Sabah kalktığımda bir tuhaf hissettim kendimi...
İnsanlara güvenim azalmıştı. En güvendiğim insanlar bile beni dinlemediğini fark ettim. Artık eskisi gibi olmuyacaktım. Kızlar hariç... Onlar benim canım biliyorum bana zarar geldiğinde en çok onların canı acıyacaktı. O yüzden mesafeler önemliydi. Sabah yüzümü yıkarken hiç bu kadar yüzüme carptığımı hatırlamıyorum. Bu bana ders olsun.
Eğitime devam... çok çok iyi olacağım kendime bugünden itibaren söz veriyorum. Üstümü giyinip yine aynı şekilde yerimi alacağım. Eğitim alanına gelince herşeyi geride bıraktım. Tüm dikkatimi toplayıp en iyi şekilde yaptım. Kendimi övmek gibi olmasın da dehşet ötesiydim... kısaca günün yıldızı bendim. Atışlara geçtiğimizde komutan gez göz arpacığı göstermek için yanaştı bana... onun nefesini ensemde hissedebiliyordum ve bir an kendimi geriye çektim.
"Ben yaparim komutanim" dedim ve benden uzaklasmasini sağladım.
Her zamanki gibi çok yorulmuştuk. Akşam otururken kızlarla hepimiz birbirimize aile fotoğraflarımızı gösterdik ve annemi babami özlediğim aklıma geldi. Bizde sulu göz cansel başladı ağlamaya... Sevda da tutamadı kendini Tuğçe ben derken buse bile ağladı. Başladık birlikte ağlamaya o sırada farkettim biz gerçekten kardeş gibi olmuştuk.KAN BAĞIYLA DEĞİL CAN BAĞIYLA...
Günler geçiyordu. Yarını iple çekiyorduk, yarın tam bir hafta olacaktı ve sonuçlar açıklanacaktı. Heyecandan uyuyabilecekmiydim?