Bölüm 42

2 0 0
                                    


Özledim...

Sabaha yeni bir umutla uyandım

Bilmiyordum bir son olduğunu

Yıllarca kendimi kandırdım

Bilmiyordum ölümün son olduğunu

Metin sabahın ilk ışıklarında evden çıkıp arabasına atladı. İstanbul trafiğine yakalanmadan ulaşmak istediği yere hızla sürdü arabasını. Havanın kapalı olması zaman ne kadar geçerse geçsin etrafın aydınlanmasına engel oluyordu. Arabasını dar bir sokağın kenarına bıraktıktan sonra tedirgin adımlarla yürümeye başladı. Bir kitapçının önüne geldiğinde durdu. Camdan içeri baktı ama içerde kimse görünmüyordu. Kapıda asılı duran "Açık" yazısını görünce hemen elini attı kapıya. Kapı açıktı ama içeride kimse yoktu. Seslenmeye başladı.

"Kimse var mı?"

Bir ses gelmemişti. Metin'in de susmaya niyeti yoktu. Tekrardan bağırdı.

"Kimse var mı?"

İçerideki bir odadan tıkırtı gelince oraya doğru hareketlenmeye başladı. İçerisi kitap yığınıyla dolu olan karanlık bir odaya girdi. Yaşlı bir adamın kitapları düzenlediğini gördü. Yavaş ve sessiz adımlarla adama doğru yürümeye başladı. Dün gece Yağmur'a yaptığı gibi adamı da korkutmuştu. Adam o anlık korkuyla elindeki kitapları yere düşürdü. "Kimsin" diye seslendi Metin'e.

"Ben Yasin Mutlu'ya bakmıştım ama"

Yaşlı adam kırışmış yüzünü ekşitti. Daha sonra da kaba sesiyle Metin'e cevap verdi.

"Yasin Mutlu benim. Sen kimsin?"

"Ben polisim."

Metin cebinden kimliğini çıkarıp uzattı adama. Korkmaması için dikkatli davranıyordu. Adam kimliği alıp şöyle bir baktı. Sonra geri uzattı Metin'e.

"Buyurun ne istemiştiniz?"

"Ben size birini sormak istiyorum."

"Eskilerdense zor. Yaşlandım artık."

"Sinan Koca. Sanırsam sizinle beraber çalışmış bir dönem."

"Evet hatırlıyorum. Koca Sinan'dan bahsediyorsun. Bir ara onunla beraber çalışmıştım."

"Peki onunla ilgili başka ne hatırlıyorsunuz."

"En son hatırladığımda bir oğluyla kızı vardı. Güzel bir ailesi vardı. Ta ki bir gece eşi vahşice öldürülene kadar. Ondan sonra da kendisi öldü zaten. Zavallı olan çocuklara oldu. Başka kimseleri yoktu."

"Peki çocuklara ne oldu biliyor musunuz?"

"Büyük çocuk bir yetimhaneydi en son. Kızdan haberim var ama. Birkaç sene evvel bir adam gelip sormuştu o zaman araştırmıştım."

"Kim sordu? Adamı tarif edebilir misin?"

"Böyle 1.80 boylarında, saçları hafif dökülmüş, sert bakışlı bir adam."

"Çerez" diye seslendi Metin. Kendine kızıp durmaya başladı. "Nasıl tahmin edemedim bunu" deyip duruyordu kendi kendine. Yüksek bir ses tonuyla adamı azarlar gibi bağırdı.

"Ne buldun peki?"

"Kızın adını biliyorum. Bir de başarılı bir polis olduğunu duydum."

"Adı ne adı?" diye tekrardan bağırmaya başladı Metin. Yaşlı adam hafızasını zorlamaya başladı.

"Sanırsam Yağmur Karamanlıydı."

Metin arkasına bile bakmadan kitapçıdan çıktı. Arabasına kadar koştu. Nefes nefese kalmıştı. Hemen çalıştırdı arabasını. Sayıklayıp duruyordu.

"Çerez ne olur öldürme Yağmur'u."

9FqT7a��8��(�

ÖzledimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin