Yarbayın yanına gittim. "Yarbayım, Merve"nin telefonunda bir mesaj gördüm. Oraya saldırı düzenliyeceğiz, kendini korumaya al yazıyordu. Yarbayım. Bize saldırı düzenleyecekler..."
"Asilay, Alay da be kadar asker varsa yemekhaneye çağır. Merve'yi de Arzu revirde idare etsin..."
"Emredersiniz komutanım..." deyip odadan çıktım. Herkesi yemekhaneye topladım. Yarbay konuşmaya başladı.
"Cesur, kahraman askerlerim... Bugün Alaya saldırı düzenleyebilirler... Ben sizin Alayımızı ve bayrağımızı savunmanızı istiyorum... Hiç bir şehit istemiyorum. Kendinize dikkat edin... Aslanlar, ilk önce siz müdahale edeceksiniz... Diğer askerler Aslanları koruyacak... Şimdi herkes hazırlansın... Eymen ve Aylin, siz hazırlanın ve kapıda bekleyin.. Olağan dışı durumda haber verin... Allah hepimizin yardımcısı olsun..." dedi ve hazırlanmaya gittik. Sessiz bir bekleyiş vardı... Sanki ölüm sessizliği... Bu ölüm sessizliği bizden olmaması için elimden geleni yapacağım... Eymen yarbaya bir araç yaklaştığını söyledi ve aracın içinde sadece bir kişi varmış... Bu bir tuzak olabilirdi... Aslanlar, Alayın avlusunda siper aldık... Gittikçe araç alaya yaklaşıyordu... "Yarbayım, araçta bomba var... Bu bir tuzak..." dedim. Yarbay da "Aslanlar, indirin aracı..." dedi ve bizde kurşun yağmuruna tuttuk... Araç alaya fazla yaklaşmadan patladı... İki kamyon dolusu terörist geliyordu... Araçtan indiler ve çatışma başladı... Teker teker indiriyorduk... El bombasını elime aldım ve yeni gelen kamyonun dorsesine bombayı fırlattım... Ona yakın terörist daha araçtan çıkmadan geberdi... Sağdan yaklaşan teröristi gördüm. Yarbayı hedef alıyordu.. Ona ateş ettim ve o da yarbaya ateş etti. Yarbay omzundan vurulmuştu... Yarbayın yanına gittim ve bir kolundan ben diğer kolundan Rüzgar komutan tuttu ve revire götürdük... Merve ve Arzu yarbayın yarasına bakarken bizde Rüzgar komutanla dışarda çatışmaya çıktık. Rüzgar komutan kolumdan tutup arka çıkışına götürdü. Diğer elinde iki tane keskin nişancıların kullandığı silahı almıştı. Yukarı tarafa tırmandık ve teröristleri nişan aldık... Komutan teröristleri vururken bende silahın dürbünüyle Sekiz'i bulmaya çalışıyordum. Galiba onu bulmuştum. Tam ona ateş ettim ve kurşun kayalığa denk geldi. Sekiz anlamış olmalı ki dürbünden bizim bulunduğumuz yere baktı ve bizim bulunduğumuz yere roket atar attılar. Rüzgar komutanı elimle çekiştirerek oradan kaçtı. Roket bizim buluğumuz yere düştü. Rüzgar komutan ve ben bir kenara savrulduk. Gözümü açtım ve Rüzgar komutanın üzerindeydim. Rüzgar komutana panikle baktım. Bir şeyi varmı diye sordum. İkimizde iyiydik. Ekip arkadaşlarımızın yanına geldik. Yağız komutan, Rüzgar komutanı ve beni yanına alarak içeri girdik. Destek ekip çağırmak için ben, irtibat odasına girdim. Yağız komutan yarbayın yanına gitti. Rüzgar komutan da cephane odasından mermi almaya gitti. Sesler azalmaya başlamıştı. Destek ekip çağırdım ve etrafı sessizlik bürüdü. Pencereden dışarı baktım. Bizimkilerin mermileri bitmiş. Aslanlara ve diğer kalan askerlere diz çöktürmüş. Şerefsizler... Siz kimsiniz de Türk askerini diz çöktürürsünüz... Her birinin kafasına silah dayamışlardı... Birden bir ses yükseldi... Bu Sekiz'in sesiydi...
"İçerde bulan askerler... Dışarı çıkın yoksa bu kedilere yazık olur... Özellikle sen Asii... İsmini çok duydum. En büyük düşmanın sensin... Siz bilirsiniz başlıyorum sıkmaya..." dedi ve havaya ateş açtı. Koridora çıktım ve koridor da Rüzgar ve Yağız komutanı gördüm. Yanlarına gittim. Rüzgar komutan dışarı çıkmamızı söyledi... Bir plan yapmalıydık... Kimse Türk askerini esir alamaz... Destek ekipte gelmek üzere zaten..."Ben dışarı çıkacağım ve Sekizi oyalayacağım. Destek ekip gelmek üzere... Destek ekip gelince dikkatleri dağılacak ve o anda Sekiz'i vuracağım ve sizde Askerlerin başında duran şerefsizleri indirin... Aslanlar zaten kendilerini korurlar..." dedim ve dışarı çıktım. " Ne bağırıp duruyorsun ya.. Seni de öldüreceğinden mi Korktun.."
"Ben hiç birşeyden kormam... Güççük asker... Beni diğer beceriksizlerle karıştırma... "
"Şimdi senle bir anlaşma yapalım. Sen askerleri bırak ve beni al.."
"Niye bırakıyım ki sende elimdesin..."
"O kadar emin olma..." dedim ve destek ekip geldi. Herkesin kafası gelen destek ekip aracına çevrildi... Rüzgar komutan ve Yağız komutan teker teker indirmeye başladı. Sekiz tekrar bana döndü ve tam ateş edecekken eline tekme attım. Silahı yere düştü ve siper almak için diğer tarafa kaçtı. Aslanlar başında duran teröristleri etkisiz hale getirdi... Sekiz kayalıklara doğru kaçıyordu. Elime silahımı aldım ve onu takip etmeye başladım. Gözden kaybettim onu derken arkamdan silah bana doğrulttu. "Yolun sonuna geldin Asi.." "Senden korkacağımı mı sanıyorsun..."
"Bana yalvaracaksın... Yalvar sıkarım kafana..."
"Sıkmassan adam değilsin... Sana yalvaracağıma ölürüm daha iyi sık!!!" Tam bana sıkacakken birden önüme Yağız komutan atladı ve benim yerime o vuruldu... Yağız komutan birden yere düştü ve bende silahı alıp Sekiz'e sıkmaya çalıştım ama kaçtı şerefsiz... Kollarımda kanlar içinde yatıyordu...
"Yağız komutanım... Kalkın!!! Komutanım... Bir cevap Ver!!!! Yağız cevap ver bana...elini sık... Yağız elimi sık!!!" şoktaydım.. Cevap vermiyordu. sadece gözlerini kırpıştırıyordu...
"Asiii... Seennni seeeni çoook seviyorum... Buuunu bilmeni istedim.."
"Yağız tamam kendini yorma Arzu'yu çağırıyorum.." dedim ve telsizden çağırdım...
"Artık benim içinnn yolunnn sonu... Allaha emanet ol..."
"Hayır Yağız böyle söyleme... Olmıyacak öyle bir şey kendine gel... Kapatma gözünü benimle kal... Yağızz!!!!!" Gözleri kapandı ve ben bağırmaya başladım... "Hayır Yağız!!!! Hayır Yağız!!!!" diyerek ağlamaya başladım. Arzu geldi ve yaşıyormu diye boynuna dokundu... "Asii maalesef... Başımız sağolsun..."
"Hayır.. Yağız şehit olmuş olamaz hayır!!! Bir daha bak... Yağız!!!! Kalk Yağız kalk!!!" diyerek Yağız komutanın suratına vurdum. Kendime gelemiyordum bir türlü... Aslanlar geldi yanımıza ve kucaklayıp alaya götürdüler... Ben yerimden kalkamadım... Benim yüzümden şehit olmuştu... Bir tek yanımda Rüzgar komutan kaldı. Yere yanıma oturdu... "Biliyor musun benim yüzümden şehit oldu... Son sözü beni sevdiğini söylemek oldu..." diyerek Rüzgar komutana sarıldım. Bağıra çağıra ağladım. Dağlara taşlara vurdum... İçim soğumuyordu ve hayatım boyunca da soğumayacaktı.