10. bölüm

10.3K 485 10
                                    

Gün ağarmaya başlamıştı. 
Hayat bir güne daha merhaba demişti.
Şimdi tutsak olunan uykudan uyanma vaktiydi.

Dedria her sabah olduğu gibi tüm hizmetçilerden erken uyanmıştı sabaha. Kırk yılın alışkanlığıydı. Uynamak için ne bir saate ihtiyaç duyardı ne de gün ışığına. Herşey de dakikti.
Tüm hizmetçilerin kapılarını çaldı.

"Haydi bakalım uyanın uyanın!"

Tek tek kapıları gezdi. Her bir odayı iki hizmetçi paylaşıyordu. Koridorun sonunda bulunan kapıyı açtı. Carol çoktan uyanmıştı ancak Anastasia hala uykudaydı.

"Carol lütfen Anastasia yıda kaldır" dedikten sonra kahvlatıyı hazırlamak üzere mutfağa döndü.

Geceleğini çekiştirerek yataktan kalkan Carol uykulu gözlerle Anastasia ya seslendi.

"Anastasia hadi kalk sabah oldu."

Anastasia Carol u duymuyordu bile. Ağır olan uykusu geç yatmanın bedelini ödetiyordu. Uyku onu esir almıştı.
Ters biçimde yatakta hunharca yatıyordu. Carol arkadaşını incelerken kahkahalara boğuldu. Gerçekten acayip bir uyku düzeni vardı.
Yüzünü yastığa gömmüş, kalçasını havaya dikmişti. Nasıl nefes alıdığına şaştı doğrusu. Yorganı vüdunun yarısını örtüyordu. Her zaman ki gibi tek bacağı dışardaydı. 

"Hey hadi Anastasia. Uyanmalısın." 

Carol Anastasia nın yatağına oturup esnedi. Başını kaşıdı. Dürttü biraz uyanması için.

"Anastasia! Hadi ama. Sana soracaklarım var.Bay Leonardo dün gece neden geldi?"

Leonardo nun ismini duyan Anastasia aniden kalktı. 

"Bay Leonardo mu? Hani nerde?" diyerek etrafına bakındı.

"Şaşkın şey.. Burada değil. Soru soruyorum sana. Dün gece neden buradaydı?"

Anastasia yatağın üzerinde bağdaş kurdu. Değişik yatış pozisyonunun ona hediye etmiş olduğu dağınık saçlarını geriye attı. Uyku hasreti çeken şişmiş gözlerle Carol'a baktı.

"Biraz uzun bir hikaye."

"Uzun yada kısa farketmez anlat işte. Hem dün Cilla'nın söylediği şeyler doğru mu? Gerçekten Bay Hector eteğini mi yırttı?"

Bu olayı Cilla nın duyması hoş olmamıştı. Şimdi duymayanlarda durumdan haberdar olacaktı. Haliyle Carol da merak içinde kalmıştı. 

"Carol Cilla nın söyledikleri doğru."

Aslında Carol un beklediği cevap bu değildi. Cilla sürekli dedikodu üreten bir kızdı. Söylediği çoğu şey yalandı. Bu yüzden onun anlattıklarına insanlar inanmakta tereddüt ederdi. Dün gece duyduklarını da uydurmadan ibaret sanmıştı.

"Bir dakika yani... bay hector eteğini mi yırttı?"

"Evet."

"Peki ama neden?"

Bu sorunun cevabını Anastasia da bilmiyordu. Sadece tahmin yürütebiliyordu.

"Sanırım sarhoşluğun etkisiyle yaptığı istemsiz bir davranış."

Carol bu cevaptan tatmin olmamıştı. Çünkü gördüğü kadarıyla da olsa Hectoru tanıyordu. O kafasına eseni yapan biriydi.

"Tamam buraya anladık diyelim. O zaman bay leonardo neden buradaydı? Üstelik gece yarısı geldi."

Leonardo nun adını duymak Anastasia nın kalbine iyi gelmiyordu. Aklına dün gece beliriyordu. Bedenleri fazla yakındı.Nefesleri adeta birbirini ısıtıyordu.
Dün gece dar olan alandan dolayı ellerini göğsüne dayamış ve kaslı vücudunu hissetmişti.
Yaşananları hatırlayınca ellerine baktı. Bunları düşündüğüne inanamıyordu.
Hiç bir erkeğe daha önce bu kadar yakın olmamıştı. Onu sabaha kadar uyutmayan düşenceler Carol un sorularıla beraber tekrar şekillenmişti zihninde. Yüzünü ellerinin arasına aldı. Aklı karmakarışıktı.

"Carol bunları daha sonra konuşalım mı?"

"Anlatacaksın öyle değil mi?"

"Elbette." 

Anastasia dan söz alan Carol elini yüzünü yıkadı ardından üniformasını giyip odadan çıktı.
Odada kalan Anastasia ise önce saçlarını taradı.Sonrasında yüzünü yıkamak için banyoya girmek istedi. Ancak zihnini işgal eden dün gecenin manzarası tüm çıplaklığı ile gözlerinde beliriyordu. Derin derin nefes aldı. Kalbi neden bu kadar hızlı aıtyordu. Banyoya girince kendini kapıya yasladı gözlerini kapadı.

"Sakin ol kalbim neden böylesin?" diyerek söylendi kendine.

Yüzünü bol suyla yıkadı. O kadar çok su kullandı ki pijamasının neredeyse tamamı ıslanmıştı.
Aniden girdiği bu ruh halinden nasıl çıkacağını bilmiyordu...
Çünkü aşk ilk defa kapısını çalmıştı. Ve ilk deneyimini yaşadığının farkında bile değildi...

&

Uzun süren toplantının ardından rahat bir nefes almıştı Leonardo.
Dün gece yaşadıklarının üzerine eve gitmek onu heyecanlandırıyordu.
İçinde mutluluk besliyordu sanki.
Toplantı esnasında bile Anastasia yı gözünün önüne getirmekten işine konsantre olamamıştı.

Masanın üzerindeki tableti çantasına koydu ve odadan çıktı.
Yorucu geçen günün yorgunluğu sanki Anastasia yı görünce geçecekti.

Koridordaki asansörlerden birini çağırdı aşağıya indi.
Hava bugün oldukça rüzgarlıydı. Saçları rüzgarın etkisiyle savruluyordu.

“Leonardo!”

Sesin geldiği yöne dönen Leonardo Hector’u gördü. Koşar adımlarla Leonardo ya yaklaşırken, genç adam onu gördüğüne sinirlenmişti. Dün gece partide Anastasia ya yaptığı affedilemezdi. Üstelik sevdiği kadına bunu yapmış olması Hector u görme tahammülünü katlanılamaz hale getiriryordu.

Rüzgardan Hector un saçları da nasibini almış dans ediyordu sanki. Uzun sarı saçları rüzgar için daha elverişliydi.

“Hey dostum bekle beni. Hey Hey adamım.”

Leonardo Hector u umursamadan arabasına yöneldi. şoförün açmasını beklemeden kapıya uzandı.
Leonardo ya yetişen Hector açılan kapıyı geriye kapattı.

“Bak özür dilerim tamam mı? Sarhoştum.”

“Özrü benim kabul etmem anlam ifade etmez.Şimdi çekil başımdan.”

Hector çabalıyordu. Yüzündeki ciddiyeti okuyan Leonardo gene de aldırış etmedi.

“Zaten Anastasia dan özür dileyeceğim. Olanları unutalım. Sana bir çok saçma şey söyledim.”

Saçma değildi. Söylediğin şeyler gerçekti demek istedi bi an ama kendini durdurdu. Anastasia yı sevdiğinin itirafı kendine zor gelirken bir başkasına söylemek pek te mantıklı sayılmazdı.

“Hector canının istediğini yapamazsın. Ki bu bizim evin hizmetçisi ise hiç yapamazsın. Onu Londra ya kadar sürükledin. Yetmedi herkesin içinde eteğini yırttın. Dün gece çok kötü görünüyordu .”

“Söylediklerinde haklısın ben aşağılık bir adamım. Ama onu seninle beraber görünce kıskandım. Daha önce kimseyi bu kadar kıskandığımı hatırlamıyorum. O kız… o kızın üzerimde farklı bir etkisi var.”

Leonardo nun siniri dakikalar geçtikçe artıyordu. Anastasia hakkındaki duygularını işitmesi hoş karşılayacağı bir durum değildi.

“Hector bundan sonra ona davranışlarında dikkatli ol.”

Hector bunun tehditkar bir cümle olduğunu biliyordu. Dün gece ona söylediklerini de gayet net hatırlıyordu. Ve doğruluğuna ise neredeyse emindi. Fakat Leonardo nun ağzından duyuncaya kadar kesinliği için bekleyecekti.

“Sen uyarmasan da daha dikkatli olacağım. Üstelik ona iş teklif etmeyi düşünüyorum.”

“Ne işi?”

“Aynı iş. Hizmetçilik. İki yada üç katı maaş teklif etmeyi düşünüyorum. Hatta dört beş katı bile edebilirim. Yeter ki benimle çalışsın. Onu görmek için sürekli size gelmek zorunda kalıyorum.”

Leonardo duyduklarına inanamıyordu. Yumruklarını çoktan sıkmaya başlamıştı.
Anastasia yı kendi evinden hiçbir yere götüremezdi.

“Hector daha sonra konuşalım” dedikten sonra arabasına bindi ve şoföre devam etmesini söyledi.

Şirketin önünde kalan Hector, Leonardo nun davranışlarının tuhaflığı karşısında güldü. Savaş kokusu alıyordu.Çünkü Hector un bu kızı bırakmaya niyeti yoktu.

Arabaya hızla kendini atan Leonardo kravatını çözüp koltuğun üzerine attı. Ardından gömleğinin bir iki düğmesini açtı. 
Biraz daha Hector un yanında kalsaydı kendini tutamayacağından korkuyordu.
Zevk düşkünü adi herifin tekiydi şuan gözünde. Seviyorum dediği hiç bir kadınla beraberliği bir aydan fazla sürmemişti.
Anastasia ona göre değildi.
O çok kırılgan bir yapıya sahipti. Hector gibilerini anlayamayacak kadar saftı.
Ve Leonardo ona aniden aşık olmuştu.
Onu kimseye vermek, kimseyle paylaşmak istemiyordu.

Arabanın penceresini açtı. İçeriye hava girmesini sağladı. Yüzüne çarpan rüzgar sakinleşmesini kolaylaştırır diye düşündü ancak aklına Hector u benzetmekten başka bir şey gelmiyordu. Bir şekilde onu Anastasia nın etrafından uzaklaştırmalıydı.
Ama nasıl..?

&

Leonardo odasında küçük voltalar atıyordu.
Anastasia yı geldiğinden beri bir kez bile görememişti.
Ona hizmet edenlerin arasında da yoktu.
Onu özlemişti.
Tüm gün onu düşlerken şimdi göremeyişi onu delirtiyordu.
Hayatına beklenmedik bir anda giren bu kız onda erişilemez bir tutku bırakmıştı.
Üstelik dün gece onu neredeyse öpüyordu. Daracık banyoda birbirine değen bedenlerini düşündükçe onu daha çok arzuluyordu.

"Ah Anastasia beni ne hale getirdin?" diye sayıkladı.

Balkonun perdelerini geriye çekip dışarı çıktı.
Bu gece yıldızlar gökyüzünde yerini almıştı. İhtişamla parlıyorlardı. Manzara berrak gökyüzünde muhteşemdi.
Malikanenin karşısında kalan orman onlara temiz bir hava bahşediyordu.Ellerini göğsünde kavuşturdu ve derin derin nefes aldı.
Ellerini sütuna yerleştirip aşağıya baktı.
Mutfağın ışığı hala açıktı.Aslında mutfağa inmeye düşünmüştü ama birine gözükmekten korkuyordu.
Çünkü dün gece neredeyse Cilla ya yakalanacaklardı.
Yakalanması Leonardo için sorun değildi ancak bu durum Anastasia yı zora sokardı.

Tehlikeli görünse de bir anda karar verdi. Aynada saçlarına ve üstüne çeki düzen verdikten sonra odasından çıkıp mutfağa yöneldi.
Mutfağa yaklaştığında heyecanı öncekinlere nazaran daha da artmıştı.
Onu her gördüğünde bir daha ki görüşü düşlüyor ve özlemini körüklüyordu. Anastasia yı ona bakarken bile özlüyordu.

Mutfak kapısının kolunu tuttu.
Sessizliği bozmamak üzere tuttuğu nefesi bıraktı ve kapıyı açtı.

Mutfağı kaplayan sessizlik içinde karşısında birden Leonardo yu gören Anastasia elindeki bardağı yere düşürdü.

"Bay Leonardo!"

"Anastasia dikkatli ol." 

Yere düşen bardak paramparça olmuştu. 

"Hemen toplarım" diyerek yere eğildi. 

"Sen bırak ben hallederim" demeye çalışırken Anastasia elini kesti. 

Karşısında tüm gün düşündüğü adamı görünce ister istemez heyecanlanmıştı. Kırıkları dikkatsizce topladığı için camlar elini batmıştı.

Leonardo hızla Anastasianın yanına gelip kesilen elini yavaşça kavradı.

"Dikkatli olmalıydın. Kesik derin görünüyor"

"Önemli değil efendim." Anastasia Leonardo nun yüzüne bakamıyordu. Yanakları kızarmaya başlamıştı bile.

"İlk yardım çantası nerede?"

"Hemen getiriyorum efendim" 

Ayağa kalkmaya hazırlanırken Leonardo, Anastasia nın kolundan tuttu.

"Nerede?"

"Efendim ama..."

"Nerede dedim?"

"Şey... merdivenlerin altında bulunan küçük dolapta."

Anastasia yı yerinden kaldırarak sandalyeye oturttu.

"Burada bekle geliyorum." 

koşar adımlarla merdivenlere gitti. Anastasia nın kalbi yerinden fırlarcasına atıyordu. Fırının camına bakıp saçlarını düzeltti. Kötü gözükmek istemiyordu. Öncesinde bunları düşünmezdi ama şimdi önem veriyordu.

Mutfağa dönen Leonardo genç kızın karşısına bir sandalye çekip oturdu. Anastasia nın kesilen eline uzandı ama genç kız vermek istemedi.

"Ben halledebilirim efendim."

"Anastasia elini verir misin?"

Leonardo nun ciddiyeti karşısında çekinerekte olsa uzattı elini. Leonardo önce tentirdiyotla yarayı temizledi. Sonrasında merhem sürüp gazlı bezle sardı.
İşlem bittiğinde Anastasia ya baktı. Elleri titriyordu. Kesilen elinden süzülen kandan dolayı olduğunu düşünse de Anastasia Leonardo yu gördüğü için bu haldeydi.

"Teşekkür ederim efendim."

"Önemli değil."

Kısa bir süre sessizliğin ardından Leonardo yerde kalan camları faraş yardımıyla toplamaya başladı.

"Efendim ben..."

"Ben toplayabilirim lütfen karışma."

Camları topladıktan sonra çöpe attı. Sonrasında sandalyeye oturdu. 

"Efendim buraya ne için gelmiştiniz?" 

Leonardo gelirken bahanesini hazırlamamıştı. Doğruyu söylemek gerekirse senin için geldim diyemezdi.

"Şey... boğazım ağrıyor. Sıcak süt içmek istemiştim. Tabi bal ilaveli."

Aklına ilk gelen bahane buydu. Zaten her şey ballı bir sütle başlamamış mıydı?

"Hemen hazırlıyorum." Ikinci kez yerinden kalkmak isteyen Anastasia yı tuttu.

"Hayır sen yapamazsın. Ben yaparım."

"Bu doğru olmaz ama..."

"Hep böyle misindir?"

"Nasıl?"

"Söz dinlemez misin yani?"

"Hayır yani... ben..."

"İtiraz etme sadece yerlerini göster."

Anastasia şuan zor yutkunuyordu. Leonardo nun gözlerine bile bakamıyordu.
Anastasia nın bu aşamalarını daha önce aşmış olan Leonardo ise gözünü bile kırpmadan genç kızı seyrediyordu.Onun utangaç halini görmekten mutlu oluyordu.

"Süt dolapta ve cezve önünde durduğunuz dolabın üst kısmında." 

Leonardo buzdolabını açıp bir kutu süt çıkardı. Sonra gözü sandalyenin üzerinde duran önlüğe ilişti. Onuda üstüne geçirdi.
Bu hareketini gören Anastasia gülmekten kendini alamadı.

"Neye gülüyorsun?"

"Efendim önlük takmanızı gerektiren bir işlem değil." 

Leonardo da kendine gülmeye başladı. Bu tür işlerden hiç anlamıyordu.
Anastasia oturduğu yerden kalkarak Leonardo nun yanına gitti. Boynuna geçirdiği önlüğü tek eliyle aldı üzerinden.

"Buna gerek yok.Şimdi sütü cezveye ilave edin."

Leonardo denileni yaptı. Sütü cezveye boşaltırken bir yandan da Anastasia yı seyrediyordu. İki iş aynı anda yürümedi ve süt yerlere döküldü.

"Hay aksi"

"Önemli değil silerim şimdi"

"Ben döktüm ben halletmeliyim."

Sakar değildi aslında ama Anastasia yanındayken konsantre olamıyordu. Masanın üzerinde duran havluyu yere attı ve ayağının yardımıyla yarım yamalakta olsa sildi.

"Şimdi ne yapıyoruz?"

"Ocağın üzerine koyup altını yakın ve kaynamasını bekleyelim."

"Peki o zaman oturalım."

Eli ayağına dolanan Leonardo şuan hangi adımını önce atacağını bile unutmuştu. Gerçi Anastasia da Leonardo dan farksızdı.

"Elin sızlıyor mu?"

"Biraz ama geçer. Teşekkür ederim efendim."

"Önemli değil."

"Bu arada dün gece... sizi banyoya çektiğim için özür dilerim."

"Sorun değil ben hatırlamıyorum bile." hiç unutmamıştı ki...

"Cilla nın sizi içeride görmesi yanlış anlamasına sebep olabilirdi."

"Evet biliyorum. Bu yüzden sanırım sana minnettarım."

Anastasia kucağından ayırmadığı gözlerini bir anlığına özgür bıraktı.
Ve Leonardo nun genç kızdan alamadığı mavi derin gözlerle buluştu.
Kuracağı tüm cümleleri unuttu. Genç adamın gözleri içine işledi. Dinmeyen kalbinin ritmini daha da hızlandırdı.

Leonardo ise kendine dorulan çekingen bakışları zihnine hapsetti.
Ona her baktığında içinde yeşermekte olan aşk büyümeye devam ediyordu.
Şuan onu öpmemek için kendini zor tutuyordu.

Sessiz bakışlar arasında kaynayan süt taşmaya başladı.
Sesi duyan Anastasia Leonardo nun bakışlarından sıyrılarak hızla sandalyeden kalkıp ocağa yöneldi.
Bu ani hareketi az önce dökülen sütün ayağına denk gelmesiyle beraber onu kaydırdı.
Dengesi bozulan Anastasia düşmek üzereyken kendini Leonardo nun kollarında buldu.

Leonardo çevik bir hareketle genç kızı tutmuştu. İnce belinden onu kavrayarak ayağa kaldırdı.
Ayakları yere basan Anastasia geri çekilmek sitedi ancak Leonardo nun onu bırakmaya niyeti yoktu. Geriye adım atan Anastasia yı belinden kavradı ve kendine çekti. Beklenmedik hareket karşısında şaşkına dönen Anastasia Leonardo ya baktı.

"Bay Leonardo..."

Leonardo çoktan niyetini bozmuştu. Onu kolay bırakmak istemiyordu.Genç kızın narin bedeni şuan kollarındaydı ve şuan ona dokunabiliyordu.
Gözleri Anastasia nın ürkek bakışlarından dolgun dudaklarına kaydı.
Ve dün gece yarım bıraktığı işi tamamladı.
Yavaşça dudaklarını ona yaklaştırmasını beklemeden genç kızın ensesinden tutarak kendine çekti ve tek harekette onu kendine hapsetti.
Yumuşak dudakları kendi dudaklarında kaybolurken Anastasia da Leonardo da kayboldu...

Anastasia (Tr)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin