İLK OPERASYON İLK BOMBA İLK ÇATISMA

23 4 2
                                    

     Kafamda bir ses;
"Asi Asiii..."
"Hi hiiiii"
     Başımda konuşan Tuğçeymiş. Herkes kalkmış bir tek ben kalmışım... "saat 09.00 kalk" dedi Tuğçe..
    Nasıl kalktığımı hatırlamıyorum.
"o kadar uyumuşmuyum ya!" diyerek saate baktım. Saat daha 05.11 geçiyordu. Yastığı aldığımla Tuğçe'nin kafasına indirmem bir oldu. Tuğçe her zaman ki gibi Çığlık attı ve bütün kızlarıda uyandırdı. Bizi gören kızlar yastıklarına davrandılar. Pamuklar saçlarımızın arasından takılıp gidiyordu. Tuğçe'nin hali daha beterdi. Yaşlı nenelere dönmüştü. Gülmekten vuramadım bile... Kızlarla birbirimize girdik ve en sonunda hepimiz bir yana yattık gülmekten karınlarımıza ağrı giriyordu.
Ciddi Buse son noktayı koydu.
"hadi yeter artık giyinelim ilk günden komutandan azar yemeyelim" dedi. Ben gülerek;
" bir yemediğimiz o kaldı onuda yiyelim tam olsun" dedim.
   Giyinmeye başladık. Hepimiz çok mutluyduk. Çünkü bugün operasyona çıkacaktık. Sıraya geçtik Rüzgar komutan her zaman ki gibi bir konuşma yapıp operasyona gitmemiz bekleniyordu. Ve o da oldu komutanımız konuşmaya basladi;

" Herşey yalan burası gerçek...Dağlar, taşlar farklı olur. Dikkat etmelisiniz eğer etmezseniz ölürsünüz ben size ölün demiyorum siz vatan için savaşacaksınız mücadele edeceksiniz ve şimdi bu göreve layık olmaya çalışın" dedi ve Nereye gideceğimizi, napacağimizi söyledi.

" Teröristler bir köye komplo düzenleyeceklerinin haberini aldık oraya gidip emniyeti sağlayacağız." dedi ve arabalara bindik.
   
     Geldimiştik ve köyde hiçbir hareketlilik yoktu. Rüzgar komutan elleriyle bize komutlar veriyordu.Tuğçe, buse, kerem ve beni göstererek sağ tarafa gitmemizi işaret etti. Biz gruptan ayrilmiştik. Etrafı, silahimızın dürbünüyle kolaçan ediyorduk. Bir evde garip bir hareketlenme gördüm. Pencereden sürekli biri bakıp bakıp içeri giriyordu. Bu durum benim şüphelenmeme yol açmıştı. Telsizden komutanıma bu durumu söylemem gerekiyordu.
"Aslan 1, ben aslan 11"
"Aslan 1 dinlemede..."
"Komutanım mavi renkli döküntüye benzeyen evde bir hareketlenme var giriş iznimiz varmi?"
"Girebilirsiniz asker biz desteğe geliyoruz tamam..."

   İznimizi almıştık. Kim durdurabilirdi ki beni artık... Ben önde olmak üzere mavi evin önüne geldik. Etrafi kontrol ettikten sonra kapıyı çalıp görünmemek için duvara yaslandık.
   İçeridekiler anlamış olacaklar ki kapıyı açan adamın elinde silah vardı ve ileri doğru uzattı. Ama çok salaktı ilk kapı açılır açılmaz silah tutulur mu hiç? neyse bizim işimize gelmişti. Kolunu kavrayıp, çevirmem bir oldu ve silahı yere düştü. Kerem düşen silahı aldı yerden... İçerde birileri olabilir diye kontrol ettik. Kimse yoktu derken Tuğçe'nin ayağından bir çıtırtı sesi geldi. Galiba Tuğçe bombaya basmıştı. Halıyı kaldırdığımda altında iki renkten oluşan bir bomba vardı ve süresi beş dakikadan başlıyordu. Kerem telsizde komutana durumu bildirdi. Hiç kimsenin bomba hakkında hiç bir bilgisi yoktu. Kerem komutana soruyor... komutan yetişiyoruz diyor...

    Böyle devam ediyor kaldı 2 dakika... Tuğçe'den terler boncuk boncuk akıyor. Benim ise başımdan kaynar sular dökülüyordu. Elime pantolonumun yan cebimden bıçağımı aldım. Buse'ye kerem'e dışarı çıkmalarını söyledim ama lafımı dinletemedim. Çok meraklılar ölmeye...
    Eğer Tuğçe'yi orda bırakırsam vicdan azabından ölürüm... O yüzden kerem ve Buse'nin dışarı çıkmasını istedim ama çıkmadılar...

Bir dakika kalmıştı.

Onları ikna etmekle zaman kaybına neden olmak istemedim. Buse'ye hangisi dedim.
"Kırmızı" dedi.
Kerem'e sordum;
"Kırmızı" dedi.
Tuğçe'ye sordum; "kırmızı olsun bari herkes kırmızı diyor " dedi.

" 10 - 9 - 8 - 7 - 6 - 5..."

   Mavi kabloyu bir anda kestim ve herkes gözünü yummuştu. Süreye baktim 03'de durmuştu. Başarmıştım ve birden "GÜM" diye bağırdım herkes bir sıçradı... Gülmeye başladım tutamadım kendimi... Tuğçe derin bir nefes aldı. Derken komutanımız Rüzgar gibi esip içeriye girdi. Kerem bombayı benim durdurduğumu söyledi. Komutan:
"Geliyorlar dışarı çıkın ve siper alın" dedi ve ekledi. "Asilay bir daha kahramanlık istemiyorum." dedi.
     Ne demek istediğini anlamıştım. Sanki isteyerek yaptım. Neyse bende siper aldım.
    Teröristler geliyordu. İlk ateş açanlar onlar oldu. Nişan aldığımı vuruyordum. Bu iş bana göre çok zevkliydi. Bu zevki başka hiçbirşey veremezdi. Komutanla yan yana savaşıyorduk. Teroristlerden biri el bombası attı. Rüzgar komutan yerden alıp tekrar onlara fırlattı. O an çok etkilenmiştim ondan ama yeri ve zamanı kesinlikle değildi. Mermim bitmek üzreydi. silahımın dübününden keskin nişancıyı farkettim ve komutanı hizasına alıyordu. Mermimde bitmek üzereydi... Elime bıçağımı aldım ve arkasından dolandım. Tam ateş edeceği zaman boynundan tuttum. Ateş etti ama komutana denk gelmedi. Komutan kendini teğet geçen mermiyi fark etti. Bende keskin nişancının boynunu kırdım. Silahımı elime aldım ve ilk önce komutana selam çakar gibi kafa salladım. Sonra onların tarafa çevirdim silahı...
    Arkadan vurmak daha kolaymış, diye geçirdim içimden... Teröristler bitmişti. Etraf güvenliydi. Komutan bizi topladı bir araya... Beni bir kez daha uyardı ama ben yanlış birşey yapmıyordum onu biliyordum.

"Beni rahatta dinleyin. Bugün benim aslanlarım olduğunuzu kanıtladınız... Sizlerle gurur duyuyorum. Bu vatanın, milletin ihtiyacı var size, kendinizi kahramanlık yapıyorum diye öne atmayın özellikle sana diyorum." diyerek eliyle beni işaret etti. Kafa sallamaktan başka birşey yapamadım.
     Arabalara binip alaya doğru yola koyulduk. Yol boyunca mehmet bir yandan:
" yanımızda terminatör gezdiriyormuşuz da haberimiz yokmuş." diyerek benimle takılıyordu.
    keremde hala kabloların etkisinde kalmış olmalı ki:
" biz hepimiz kırmızı dedik, Asi maviyi kesti. İyi ki bizi dinlememiş senden iyi bomba imhacı olur" diyerek gülüyordu. Yasin bile o ciddiyetle gülmüştü.
     Alaya geldiğimizde dinlenmek için yatakhaneye gittik. Biri yatağımın içine iki kablo koymuş. Yatağımı açtığımda ilk başta yılan zannettim bir çığlık attım... Tüm Erkekler de yatakhanaya girerek başıma toplandılar... Hiç komik değildi. Ümit oradan kendini belli etti zaten kikir kikir gülmeye başladı. Hepsi iyi çocuktu aslında bende onunla beraber gülmeye başladım. Herkes güldü. Ümit giderken;
"bir daha böyle şaka istemem ona göre " dedim.
    Kafasını salladı. Yorucu gündü artık yatma vakti gelmişti. Ama bir türlü aklımdan çıkmıyordu... Kim olabilir tabiki komutan ilk defa bu kadar etkileyebilmişti beni... En son onunla ilgili sadece komutan asker ilişkisi ve emirine uymakla sınırlandırmıştım kendimi... Büyük konuşmamak gerekiyormuş. Bütün bunları bir kenara bırakıp gerçekten uyumam lazım... İyi geceler...

İZ PEŞİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin