Kızların yanına gittim ve görevimi başarıyla yaptığımı söyledim. Akşam olmuştu ve yemeğe gelmiştik. Canım hiç birşey istemiyordu. Sadece bana ne söyleyeceği aklımda dolanıyordu. İşin kötüsü özel birşey konusacağız dediğinde rüzgar komutan Yanındaydı. O da duymuştu herşeyi... Neyse eninde sonunda gidecektim yanına ve tıkabasa yemek yedim. Yemekler bittiğinde Yağız komutanın yanına gittim ve kapıyı tıklattım. Kapıdan çok benim kalbimin sesi daha ağır basıyordu. Bütün cesaretimi toplayıp yanına girdim ve buyrun komutanım dedim. "sen simdi merak ediyordursun seni niye çağırdım diye fazla uzatmıyacağım seni gördüğümden beri senden hoşlanmaya baslamıştım. Ama bu durum bana biraz garip bir durum... ben kimseye bağlanmam gelişi güzel yaşarım ve geçmişime baktığımda ben hic aşık olmamışım. Hepsi benim için bir hevesmiş... Senide öyle sandım ve kalbimin sesini durduramadım. Hoşlanmaktan çok şimdi aşık oldum diyebiliyorum. Annem şuan beni böyle görse çok şasırır. Beni çapkın olarak bilirler. Senden birşey yapmanı istemiyorum. Sadece bu durumu bil istedim. İstersen cevap ver istersen verme anlayışla karşılarım." dedi. Ve ben konuşamadım bile birkaç dakika öyle kaldıktan sonra söze başladım.
" Ben hayatımda sadece bir kere aşık oldum. Oda beni seviyordu ve bazı kendince saçma sapan nedenlerle bana sırtını döndü. Hem kendisi hem de ben çok acı çekiyoruz. Şuan o istese bile ben istemem o yüzde her an ne olacağı belli olmaz. Sana cevap vermek istemiyorum. Belki daha sonra veririm. Bana zaman ver... " dedim ve odadan çıktım. Yagiz komutan yakışıklı, anlayışlı ve komik bile olsa ona karşı birşeyler hissetmiyordum. Zaman ne gösterecek bilmiyordum. Kızların yanına giderken koridorda Rüzgar komutanı gördüm. Kolumdan sinirli bir şekilde tuttu ve yemekhaneye götürdü. Yemekhaneye girdik ve kapıyı örttü... Etraf iyice kapkaranlık olmuştu... Sadece o sinirli, asabi suratını görebiliyordum. "Ne dedi sana?"
"Hiçbirşey..."
"Adam sana hiçbirşey için mi özel konuşacağız diyor? Seni sevdiğini mi söyledi? Konuş..."
"Sanane seni ne ilgilendiriyor? Evet beni sevdiğini söyledi... Nolacak yani!!!"
"Ben şimdi ona napıyım... Ağzını burnunu dağıtacağım onun... Hiçbirşey umrumda değil!!!"
Tam yemekhaneden çıkacakken...
"Cevap vermemi istemedi... Bende cevap vermedim..."
Durdu ve beni duvara yasladı ve kollarımdan sıkarak...
"Seviyor musun onu?"
"Bu sorunun cevabını vermiyeceğim..." dedim ve duvara yumruk attı... Yemek haneden çıkıp kızların yanına gittim. Olayları anlattım. Kızların hepsi çok şaşırmıştı. Çünkü onların yanında bana normal biriymişim gibi davranıyordu. Neyse bunlar sonrada düşünülür... Şimdi uyuyup yarın dinç bir şekilde kuştepeye takoza gideceğiz... Yatağıma girdim ve ışıkları kapattık. Yeni bir gün yeni umutlar olması dileğiyle uyuduk...Bugün büyük gündü.. Belki de takoz denilen herifi bulacaktık. O yüzden hemen hazırlanıp yola koyulduk. Hedef kuştepeydi... İnşallah ordadır ve yanılmıyorumdur... Diye içimden geçirdim. Çünkü ekip arkadaşlarımın bana güvenleri tamdı... Tabiki komutanlarında... Kuştepe'ye geldiğimizde birşey yoktu. Etraf çok sessizdi. Bu sessizlik hayra alamet değildi. Etrafı iyice kontrol ettik. Acaba bu bir tuzakmıydı? Bizi buraya çekip bize pusu kurmuş olabilirlerdi. Etrafa baykuş gibi bakıyorduk... Etraf sakindi.