VİCDANIMIN İZİNDEN

11 3 0
                                    


    Yarbay bizim alaya geldi ve bizde toplantı yaptığımız toplantı masasına geçtik. Yarbay anlatıyor biz dinliyorduk.
" Hakkari'den kaçan ve buraya gelen takoz adında bir terörist var... Sizin göreviniz onu Türk Milletinin önünde hesap vermesini sağlamak... Bu adam 27 yaşıda takoz lakabıyla bilinir. Gittiği her yere yaptığı her eyleme "T" harfi bırakıyor. Çok acımaz, cani adamın teki... Kaç masumun kanına girdi kim bilir? Sizden başkası yapamaz siz aslanlar gibi kükreyip onu alt edeceksiniz... Şuan bir köye ve muhtemelen oradan ayrılmıştır. Takoz gittiği yerlere ipucu bırakmayı seviyor... Adam Fransa da arkeoloji okumuş o yüzden çok dikkatli inceleyin o köyü... Elbet bir ipucu bırakmıştır. Şimdi hazırlanıp yola çıkın eksiksiz herkesi bu görevde görmek istiyorum. Benim milletimin canını yakanın bin kat canını yakarım. Allah yardımcınız olsun"
Dedi ve hepimiz dağıldık.
   Yeni adamımız Takoz... Adam çok pimpirikli biri herhalde.. Neyse biz hazırlanıp yola çıktık ve köye ulaştığımızda bir çoban gördük ve ayak üstü sorular sorduk.
Yasin " Buraya hiç tanımadığınız, bu köyde olmayan biri geldi mi Hiç?"
" vallah bilmiyom bende yeni geldim iki gündür koyun sürüyodum bilen biri varsa o da mıhtardır". Dedi.
   Gruplar halinde ayrıldık. Tuğçe, Sevda, Kerem, Yasin, Mehmet, Aylin köylülere soru sormaya gittiler. Ben Yağız komutan , Rüzgar komutan , Cansel bizde muhtarın yanına gittik.
  Rüzgar komutan muhtara sorular sordu ve muhtar buraya kimse gelmediğini söyledi. Gözlerine baktığımda bir terslik olduğunu anlamıştım. Yalan söylüyordu. Odadan çıktık ve Rüzgar komutan , Yağız komutan ve Cansel dışarı doğru çıktılar. Ben kapının ardında muhtarı dinliyordum.
İçerden " seni sordular yok dedim" dedi. Bunu duyunca içeri girdim ve muhtarın boğazına yapıştım. Telefon açıktı. Bir elimle de telefonu aldım ve konuşmaya başladım.
"Şerefsizz muhtar elimde o kadar yakınımda ki boğazını tutabiliyorum. Nerde olduğunu çabuk söyle yoksa ben muhtarı konusturmasını da öldürmesini de iyi bilirim. Nerdesin konuş..." derken Yağız komutan arkalarında olmadığımı anlamış ve diğerleriyle birlikte muhtarın odasına girdiler. Ben konuşmaya devam ediyordum.
Bana " beni muhtarla mı tehdit ediyorsun? al senin olsun ne yaparsan yap yerimi merak ediyordun karanlık bulutların altındayım gelde bul... " dedi... Ve telefonu kapattı. Karanlık bulutlar ne demekti. Aklımı kurcalamaya başladı.
Rüzgar komutan "noldu kimle konuştun?"
"Muhtar takozla konuşuyordu. İçeri girdim ve boğazını sıktım. Telefonu elime aldım ve yerini söyle dedim. Oda bana karanlık bulutların altındayım dedi. Bu ne anlama geliyor" diye sordum .
"Bilmece gibi konuşup hem aklımızı karıştırıyor hem de bizimle oyun oynuyor şerefsiz..."
   Cansel muhtarı aldı ve konuşturmak için alaya döndük. Sorgusuna girdim ve tek kelime bile anlatmadı. Sorguya Yasin devam etti. Dışarı çıktım ve kendi kendime karanlık bulutlar... Karanlık bulutlar ... Diye tekrarlıyordum. Havaya baktım bulutlar vardı ve renkleri siyah değildi. Telefonumu elime aldim ve Şırnak'ta bugün neresi yağmurluydu ona baktım. Tek bir yer yağmurluydu. Bu karanlık bulutlar yağmur bulutuydu.
   Yanıma Yağız komutan geldi. Gözümdeki parlaklığı gördü ve noldu diye sordu.
"komutanım karanlık bulutlar, yağmur bulutları... burada yağmurlu hava olan tek bir yer var muhtemelen orada " dedim ve Rüzgar komutanada bu durumu bildirdikten sonra yola çıktık.
   Geldiğimizde her yer çamur içindeydi ve aracımızın tekeri çamura saplandı. Tam dışarı çıkıp bakacakken kurşun yağmuruna tutulduk. Derken yağmur da hızlanmaya başladı.Doğru yerdeydik.
   Araçtan çıktık ve etrafta kayalıkların arkasına siper alarak çatışmaya başladık. Keskin nişancıyı gördüm ve arkasından dağa doğru çıktım. Keskin nişancıyı indirmiştim. ve oradan uzaklaşacakken takoz keskin nişancıya telsizle "öncelikle komutanları indir..." dedi.
"indiremem çünkü şuan ölüyüm... " dedim.
"sen... sesinden tanıdım o kızsın. Buraya senin bulduğunu biliyorum . sevdim seni zeki bir kızsın. Üstelik keskin nişancıyı öldürdüğüne göre çeviksinde... Bizim oralarda en son keskin nişancı öldürülür..."
"Kes sesini birazdan sende bu keskin nişancı gibi öleceksin " dedim ve eski yerimi aldım. Teröristeleri teker teker vuruyorduk ve takoz görünmüyordu.      Heralde kaçmışa benziyordu. Teröristleri temizledikten sonra araca geldik ve aracın tekerini çamurdan kurtardık. Aracın camında bir kağıt vardı. Kağıdı Kerem aldı ve sesli okudu.
"Yerimi buldun zeki kız... Şimdi bulabilecek misin acaba? Senin vicdanında olacağım... Bu arada hakkında herşeyi öğrendim Asiiii..." diye yazmış...
  Vicdan mı? Neyden bahsediyordu acaba? Benimi öldürecekti? Aklıma bin bir çeşit sorular geliyordu. Benim hakkımda da herşeyi biliyordu. Asi demesinden belliydi...

İZ PEŞİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin