BİR AVUÇ PATATES

19 3 0
                                    

    Her zamanki gibi yatağımdan kalktım. En erken ben kalkmıştım.

   Kızlar öyle güzel uyuyorladı ki , her güzel şeyin bir sonu olduğunu düşünerek onları kaldırmayı düşündüm. Tuğçeye,
 
" Tuğçe kalk yasin geliyor" demeye kalmadan yatağından fırladı. Yasin'e olan ilgisini biliyordum. Her ne kadar bize bu durumu açıklamamış olsa bile ben bunun farkına varmiıştım. Tuğçe kalktığında bana tekmeler savurdu ve elleriyle bana vuruyordu. Bende gülmekten bir hal olmuştum. Tuğçe bana dönüp nerden anladığımı sordu. Aslında Tuğçe'nin bakışları her şeyi açıklıyordu. Yasin de bana göre Tuğçe'ye karşı boş değildi.

   Sıra diğer kızlardaydı. Yatağımın ucunda duran bardağın altına az bir su kalmıştı. Cansel'in kafasına döktüm. Oralı bile olmadı... O oralı olmayınca Tuğçe'nin hiç içmediği suyu kafasına boca ettim. Çok sinirlenecekti ama biliyordum ki cansel gülmeden edemezdi. Aniden irkilerek kalktı yataktan...

" Ben birşey yapmadım komutanım" Dedi. Rüyasında ne görüyorsa artık... Cansel hiç kızmadı dediğim gibi oldu... Cansel gülmeye başladı. Bazen bu gülmesini çok seviyorum. Buse bizim kıkırdamamıza kalkmıştı. Ciddi Buse "noluyor sabahın köründe" dedi. Bende "noloyo sobohon korondo" dedim. Ciddi buse katıla katıla gülüyordu. Sevdaya hain planlarımız vardı. Hepimiz ellerimize yastıklarımızı aldık ve bir anda yastıklarımzla sevdaya daldık. Sevda birden irkilerek o da eline yastığı aldı. Sesimiz aşağıdan geliyormuş. Komutan odaya girdi. Biz hemen sıraya geçtik. Üzerimizde geceliklerimiz vardı ve komutanın bizi böyle görmesi hiç hoşuma gitmemişti.

" Bu ne saygısızlık sizin gibi askerler böyle yapıyorsa diğerleri napsın... Burası dingonun ahırı mı? size hiç yakıştıramadım. Bunu başlatan kim?"
Diye sordu. Kızlarala birbirimize baktık. Bu benim başımın altından çıkmıştı. Kızlar benim ismimi söylemedi. Komutan israr etti ama kimse tek kelime etmedi.

"Peki siz bilirsiniz üzerinizi giyinin ve yemekhaneden bugün boyunca birşey yemiyeceksiniz, elli çuval patatesi siz soyucaksınız ve bugün operasyona gelmiyorsunuz"dedi.

   Arkadaşlarımla birlikte yemekhaneye indik ve başladık soymaya... on bir çuval patatesi soymuştuk ve elimiz kıpkırmızı olmuştu ama devam etmek zorundaydık. Öğle yemeğine yemekhaneye komutan geldi hem bizi kolaçan ediyor bir yandan da yemeğini yiyordu. Yanına Merve hemşire geldi. Yemeğini aldı ve komutanın karşısına geçti. hemşirenin yüzü bana dönüktü. Benim inadıma yapar gibi kahkahalar atmaya başladı. Komutanın da arkası dönük olduğu için onu göremiyorudum. Bir anda sinirimden elime bıçağı geçirmişim ve acısını hissetmiyordum. Tuğçe elimdeki kanı farketti. Beni alıp revire götürdü. Revirde kimse yoktu. Tuğçe elime pansuman yaptı ve durumu anlamıştı. Bende daha fazla içimde tutamayıp herşeyi anlattım. O sırada revire hemşire geldi. İşimiz bitmişti. Tekrar patatesin başına oturduk. O ellerimle soymaya devam ediyordum. Benim için emiri yerine getirmek namus borcu gibiydi. Mehmet o sırada yanımıza geldi ve kendince konuşmaya başladı.

" kizlar elinize hiç yakışmıyor ya sizin elinizden yemekte yenmez insan ölür sizin yemeklerden..." dedi.

  Elinin acısıyla birlikte duramadım yine " Biz sana hiç diyor muyuz senin eline de silah yakışmıyor diye senin silahından çıkan kurşunla düşman ölmez diye"

kerem," güzel laftı ne yalan söyleyeyim."

Ümit, "attı ve gol oldu...." dedi.

   Kızlarla ellerimizle çak yaptık. Mehmet'in bozulacağını sanmıyordum çünkü kendi kaşınmıştı.
      komutan bizi kontrole geldi. Benim elimi gördü. " Eline noldu asker..."

" Elimi kestim komutanım."
Dedim ve bir yandan da hepimizin karnı gurulduyordu. Açlıktan bir hal olmuştuk. Sanki karnımızın içinde yol calışması var gibiydi... Komutan elimi görünce benim yapamamı söyledi. İlk defa komutana karşı gelmiştim. Benim yüzümden zaten arkadaşlarım patates soyuyordu. Onları bırakıp nasıl giderdim...

" Hayır komutanım. Ya arkadaşlarımla birlikte bırakacağım yada bende devam edeceğim " dedim.

   Erkeklerde ordan komutanı ikna etmeye çalışıyorlardı. Sonunda komutan ikna olmuştu. Hepimiz bırakmıştık. 1 ay boyunca patates yemek istemiyordum. Hemen yemek alıp oturduk yemeğe... Gözüm hiçbirşey görmüyordu. Öylesine kaptırmıştım ki kendimi etrafımda ki hiçbirşeyi farketmiyordum. Yatakhaneye çıkarken birden hemşirenin keskin bakışları aldı gözümü... Yanına yaklaştım ve:

"bir şey mi söyleyeceksin bana..." dedim.

" Kendine dikkat et!" dedi bana... Bunu hangi anlamda demişti ki? Kafamı kurcalamaya başladı. "Bir hemşire bana nasıl bir zarar verebilir ki ?" Diye düşündüm. Artık bugün hiçbirşey düşünmek istemiyordum. Bir an önce yatağıma geçip uyumak istiyordum.

İZ PEŞİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin