Bölüm 38

1 0 0
                                    


Özledim...

Benim gibi olmanı istesem senden, olur musun?

Gitme kal desem kalır mısın yanımda?

Tenine dokunmak istesem izin verir misin dokunmama?

Ve seni sevmek istesem sever misin sende beni?

Yaşananlardan sonra Murat, Metin ve Ahmet haricinde herkes Merkez'e geçmişti. Sessizlik içerisinde herkes bir köşede oturmuş, olayın şokunu atlatmaya çalışıyordu. Yağmur camın kenarına geçmiş bugün Murat'ın kendisi için yaptıklarını düşünüyordu. Etkilenmişti Murat'ın yaptıklarından ama kendine itiraf edemiyordu. Seda'da bir köşeye çekilmişti. Telsizi eline almış çıkan hışırtıları dinliyordu. Dalmıştı aslında o da. Yaşadığı travmayı bu şekilde atlatmaya çalışıyordu. Telsizin hışırtısı artarken arkadan da bulanık bir ses yükselmeye başladı. Mete elindeki telefonun hoparlörünü açıp masaya koymuştu. Ses oradan geliyordu. Bu ses Seda'nın dikkatini bozmaya yetti. Hemen arkasını dönüp olan biteni izlemeye başladı. Mete ayakta dikiliyordu. Telefonun diğer ucunda ise Ahmet vardı. Ahmet olaydan sonra olay yerinde kalmayı tercih etti. Olay yeriyle ilgili tüm işler onun üzerine kalmıştı. İşler bittikte sonra bulduklarını iletmek için Kemal Düzgün'ü aradı ama Kemal Düzgün telefonuna cevap vermiyordu. Kendisi Merkez'e gelir gelmez Mehmet Uslu'nun odasına çıkmıştı ve hala geri dönmemişti. Hesap sorması gereken herkes Mehmet Uslu'nun odasında toplanmıştı. Yaklaşık iki saat geçmişti ve hala toplantı bitmemişti. Yarım saat önce kadar Selim'i de çağırmışlardı toplantıya. Herkesin gözü aslında toplantıdaydı. Oradan çıkacak sonuca göre hareket edeceklerdi. Mete elindeki çaydan bir yudum aldıktan sonra konuşmaya başladı.

"Seni dinliyoruz Ahmet."

"Kemal Müdür nerede? Ulaşamıyorum bir türlü ona."

"Mehmet Müdürün odasında, toplantıdalar. O yüzden açmıyordur."

"Kaç saattir orada? Uzun zamandır ulaşamıyorum kendisine."

"İki saat oldu neredeyse. Kimsenin içeride olan bitenden haberi yok. Selim'i de çağırdılar üstelik. Durum baya kritik gibi gözüküyor. Bir şey çıktı mı olay yerinden."

"Daha inceliyorlar. Biraz önce bilirkişi ile konuştum. Patlayıcının güçlü olmadığını söyledi. En azından beş metreye kadar birine zarar vermesi zormuş. "

"Ne demek oluyor yani bu?"

"Amaç bizi öldürmek değilmiş yani, sadece zarar verip göz korkutmak içinmiş."

"Neden böyle bir şey yapsın ki? Elinde bu denli bir fırsat varken hem de."

"Orasını ben bilemem. Sonuçta adam bir seri katil değil mi? Aklının çokta yerinde olduğunu söyleyemeyiz. Yağmur ve Seda nasıllar?"

"İkisi de iyi sayılır, oturuyorlar karşımda."

Seda kendisini soran Ahmet'e bir şeyler söylemek için kalktı oturduğu yerden. Sesinin daha iyi ulaştırabilmek için biraz daha yaklaştı telefona doğru. Telefonu alıp hoparlörünü ağzına doğru götürdü.

"Merak etme iyiyiz biz."

Seda cümlesini bitirdikten sonra kısa süreli oluşan sessizlikte duyulan şey Yağmur'un topuklu ayakkabı sesi oldu. O da birkaç şey sormak istiyordu Ahmet'e. Yerinden kalkıp Seda'nın yanına geldi. Seda telefonu elinde tutarken "İyiyiz biz" diye başladı cümlesine. Onun aklı küçük çocuktaydı. "Sana birkaç şey sormak istiyorum Ahmet" diye de devam ettirdi cümlesini.

ÖzledimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin