Sabah kızlar benden önce uyanmışlar ve konutanın sesini kaydetmişlerdir. Bu planı yapmak için bir hafta uğraşmışlar...
"Asilay...!" diye... Kızlar ben uyurken kulağıma yanaştırıp ses kaydını açtılar.
"Asilay..!" komutanın sesi... İrkilerek yatağımdan sıçradım ve elimi başıma koyup selam verdim. Uykulu gözlerimden seçemiyordum. Gözlerimi ovuşturduktan sonra kızları gördüm , kahkahalar atıp bana gülüyorlardı. Onlara yaptığım için benden intikam alıyorlardı. İnsan kötü oluyormuş. Bir daha kızlara yapmayacağımın sözünü verdim.
Arzu'da artık bize alışmıştı. Bu durumları garipsemiyordu. Hemen giyinip kahvaltıya gittik. Sonra antremandaydık.
***********************************
Hepsini tamaladık ve komutan yanımıza geldi. Toplatı yapmak istediğini söyledi. Bizde hemen toplantı odasına doğru ilerledik....
Komutan konuşmaya başladı:
"Kolpa'nın bir oğlu varmış, uyuşturucu ticareti yapıyormuş. Yerini tespit ettik. Yakalarsak uyuşturucu ticaretini önleyeceğiz ve kolpa'nın yerini ögrenebiliriz. Bu akşam "Red bar" da olacağı haberi geldi. Gözcülük için kızlar içeride olacaksınız ona göre giyinin... Acil durumda müdahale edeceksiniz. Biz erkeklerde bir minibüsün içinde sizi dinliyor olacağız şimdi gidin hazırlanın yarım saat sonra araçta olun..."
" Emredersiniz komutanım"
Kızlarla birlikte oraya uygun kıyafetler giydik. Çok güzel olmuştuk. Kulaklıklarımızı taktik ve silahlarımızı çantalarımıza yerleştirdik. Artık hazırdık.
Aşağıya indiğimizde bizim timin erkeklerinin ağzi açıkta kaldı.
Mehmet;
" siz bu kadar güzelmiydiniz ya " diyerek ağzı açık kaldı. Son olarak komutan geldi. Kızlara bakti ve en son ben vardım. Gözleri bende takılı kaldı. Ben ilk defa böyle görüyordu. Görünüşe bakılırsa beğenmiş olmalıydı. Ciddiyetini koruyarak...
" Herkes araçlara " dedi. Barın önüne geldik...
Minibüsün içinde Kolpa'nın oğlu ihsan'ı bekliyorduk. Suç üstü yakalamamız gerekiyordu. Sonunda geldi.
Bara giriş yapmıştı ve ardından bizde inip bara girdik. Kızlarla farklı yerlere ayrıldık. Barmenin karşısına oturdum. Yanıma ihsan geldi. O kadar kizin içinden benim yanıma gelmişti. Bozuntuya vermedim.
"Selam ne içersiniz?" dedi.
" kokteyl"
" Adınızı rica etsem ayıp etmiş mi olurum."
" Adım Hülya "
" Bende İhsan memnun oldum. Hep boyle sert misinizdir?" gibisinden konuşmaya başladı. Komutan konuştuğumuz herşeyi duyuyordu ve bana ne demem gerektiğini söylüyordu.
"Çok güzelsiniz izninizle beş dakika lavoboya gidip gelsem" dedi.
Komutan, " ticaret yapacağı adam da geldi, muhtemelen onun yanına gidecek. Onu takip et Asilay " dedi.
Bende İhsan'a "tamam" dedim.
Arkaya doğru gidiyordu. İhsan galiba çantamdaki silahi görmüştü. Çantamın fermuarı açıktı. Arkasından gittiğimde bir anda boğazımı sıktı.
"Beni yakalayabileceğin mi zannettin güzelim şimdi sana yazık olacak ellerimde öleceksin" dedi.
Komutan bu sözleri duyar duymaz bütün ekiple birlikte bulunduğumuz yere geldi. Tam boynumu sıkarken, komutan "bırak kızı..!" dedi.
İhsan benim boğazımı bıraktı ve kafama silah dayadı. Sadece beni kurtarmaya erkeler gelmişti. Kızlar nerdeydi acaba??
Komutan, " bırak yoksa vururum seni" derken çok ciddi görünüyordu. Gözlerindeki endişeyi görebiliyordum. Beni sağa sola döndürürken arkamızda kızları gördüm ve komutana doğru döndük.
