldı Kemal Müdür'ün peşine. Birlikte odaya girdiler ve Kemal Müdür kapıyı kapatmaya çalıştı. Kapanmayınca da hiçbir şey olmamış gibi geçip yerine oturdu. Endişeli bir tavrı vardı ve bu da Ahmet'i kuşkulandırıyordu. "Geç otur" dedi Kemal Müdür. Ahmet'te büyük bir keyifle Kemal Müdür'ün karşısına oturdu. Odasında bulunan koltuklar çok rahattı. Özelliklede siyah deri koltuk. "Bak Ahmet" diye başladı söze Kemal Düzgün. Sonra birkaç defa öksürdü. Kendisi de ne söyleyeceğini bilmiyordu aslında. Birkaç günlük sakalını kaşımaya başladı ama o da çare değildi. Tekrar söze atılmayı denediyse de başaramadı. Çaresiz bir biçimde boş boş bakarken masasının üzerinde duran mor kağıda takıldı gözü. Bu Kemal Müdür için bir anlam ifade ediyordu.

"Bak Ahmet senden ne isteyeceğim. Her ne kadar bilirkişiye göndermiş olsak da senden şu katilin yazdığı şiirler hakkında araştırma yapmanı istiyorum. Şiirler onun için büyük bir anlam ifade ediyor."

Aralı olan kapı tıklatılınca ikisi de bir an ürktü.

"Sanırsam tam konuşmanın üzerine geldim."

İçeri giren Murat Türker'di. Yani bilindik adıyla ÇEREZ. Kemal Müdür ve Ahmet Kuleli, Murat'ı tanımadıkları için şaşkınlardı. Murat'ta kendini tanıtmamıştı daha. Onun gözlerinin içine bakıyorlardı. Murat biraz geçte olsa bunu fark etti.

"Müdür Bey, ben Murat Türker. Görev için geldim."

Kemal Müdür gözlerini şöyle bir kısmıştı. O da herkes gibi karşısında Murat Türker'i değil de Çerez'i bekliyordu. İlk bakışta çıkaramamıştı. Kafası da dağınıktı zaten. Ahmet tanıdığı için hemen ayağa kalktı. Hoş geldiniz dedi ince bir sesle. Kemal Müdür'de artık anlamıştı karşısındakinin Çerez olduğunu. O da sesini kibarlaştırdı.

"Kusura bakmayın tanıyamadım bir an. Buyurun, geçin oturun lütfen."

"Teşekkür ederim."

Kemal Müdür, bu olaya yukarıdakilerin baskılarından dolayı hoşnut olmasa da, Murat onun için bir misafirdi ve yüzündeki sahte gülümsemeyi korumalıydı. Ahmet ile Murat karşılıklı oturmuş onun yüzüne bakıyorlardı. Murat durumu fark ettiği için biraz daha aceleci davranıyordu.

ÖzledimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin