Tek başıma gidiyordum. Lojmana geldiğimde lojmanın duvarında "T" harfi vardı. Başta dikkatimi çekmedi ama sonra düşünüce yarbayın dedikleri aklıma geldi. Muhtemelen beni birileri gözlemlediğini düşünerek sakince içeri girdim. Lojmanda bulunan herkesi sığınağa indirdim. Bu arada yarbaya haber verdim. Herhalde yola çıkmışlardır diyerek sığınağa herkesi indirdikten sonra elime silahımı aldım ve yukarı çıkıp pencereden bir hareketlenme var mı diye bakıyordum. Derken lojmanların bütün pencerelere ateş etmeye başladılar pencereden kenara çekildim ve aşağıya indim. Kapının kemarından ateş etmeye başladom. Demek ki benim vicdanımda burasıymış... Birer birer indiyordum. Çok kalabalıklardı. Beni tek sanmasınlar diye her yere ateş ediyordum. nerde kalmışlardı. Mermim bitmek üzereydi. Takoz zeki birine benziyordu o yüzden tek olduğumu anladı ve adamları teker teker içeri girmelerini söylüyordu. Bende gelenleri tek tek vuruyordum. Ardından Takoz'u gördüm ve tam ona silah doğrulttum ve silahımın kurşunu bittiğini farkettim. Takoz'a ateş ettim ve kurşun çıkmadı.Takoz gülerek "hahhahaha merminin bittiğini biliyordum tek tek saydım atışlarını demek zeki kız sensin zeki olduğun kadar güzelmişsinde... şimdi ben seni öldüreceğim yaz ipk olacak sana..." Tam ateş ederken bizimkiler geldi ve ateş etmeye başladılar. Bende yerimi değiştirdim. O sırada kurşun omzuma geldi. Omuzumdan yaralanmıştım. Bizimkilerin ateş yağmurunu görünce gözüm göre göre kaçtı. Önümde ölen teröristlerin keleşini aldım ve arkasından koştum ve yetişemedim. kalan teröristler kaçtılar zaten... omzumu tutuyordum çok kötü acıyordu. Omzumu Yağız komutan gördü ve bir bez parcası bulup omzumu sardı. Lojmandakileri güven altına aldıktan sonra alaya döndük. Kan kaybından bayılmışım. Hiçbirşey hatırlamıyorum. Rüzgar komutan beni kucağına alıp revire götürmüş. kan grubumda kimseyi bulamamışlar en sonunda Cansel'le aynı kan grubuna sahipmişiz hemen bana kan vermişler. Gözümü açtığımda tüm bunaları bana Arzu anlattı. Kerem içeri girdi ve "geçmiş olsun kabul ediyormusun? " dedi. Bende kafamı salladım. Sallar sallamaz büt8n arkadaşlarım içeri girdiler ve geçmiş olsun dilediler. Yarbayda arkalarından geldi. Doğrulmaya çalıştım ama rahatsız olmamamı söyledi. " Bugün iyş is çıkardın omzun içinde geçmiş olsun " dedi ve gitti. İyiydim ayaklanmaya başladım. İyi ki vurulmuştum. Eğer ben oraya gitmeseydim vicdanım ölecekti... O çocuğun ölümünün travmasını henüz atlatmışken şimdi de onların ölümü benim beyin ölümüm olurdu. Arzu operasyonlara katılabileceğimi söyledi. Ama fazla zorlamayacaktım. Son zamanlarda duyduğum en iyi şeydi. Bizim her zaman oturduğumuz bankta Rüzgar komutan oturuyordu. Ona teşekkür etmem gerekiyordu. Yanına gittim ve oturdum.
" Teşekkür ederim."
"niçin?"
"bugün bayıldığımda beni revire kadar getirmişsin Arzu anlattı bana o yüzden teşekkür ederim."
"Bana teşekkür etmene gerek yok ben teşekkürümü sana birşey olmadığı için aldım zaten... " dedi.
"Bu durumu sen yarattın. Ben başta çok heyecanlıydım ve biz olacağımız için bir ümidim vardı. Ama sen bu ümidi de yıktın."
"Bu söylediklerim yüzünden pişmanım..."
" Ama ben soylediklerimden pişman değilim seninle aramızda en ufak birşey olamaz artık... "
Dedim ve oradan uzaklaşacakken aramıza Yağız komutan oturdu. Omzun nasıl diye sordu. İyi olduğunu söyledim ve tam kalkacakken kolumdan tuttu ve oturmamı söyledi. O sırada rüzgar komutan birşey söylemeden kalkıp gitti. Bende ondan sonra kaltım ve kızların yanına gittim.