Sabah kalktım ve çadırımın önünde kolyelerime bakarken beni ve kolyelerimi bir terörist gördü ve kolyelerimi çıkarmaya çalıştı. Bende pantolonumun yan cebindeki bıçağı alıp onu öldürdüm. Tam o şurada Takoz beni gördü ve koşarak yanıma geldi. "noluyor burada..."
"bana saldırmaya çalıştı bende bıçakladım..."
"keşke öldürmeseydin ben onu öldürmekten beter yapardım..."
Kafamı salladım ve yan tarafta küçük çocuklara silah tutmayı öğretiyorlardı. Tutamayanı kırbaçlıyodu caniler... Bu duruma ne kadar dayanabilirdim bilmiyorum. Takoz'un odasına gittim ve telsiz gördüm. Telsizi aldım ve bizim alayın frekensını bulmaya çalışıyordumki, içeri Takoz girdi. "telsizle ne işin var?"
" bakıyordum öylesine... Bana da lazım, seninle irtibatı nasıl kurayım" dedim.
"ben hep senin yanındayım gerek yok" dedi ve odadan çıktım. Bizim aslanlar bir köye kontrole gideceklermiş. Takoz'un planı onlara orada pusuya düşürmekti. Beni de yanına aldı ve o köye doğru gittik. Ben onlara nasıl silah sıkacaktım. Hiç bilmiyorum... Ama önce onları pusuya karşı uyarmam lazımdı...
Geldigimizde daha kimse yoktu. Her yere siper aldı şerefsizler... Ben nasıl haber verecektim... Bizim aslanların aracı yaklaşıyordu. Aklıma bir fikir gelmişti. Silahimın dürbününü güneşe doğru tuttum ve Yağız komutanın gözüne tuttum. Araç durdu ve aşağıya indiler, hemen siper aldılar... Aslanlarımm..... Yağız komutan anlamıştı. Çatışma başladı. Bende sıkıyordum ama hep kayalıklara... Takoz'un anlamaması gerekiyordu. Teröristlerin keskin nişancısı gözümün önünde yasin'in omzundan vurdu. Gözümde yaşlar birikti. Bende o teröristi farkettirmeden arkasından vurdum. Şerefsiz sen kimsin ki benim aslanlarımı vuruyorsun diye iç geçirdim. Sadece Takoz ve ben kaldım. Takoz "benimle gel" dedi ve bir araca binip tozla buz olduk. Kampa gittik ve takoz deli oluyordu. "Nasıl pusu kuracağımızı bilebiliyorlar..." diyerek bagrıyordu. "Eminim içimizden birini gördüler herhalde yoksa nasıl bilsinler..." diyerek yatıştırdım. Artık o Merve'yi yarbaya söylemem gerekiyordu. Gözümü kararttim ve aksam herkes uyuyunca alaya gidip haber verecektim. Takoz'un çayına uyku ilacı koydum ve erken saatte uyudu. Kamptan çıkmam için nöbette duran terorisetlerin beni görmemesi gerekiyordu. Bir kenarda durup onları bekledim. Sonunda biri tuvalete gitti. Öbürü de arkasını dönünce tabanları yağladım. Alayın yolunu tuttum. Alaya gelmiştim de bir gürültü vardı... Kim evleniyordu yada nişanlanıyordu... Kalabalığın arasında kim diye bakarken.... Rüzgar komutanı gördüm. Yanında da Merve... Nişanlanıyorlardı... nefesimi tuttum, hiç bırakmadım aynı Rüzgar komutana olan sevgim gibi... Bir müddet sonra nefesimi bırakınca gözlerimden boncuk boncuk yaşlar döküldü... Duvarın arkasına geçip çömelerek hıçkıra hıçkıra ağladım. Bunu nasıl yapabildi?? Beni görmüş olmalı ki Yağız komutan yanıma geldi... Yağız komutanda yanıma çömelip bana sarıldı... Ağlamam bitince "komutanım Merve teröristlerle iş birliği yapıyor yarbaya söyleyin" dedim.
"Biz biliyorduk zaten... Onun için Rüzgar komutan onu çağırdı. Onun anlattığına göre sen bu durumu öğrenip onu kaçırmıssın ve kinlenip diğer tarafa geçmişsin ve Takoz'a aşık olmuşsun... Rüzgar komutan başta inanmadı. Bugün ki çatışmada seni görmüş... Bize ateş ediyormuşsun. Zaten ondan sonra Merve'yle nişanlanma kararı aldı. Herkes seni vatan haini olarak biliyor... Ben buna inanmadım gerçek ne Asi..."
"Benim böyle bi şey yapacağımı nasıl düşünür... Eğer öyle düşündüyse bırak öyle kalsın sen yarbaya bu Dediklerimi şöyle beni aklandır... Takozun bana güveni tam... Onların aralarına sızdım. Takoz beni yanında kalmamı istedi. Eğer kalmassam başta arkadaşlarımı ve Rüzgar'ı öldüreceğini söyledi. Takoz'un işini bitirene kadar beni aklandır ve bunu sadece sen ve yarbay bilsin..."
"Tamam sana aklanman için yardım edeceğim. Şimdi git Takoz anlamasın..." dedi ve elime bir cep telefonu vardı. "buradan bana ulaşabilirsin seni Aramayacağım yakalanabilirsin... O yüzden sen ara..." dedi ve bende kampa döndüm. Çadırıma girdim ve hiç uyuyamadım. Gözümün önünden o manzara hiç gitmiyordu. Sabah olduğunda Takoz çadırıma geldi ve niye suratsız olduğumu sordu. Bende uyuyamadım dedim.