Özledim...
Kalemlikteki rengarenk kalemlere bakıyorum
Yazacağım şey çok ama şimdilik susuyorum
Eğer bir gün göçüp gidersem bu dünyadan
Sustuklarım kalmayacak ardımdan biliyorum
Metin Merkez'e geldiğinde ilk başta herkesin toplandığı genel odaya girdi. Kemal Düzgün'ü orada bulmayı bekliyordu ama orada yoktu. İçeri girdiğinde Yağmur bir kenarda Gamze bir kenarda ve Seda ise masanın bir ucunda oturuyordu. Önce ayağa Gamze kalktı. Metin'in sesini duyan Yağmur hemen koşarak Metin'in yanına geldi. Metin'e sarıldıktan sonra geri çekildi. Murat ile ilgili sorular sormaya başladı.
"Murat nasıl? İyi mi?"
"Merak etme, yeterince iyi. Birkaç sıyırık ve küçük birde yanık var vücudunda. Çerez o ayrıca. Ona bir şey olmaz unuttun mu?"
Yağmur ağlayacak gibi olmuştu ama Metin'in söylediklerinden sonra gözyaşlarını gizleyip gülümsemeye başladı. Seda'da Metin'e sokuldu. O da Murat'ın sağlık durumunu yeterince merak ediyordu.
"Ne zaman çıkacak hastaneden?"
"Eğer vücudunda çok bir hasar yoksa akşama çıkacak."
"Bak bu güzel haber işte Metin" diyerek yanıtladı Seda. En az Yağmur kadar sevinmişti Seda'da bu duruma. Murat'ın yaptıkları onu da etkilemişti. "Bir insan hem bu kadar zeki hem de bu kadar mükemmel olabilir mi?" diye geçiriyordu içinden. Metin'in ise Kemal Müdür'ün söyledikleri vardı aklında. Ne olup bittiğini Yağmur'dan öğrenmeye çalıştı ama Yağmur'un da bu konu hakkında pekte bildiği bir şey yoktu.
"Kemal Bey bizi neden çağırdı Yağmur? Sana bir şey söyledi mi?"
"Hayır, bende seni bekliyordum. Senle beraber gelmemizi söyledi. Murat hastanede olduğuna göre sen ve benle konuşacağı bir şey var herhalde."
"Bu durum hiç hoşuma gitmiyor Yağmur."
"Benim de" diye cevap verdi Yağmur ama endişeli olduğu yüzünden belli oluyordu. Elini Metin'in omzuna attı.
"Hadi gidelim. Bakalım bizi bekleyen sürpriz ne?"
Seda arkalarından bakmak zorunda kaldı. Yağmur ve Metin Kemal Düzgün'ün odasının kapısını çalarak odasına girdiler. Selim, Kemal Düzgün'ün odasına tekrar girmişti, içerideydi. Metin ve Yağmur içeri girdiği sırada Selim selam vererek kapıdan dışarı çıktı ve arkasından kapıyı kapattı.
"Bizi çağırmıştınız Kemal Bey."
"Evet, geçin şöyle oturun" diye seslendi Kemal Düzgün. Şaşırmış bir vaziyette geçip karşısına oturdu Metin ve Yağmur. Gözlerini Kemal Müdür'e dikmişti her ikisi de. Söyleyeceklerinin önemli olacağını biliyorlardı.
"Bugün ki olaydan sonra Mehmet Müdür ile bir toplantı yaptık. Uzun bir toplantı oldu. Belirli kararlar aldık. Hatta bakanlıktan bazı isimlerde katıldı bu toplantıya."
"Ee" diye içinden geçirdi Yağmur ama Kemal Düzgün'ün söyleyecekleri az çok belliydi. Kulak kesildi her ikisi de.
"Burada da her zamanki gibi üstün bir başarı gösterdiniz. Bir katili buldunuz ve diğerini de az kalsın yakalıyordunuz."
Metin ve Yağmur bu iltifattan sonra kötü bir şey geleceğini az çok tahmin ediyorlardı. Sabırla Kemal Düzgün'ü dinlemeye devam ettiler.
"Bugün üst makamlardan sizin için bir yazılı belge ulaştı elime. Buradaki göreviniz sona ermiştir. Devletimizin size ihtiyacı olduğu zaman tekrar yardım edeceğinizi biliyoruz. Büyük bir üstünlük gösterip görevi kabul ettiniz ve sizin sayenizde en az hasarla bu olayı atlattık."
Yağmur bu duydukları karşısında isyan etmeyi düşünse de bir sonuç vermeyeceğini biliyordu. Metin ise biraz daha sakindi Yağmur'a nazaran. Aklında tek bir soru vardı ve onu da Kemal Düzgün'e sormaktan çekinmedi.
"Peki ya Murat? O da vazifesinden azledilecek mi?"
Kemal Düzgün bu sorunun cevabını hiç düşünmeden cevapladı. Cevabı ise çok basitti "Hayır." Metin bu cevabı alacağını tahmin ettiği için bir şey demedi. Ortamda oluşan sessizlikten sonra oturduğu koltuktan ayağa kalktı.
"Asıl biz her şey için teşekkür ederiz. Bize böyle bir olay için güvendiniz."
"Ne demek. Sizin başaracağınızı zaten biliyorduk. Güvenimizi boşa çıkarmadığınız için ben size teşekkür ederim."
Yağmur ve Metin büyük bir sinirle kalkmıştı oturdukları yerden. Yağmur'un bu konudan daha çok düşünmesi gereken bir konu vardı. O da Murat'tı. Kendisi için yaptıklarından sonra bu onun için önemli değildi. Kemal Düzgün'e elini uzattı ve tokalaştılar. Aynı şekilde Metin'de elini uzattı Kemal Düzgün'e.
"Görüşmek üzere Müdür Bey."
"Görüşmek üzere Metin. Ben gibi tüm ülkeyi etkilediniz. Ne kadar gurur duysak az sizinle."
"Mübalağa ediyordunuz Kemal Bey. Biz sadece işimiz olan şeyi yaptık."
İkisinin de garibine gitmişti Kemal Düzgün'ün söyledikleri. Bir yandan daha olay bitmemişken görevden alınmışlardı diğer yandansa iltifat duyuyorlardı. Metin, kapıyı açtı. Önce Yağmur çıktı. Metin çıkarken tekrar Kemal Düzgün ile göz göze geldi. Kafasını sallayıp çıktı odadan. Yağmur direk aşağı indi ama Metin arkadaşlarına görevlerinin bittiğini haber vermek için içeri daldı. Kibar bir ses tonuyla yaşadıklarını anlatmaya başladı.
"Arkadaşlar bizim burada ne yazık ki süremiz doldu. Bu saatten sonrası size kalmış bir iş. İnanıyorum ki bu işin üstesinden başarı ile geleceksiniz. Size bu görevde başarılar dileyerek ayrılıyoruz ben ve Yağmur."
Metin'in konuşması herkesi etkilemişti. Seda'nın gözleri dolmuştu ama ağlamamak için direniyordu adeta. Metin merdivenlerden inerken arkasından el salyan nadir insanlardan biriydi.
58})
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özledim
Mystery / ThrillerAşk için öldüren bir katil... Size sevmenin saçma bir şey olduğunu söylese inanır mısınız? İnanmazsınız. Çünkü her şeyin sonuncusu en sevdiğindir...