Kızlar benim şu aralar dalgın olduğumu biliyorlardı. Sevda yerde benim kimliğimi bulmuştu. Kimliğinin her yerini inceleyince bugün benim doğum günüm olduğunu görmüş. O sırada ben uyuyordum daha sabahın körüydü...
Kızları uyandırarak yemekhaneye herkesi çağırmiş. Timdeki erkekleri de toplamışlardı. Ben kimsenin bilmesini istemiyordum çünkü orası benim için parti yapılıp, birşeyler kutlanacak bir yer değildi. Bizim timdekiler bana sürpriz yapmayı planlıyorlarmış. O sırada komutan Rüzgar yemekhaneden geçerken kulak misafiri olmuş.
Sabah kalktığımda kimse yoktu. Endişeyle saate baktım. Hala geç değilidi. Etrafıma bakındım, kızlar nerede diye... Üstümü giyindim ve yemekhaneye gittim. Hiç kimse beni fark etmiyordu. Hiç değilse Mehmet bir espiri yapardı, o da yok... Gittim kızların yanına... Günaydın dedim. Hepsi yorgun sesle günaydın dedi. Bu durum canımı sıkmıştı. Çünkü bana değer verilmediğini anladığımda kendimi kötü hissediyordum. Gün boyunca antremanlarda kimseyle konuşmadım. Zaten benimle konuşmak isteyen de yok gibiydi.... Bir günde ne değişmişti ki...
Timle birlikte operasyona çıktık. Hiç olmadığım kadar sessizdim. Komutanda bunun farkındaydı ve o da öyle davranıyordu.
Köy merkezinde düğün vardı. Olağan dışı olayda müdahale etmemiz için bizde ordaydık. Herkes halaylar çekip ,oyunlar oynuyordu. Dikkatim çok dağılmıştı. Gelinin yanına çıktım. Çok mutsuz görünüyordu.Heyecanına vermiştim Bu durumunu... Asağı indigimde kafamı dağıtmak için sağa sola bakındım. Kafamın içi çok doludu. Herkes aşağıya inmişti. Yukarda bir tek gelin kalmıştı. Takır Tukur sesler geliyordu. İçimde bir kuşku oluştu. Hemen yukarı çıktım. Gelin kendine idam ipi hazırlamıştı. Onunla konuşmaya çalışıyordum. Gelin bana isteksiz olduğunu,babasının onu para karşılığıyla verdiğini söyledi.
"Kendi canına değer mi peki beş para etmeyen insanlar için hiç değer mi seni burdan çıkartacağım."
Geline normal kıyafetler giydirdim ve düğünden sessizce ayrılacaktık ki komutan beni gördü ve arabaya o da bindi. Yakalanmamak için bu duruma sesimi çıkarmadım. Bir terslik olduğunu anlamıştı. Yolda olan biteni komutanıma anlattım. Komutanın bildiği kadın dayanışma evi varmış oraya götüdük. Dönüşte arabayı sağa çektim.
"Neden herkes bana böyle davranıyor?"
" Nasıl davranıyorlar ki?"
" Bugün hiç kimse beni umursamadı bile... bir günde ne değişti böyle. Hem ailemide çok özledim. Böyle günümde beni yanlız bırakıyorlar..."
" Senin arkadaşların gibi arkadaşlarım olmasını çok isterdim. Çok şanslısın..."
Bu dediklerinden birşey anlamamıştım. Hava kararmaya başlamıştı. Alay komutanlığının yolunu tuttuk. Karnım öylesine acıkmıştı ki karnımdan gelen seslerden utanıyordum.
Yemekhaneye hızlı adımlarla gittik. Işıkları söndürmüşler... Bu saatte pek normal birşey değildi. Işığı açtığımda bütün arkadaşlarım, yoldaşlarım, can bildiklerim ordaydı. Arkamda da komutan... Bana doğum günü sürprizi yapmışlardı. İstemsizce ağlamaya başladım. Arkadaşlarıma sırayla sarıldım. Bunun intikamını alacaktım... gün boyu bir kere olsun konusmamışlardı benimle... Pastayı kestim. O sırada kamil:
"komutan seni çağrıyor " dedi.Allah Allah niye çağrıyor ki beni diye iç geçirdim. Kapıyı tıklattım ve içeriye girdim.
Odada babam vardı. Konuşamadım bile hemen babamın boynuna sarıldım. sanki hala 6 yaşındaki bir kız gibiydim. Gözümden akan yaşlarla boğulmak üzereydım. Ne kadarda özlemiştim onu... Annemi kardeşlerimi...
Ama aileden birini bile görmek yetti bana... Canım babam bir kere bile olsa bana vurmayan, canım acıdığında onun canı daha çok yanan benim hayatımın ilk ve tek kahramanı babam...Gözlerinde bana olan gururu görebiliyordum. Sağolsun timdeki arkadaşlarım benim burada neler yaptığımı anlatmışlar. Babamın bana cesur kızım demesi bile beni o kadar cesaretlendirdi ki bir ton teröristin arasına tek başıma gidebilirdim.
Babama, annemi kardeşlerimi sordum. Çok şükür iyilermiş. Bu da komutanın bana hediyesiydi. Biraz konuştuk babamla... Komutan odadan çıktı. Doya doya sohbet ettik...
**********************************
Babamla vedalaştık ve babam Ankaraya döndü. Arkadaşlarım etrafı toplarlarken bende komutanın yanına gittim ona bir teşekkür etmem gerekirdi. Dışarda duruyordu. Yanına gittim ve boynuna sarıldım. O sırada arkamızda merve hemşire varmış, fark etmedim. Komutana teşekkür ettim. Bu benim için çok güzel bir hediyeydi. komutana giderek kapılıyordum. Kapılmamak elde değil...
Hemşire artık beni düşmanı gibi görüyordu ve bana gıcık oluyordu. Yatakhaneye giderken bana olan bakışları bana bu duyguları uyandırıyordu...