BEYAZ CESARET

16 5 3
                                    

Yatakhane de şise çevirmece oynayalım diye tutturdular... Kıramadım onları ve oynamaya başladık. Şise Arzu'ya geldi ve Tuğçe soracaktı. Doğruluk mu? cesaretlik mi? dedi. Arzu doğruluğu seçti. Tuğçe de "kamil'le ciddi düşünürmüsün?" dedi. Arzu"olabilir..." dedi ve şişeyi çevirdi. Buse'yle bana gelmişti. Buse bana soracaktı. Doğruluk mu? cesaretlik mi? ben cesaretlik dedim. Buse zor birşey vereceğini biliyordum. " yarına kadar Yağız komutan ve Rüzgar komutandan bir saç teli koparacaksın "
"ne hayatta olmaz ben nasıl yaklaşıp koparacağım"
"orasını sen düşüneceksin" dedi ve ben sinirden şişeyi aldım ve oyun bitti dedim. Kızlara iyi geceler dedim ve sevda İle Aylin nöbete gittiler. Bizde yataklarımıza girdik ve kafamız8 koydugumuzla uyuduğumuz bir oldu nede olsa bugün çok yorulmuştuk ...

Sabah kaltığımda aklımda tek bir soru vardı. "ben komutanlardan nasıl saç teli alacaktım?" neyse sabah kalktığımda kizlari teker teker uyandırdım. Kahvaltıya indik ve bu arada yarbay toplantı yapmak istediğini öğrendik ve toplantı odasına gittik. Yarbay;
"Aslanlar, Takoz yine izini kaybettirdi. Aldığımız bilgilere göre bir mağrayı mesken tutmuş ve oradan ayrıldıkları haberini aldık. Kesin oraya bir işaret bırmakmıştır. Siz de oraya gidip onun bir sonraki yerini ögreneceksiniz Allah yardımcınız olsun"
"saol" dedikten sonra hepimiz birlikte araçlara gittik ve bu magra neyin nesiydi onu öğrenmek için yola çıktık. Mağaraya gelmiştik. Etrafı kontrol ettik ve temiz görünüyordu. Önde Rüzgar komutan arkasında da biz devam ettik. Burada oldukları çok belliydi. Etrafta küçük bir masa üzerinde de boş çay bardağı vardı. Bardağa dokunduğumuzda sıcaktı. Mağranın duvarında tabiki "T" harfi vardı ve altında da "kuşları çok severim ve kuşların zirvesinde olacağım... Bekliyorum Asi.. " yazısı vardı. Nerden Baksan Şırnağın her yerinde kus var bu adam neyden bahsediyordu. Bizimle oyun oynar gibiydi... İyice ona kin besliyordum. Gördüğüm anda onu öldürmek istiyordum. Bu durumu yarbaya bildirdik. Kuşların zirvesi ne demekti? Yine bir bilmece daha...
Kusların zirvesi, kuslarin zirvesi, kuşların zirvesi... kafam allak bullak olmuştu. Yasin ordan "iyice tepem attı."dedi. Tepem evet buldum galiba kuştepe olmalıydı çünkü başka mantıklı bir sey yoktu. Yarbaya gittim ve anlattım. Yarın için kuştepe'ye operasyon düzenleyecektik. Planlamasını hep birlikte Yaptık ve yemek yemeğe yemekhaneye gittik... Benim yapacağ8m tek birşey vardı. Yağız ve Rüzgar komutanların saçlarından bir tel koparmaktı. Buse habire gözleriyle ve kaşlarıyla işaret edip duruyordu. Yemeğimizi yedik ve Yağız komutanın banka oturmaya gittiğini gördüm ve arkasından bende gittim. Yanına oturdum ve Saçının arkasında birşey olduğunu söyledim. Birbirimize çok yakindik ve ellerimi Yağız komutanın saçları arasında gezdirdim. Bir anda Yağız komutan bana baktı ve öylece bakakaldı... Benden etkilenmiş gibiydi. Hemen saçından bir tel aldım ve işim var deyip yanından ayrıldım. Sıra Rüzgar komutandaydı. Odasına giderken onu odasından çıkarken gördüm ve bileğimi burkmus numarası yaparak yere oturdum. Rüzgar komutan beni gördü ve yanıma geldi. Noldu? diye sordu. Canımın yandığını söyledim ve beni kucağına alıp revire götürürken o arada sacından bir tel aldım. O an aklıma "saçlarından bir tek aldım haberin var mi yar yar..."şarkısı aklıma geldi ve kendi kendime gülümsedim. Komutan anlamasın diye ayy off diye sesler çıkarıyordum. Arzu'ya bıraktı beni ve gitti. odun nolacak... Arzu'ya birşeyim olmadığını söyledim ve hepsinin cesaretlikten kaynaklandığını söyledim. O da bana "sende az değilsin Asi..." dedi. Gülümsedim ve diğer kızların yanına gittim. Buse'nin eline saç tellerini verdim. Bu iştende kurtuldum. Derken Buse daha bitmedi dedi. Daha ne yapacaktım acaba... "bu saçlar tellerini götürüp komutanlara veriyorsun ve bu durumu açıklıyorsun"Dedi. "hayır yapamam cesaretlikte sadece bir tane birşey yapılır bende onu yaptım. "İstersen ben açıklayım"dedi. "Tamam... Ben hallederim." Komutanlar herzaman ki bankta oturuyorlardı. Kızlarda beni pencereden izliyorlardı. Yanlarına gittim ve oturmak için izin istedim. Yağız komutan hicbir sakıncası olmadığını söyledi ve ben de oturdum. Başladım konuşmaya "kızlar sizin sac telinizi koltuğun üstünde bulmuşlar ve doğruluk cesaretlik oynuyoduk. Bana geldiğinde cesaretliği Seçmiştim. Buse de bana bu saç tellerini size vermemi istedi hepsi bu kadar..." beyaz yalan soylemiştim. Birazda aklımı kullanarak bu durumdan kurtuldum. Yağız komutan bana bakarak gülümsedi ve pencereden bize bakan kızlara el salladı. Bu durumdan da kurtulmuştum ve tam giderken Yağız komutan "akşam yemekten sonra odama gel özel bir şey söyleyeceğim sana" dedi. Ne söyleyecekti bana ...

İZ PEŞİNDEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin