Bölüm 12

1 0 0
                                    


Özledim...

Aramızda bir fark var o da sevgi

Gördüğün rüya değil, kabustur belki

Çığlıklar duyuyor kulaklarım seni dinlerken

Bak kapı çalıyor belli ki Azrail geldi

Bu hayatta herkesin bir günahı var ama herkes suçlu değil. Bunca zaman bende bir günahla yaşayıp durdum. Fakat bir suç işlemedim. Şimdi ise işler değişti. Bir şey öğrendim bu hayattan.

Eğer bir suç işlemezsen bir başkasının günahını taşırsın.

Ben kimsenin günahını daha fazla taşımak istemiyorum. Yeterince taşıdım da bugüne kadar. Şimdi tek yapmam gereken suç işlemekti. Bana ilham oldu açıkçası. Katilin kim olduğunu biliyorum. Yıllar önce hiç istemese de bana bunu yapacağını söylemişti ve şimdi de yapıyor. Haklı bir nedeni vardı onun. Bense ondan daha haklıyım. Benim içimde bir aşk yok tam aksine bir nefret var. Kimseye acımayacağım ya da üzülmeyeceğim yaptıklarım için. Benim bir suçum yokken yıllarca taşıdım bu acıyı, bu günahı. Şimdi neden üstün taraf ben olmayayım ki? Yaptıklarım yüzünden bir çok genç ve güzel kadının yaşamı sonlanacak. Onlar için bir iyilik yaptığımızı düşünüyorum. Bu kirli hayattan bir an önce kurtulacaklar. Cennetin şarap akan ırmaklarından şarap içecekler, o ırmakların yanında bulunan ağaçlardan, sınırsız lezzetteki meyvelerden yiyecekler. Burada sürünmeyecekler. İkimiz içinde yorgun geçen bir günden sonra bunları yapmak zor olacak ama çıktım bir kere bu yola. Şimdilik kısa bir uykuda. Yatakta uzanmış ölümü bekliyor. Azrail geldi mi haber vermiyor. Bende onun yanına habersizce geldim. Derin uykusundan uyandırmak çığlıklara sebep oldu. Ağzını kapatmadım, sadece geçmişte en çok sevdiğim şeyleri yaptım ona o kadar. Canı biraz acımış olabilir ama mor elbisesinin altında hiçbir şey belli olmuyor. Kıvırcık saçlarına bakıyorum, gerçektende güzelmiş. Adı Aslı, zarif bir kadındı. İlk tanıştığımızdan beri güler yüzlüydü. Fakat şimdi ağlıyor. Daha fazla eziyet etmek istemiyorum bu güzelliğe. Cebimden çıkardığım şırıngayı görünce tekrardan bağırmaya başladı. Sanırsam bu sefer susmak bilmeyecek.

"Ne olur yapma, ben sana hiçbir şey yapmadım."

"Sana sunduğum güzellikleri bir bilseydin emin ol daha önceden yanıma gelip yalvarırdın beni öldür diye."

Son çırpınışlarıydı bu onun ama onu ikna ettiğimi düşünüyorum. Az kalsın unutuyordum en büyük ayrıntıyı. Yerimden kalkıp çekmeceyi açtım. Tıraş makinesini çıkardım. Aslında merak ediyorum. Öldürmeden önce mi yapıyor bunu yoksa öldürdükten sonra mı? Onu birazcık tanıdıysam o görünüşünü yok etmek için önce yapar. Farklı olduğuna ikna eder kendini ama bir kere Özlem olmuştur onun için. Bundan sonra geri dönüşü yok. Benim içinde öyle. Bir kere onun gibi geldin bana güzellik, bundan sonra da kurtuluşun olmayacak. Makineyi çalıştırdığımda tekrardan çığlıklarını duymak zorunda kaldım. Artık alıştım bu sese ve özleyeceğim bu sesi. Yavaş yavaş kıvırcık saçlarının arasında dolaşıyor makine. Sanki farklı bir insan çıkıyor, yeni bir suret bu gördüğüm. Gözyaşlarıyla beraber ıslanıyor yatağa düşen saçları. Bacakları daha da sertleşiyor. Kendisini görse tanımayacaktır belki de.Bunu merak ediyorum. İşim bitti artık. Fakat ortalıkta bir ayna bulamıyorum. Sanırsam bir eksiğim var. Bir dahakine daha tedbirli geleceğim buraya. Bacağından hafif bir kan geliyor. İşte şimdi pişmanlık duydum. Bu da benim küçük bir fantezimdi ama keşke yapmasaydım. Mor elbisesinin rengi değişiyor. Gözlerimi kapattım, düşünüyorum. Bir ayna bulamadım hala çevrede. Ah! Bunu daha önceden akıl etmem lazımdı. Cebimden telefonumu çıkarıp fotoğraflarını çekmeye başladım. Eğlenceli gelmeye başladı bu iş bana.

"Aslı bana inanmayacaksın ama bence artık sen Aslı değilsin."

Ağlaya ağlaya cevap verdi bana.

"Neden! Neden yapıyorsun bunu bana?"

Ona hayat hikayemi anlatmayı çok isterdim ama zamanım yok. Yorgunum ve daha bulmam gereken bir adam var. Kısa özet geçsem de anlamayacak. En iyisi hiç bahsetmemek.

"Anlatması çok uzun sürer Aslı ve Azrail'i bekletmek istemiyorum."

Korkularını gözyaşlarından ve gözlerinden anlayabiliyorum. Daha da sessizleşiyor. Çünkü anladı artık yolun sonu olduğunu. Fotoğraflarını gösterdiğimde bile aşırı tepki vermedi. İlk bakışta alıştı yeni benliğine. İşte yakındığım şeyde tam olarak bu. Bazıları istediği her şeyi yapıyor ve biz acı çekerek alışıyoruz bunlara. Bizimde bir birey olduğumuzu unutuyorlar. Seçme şansı herkes için eşit olmalıydı. Bunu tanrı bile sağlayamadıysa hiçbir zaman olmayacaktır bu. Fakat kadere hala inanıyorum. Beni bu zamana kadar getirdi. Seçme şansı hep başkalarındaydı ama benim yolum belliydi. Şimdi geriye tek bir şey kaldı. Şiir yazıp okumak. Bu işte hiç iyi değilim maalesef. Bir insanın ruhuna nasıl dokunulur bilmiyorum ama bu işte kopya çekmek yok. Kendime özgü bir şeyler olması lazım. Kulağına doğru yaklaştım. Kulak memesine bir öpücük kondurdum. Gözlerini kapattı ve kendini bıraktı. Artık hazırdı ve son sözler de kalbindeki kötülüğü siliyordu. İçinden konuşmaya çalışıyordu ama ona içi kadar yakındım ve ne dediğini duyuyordum.

"Her başlayan güzel şey. Unutma Aslı ölümde güzeldir."

Onu duyduğumu düşünmüyordu ki cevap verince irkildi.

"Çünkü her şeyin sonuncusu en sevdiğindir Aslı."

"Peki senin en sevdiğin ne?"

"Benim en sevdiğim öldü."

"O zaman tekrardan başlıyorsun."

"Doğru ama belki de yarım kalmış bir şeyi tamamlıyorumdur."

"Belki de..."

Bu aramızda geçen son konuşmaydı. Bir daha da sesini duymadım. Artık son şiirin zamanıydı. Bu beni duygusallaştırıyor. Yapamayacağım dediğim şeyi yapıyorum. Elimdeki şırıngayı koluna batırırken kelimeler dudaklarımın arasından akıyor.

Kasımda geçti tıpkı Ekim gibi

Aylar birer birer yitiriyor değerini

Leyla'nın Mecnun'u bıraktığı gibi

Aslı'nın Kerem'i sevdiği gibi

Yaşayarak seviyorum seni

Canımdan bir parça öte

Issız bir limanda bekleyen bir gemiyim bekliyorum seni...

Ve şiir bitti. Saniyeler içinde nefes alıp verişi durdu. Gözleri açık bana bakıyordu. Ağlamamak için çok direndim. Fakat tutamıyorum kendimi. O kara gözerinden akan son damla yüreğimi parçalıyor. Aklıma küçük bir çocuk geldi. En sevdiği gözlerinin önünde öldürülürken ki çaresizliği geldi. Bitkin ve ağlamaklı. Fakat artık çocuk değil. Neyin ne olduğunu çok iyi biliyor. Bulması gereken bir şey var. Canının bir parçası kayıp ve deli gibi yarımı özlüyorum...

ÖzledimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin