Her sabah olduğu gibi yüzümü yıkadım ve aynaya bakarken yüzümdeki mutsuzluğu ve kolyeyi farkettim. Kolyeyi çıkarmayacaktım. Onun manevi değeri vardı.
Yemekhaneye gittik. Yemek yemek istemedim. Kızların yanında kukla gibi duruyordum.Arzu Kolumdan tutarak beni revire götürdü.
"Neler oluyor anlat bana " dedi.
Daha fazla içimde tutmak beni daha da üzecekti... O yüzden anlatmaya başladım...
"Dün yanına gittiğimde bana karşı birşeyler hissettiğini söyledi ama onu beklememe mi ve ümidimi kesmemide söyledi. Çünkü arkasında beni bırakmak istemiyormuş falan... bundan sonra o artık benim komutanım sadece ondan emir alacağım başka birşey olamaz aramızda... Bu benim için zor olacak ama ben zoru başarmak için burdayım onunda üstesinden gelirim..."
" Böyle olmasını istemezdim. Abim normale dönüyor derken yine eski haline döndü. Artık herşey için Hayırlısı... bundan sonra sana böyle birşey sormayacağım. Sen benim en iyi arkadaşım kalacaksın" deyip bana sarıldı.
Komutanda oradan geçerken bizim sarıldığımızı gördü. Ben onu fark edince hemen dışarı çıktım.Antrenmana gittim. Koşumu yaptım. Şınav çektim derken öğlen olmuştu.
Arzuya kızlara da anlatmasını söyledim ve kimse bir daha konusunu açmamasına söz verdirdim. Cansel'le Mehmet konuşmaya devam ediyorlardı.. Aferin Mehmete hiç değilse Cansel'i yarı yolda bırakmıyordu. Banka oturdum ve yanıma Mehmet geldi.
"Kızım ya ne Somurtkansın... insan senin yanında yaşlanır valla...""O zaman insanlar uzak dursun benden..."
"Herşeye de bir cevap... Sana başka bir şey demek için geldim."
"Söyle bakalım..."
"Şey... Sen ben ve Cansel'i bikiyorsun... Bu yaz nişanımız olacak... Bunları sana Cansel söyler zaten de... Cansel den önce davranıp sormak istedim. Benim nikah şahidim olur musun?"
"Olurum tabii..."
"Ama Cansel benim şahidim ol derse sakın beni yarı yolda bırakma..."
"Tamam... Ben seni bırakmam... Cansel'in ki de Aylin olur... Ben onu çaktırmadan ayarlarım..."
"Aslansın beee... Helal olsun sana..."
"Saol dostlar sağolsun" deyip elimle omzuna vurdum.
Burada iyice Esra Erol'a dönmüştüm. Anlaşılan hepsini teker teker evlendirecektim.Mehmet gittikten sonra Aylin yanıma geldi. Benim moralimi düzeltmek için uydurduğu birşeylerden bahsediyordu... Herkese bir takma ad bulmuş...
Cansel (hiedi)
Tuğçe (tazmanya canavarı)
Ümit (polyanna)
Sevda (safinaz)
Yasin (Gargamel)
Mehmet (şeker)
Kerem (brad pit)
Buse (ciddi)
Rüzgar komutan (jön)
Sen (terminatör)
Hafiften olsa gülümsedim..."Peki sen..."
"Kendime bulmadım..."
"Sende şirinesin..."
Kamil geldi ve operasyon olduğunu söyledi. Herkes toplandı ve komutan operasyon hakkında bilgi verecekti.
" teröristler bir köyü işgal etmişler. O köyü kurtarıp ve şerefsizleri oradan temizlemiz lazım. Herkes hazırsa gidelim o zaman..."
Bindik araçlara... Operasyona gittiğim için çok mutluydum. Hayattaki kalan tek mutluğumdu bu...
Araçlardan indik ve etrafı kontrol ediyorduk. Önümüze çıkana sıkıyorduk. İkişerli gruplara ayrıldık. Benle Aylin'le birlikte hareket ediyorduk. Aylin bana dönüp: