20. bölüm

6.5K 404 8
                                    

Beklemekten sararmış gazetenin üçüncü sayfasında küçük bir karede vardı fotoğrafı. Tanrının ona bahşetmiş olduğu güzelliği ve omuzlarına dökülen saçlarıyla vesikalık fotoğrafta bile ışıldıyordu. Sanki hala yaşıyordu üzerine yazılan başlığa aldırmadan.

"New York'ta bir intihar"

“Genç kadının intihar ettiği düşünülüyor.”

Aylarca aramıştı. Geceleri gözüne uyku bile girmemişti. Kendisini terk ettiğini düşünse de onu sevmekten vaz geçmemişti. Ama bu haber tüm dünyasını yıkmış geleceğini karartmıştı. Kabinde hiç dinmeyecek bir acı olarak saplanmıştı adeta. 

Yaşlı gözlerle seneler sonra tekrar aldı bu eski gazeteyi eline. Bakmaya korktuğu resme tekrar daldırdı gözlerini. Bugün gördüğü kız anılarını depreştirmişti. Vera’ya ne kadar da benziyordu.Durduramadığı göz yaşları gazteye damlyıordu. Hıçkırıklara boğuldu. Eliyle ağzını kapatıp sessizce ağlamayı sürdürdü. Acı ilk gün ki yerindeydi. 

Hiç bir kadını onu sevdiği kadar sevememişti. Bu acının üzerine kimseyi dahil edememişti. Yaşamına sessizce devam etmişti. Artık soluduğu hava bile ciğerlerini doldurmaya yetmiyordu. Vera nın gidişi ona hüznü armağan etmişti.

&

Mutfakta toplanan bulaşıklara hızla el attı hizmetçiler. Kimi köpüklüyor kimi duruluyordu bu birbirinden pahalı porselenleri ellerinde. Anastasia da bu kafilenin içinde bir işin ucundan tutmaya çalışıyordu ama titreyen elleri ve bacakları buna müsaade etmiyordu. Carol yanına yaklaşarak elinden tuttu.

"İstersen git dinlen."

"Hayır devam edebilirim."

Anastasia Leonardo yu düşünüyordu. Zena denen kız ellerini kavrarken sessizce durmuş bir müdahelede bulunmamıştı. Neredeyse Leonardo nun kucağına oturacaktı. Bundan bile gocunmazdı. Üstelik onun yüzünden tabağı bay lockwood'un üzerine dökmüştü. Bayan Rose dan ve Zena dan bunun için azar bile yemişti. Garipsediği tarafsa bay lokcwood idi. Onu ayağa kaldırırken gözlerinden süzülen yaşlardı. Neden ağlamıştı? Kimse anlam verememişti. Üstelik yemeğini bitirmeden özür dileyerek gitmişti. Gerçekten Anastasia ya kızmış mıydı? Aklındaki sorular zihnini kurcalıyordu. Leonardo kalbine bir ok gibi saplanmıştı.

"Sence adam neden ağladı?"

"Bilemiyorum. Çok garip öyle değil mi? Belki de Anastasia tatlıyı üzerine döktüğü için..."

"Ne tatlısı?" Bu hırıltılı ses Dedria ya aitti. Olanlardan habersizce içeriye girmişti.

"Şey... bayan Dedria."

"Dedria teyze ben yanlışlıkla misafrin üzerine elimdeki tatlıyı döktüm." Dedria nın olanlardan haberi yoktu. Zaten anlatması için vakitte yoktu.

"Yoksa sana kızdı mı?"

"Hayır bay lockwood..."

"Bir dakika bay lockwood mu dedin?" Dedria nın gözleri bir anda büyüdü. Misafirin önemli olduğundan haberi vardı. Rose ona ismini söylememişti. Onu görmüştü ama tanımıyordu ki! Sadece Luke tan ismini duymuştu. Anastasia nın babası bay lockwood demişti!

Anastasia önlüğünün bir köşesinden tutup sıkmaya başladı. "Özür dilerim. Zaten ondan da özür diledim."

"Anastasia ya kızmadı. Bizim garibimize giden şey onun ağlamasıydı." Carol söze girerek arkadaşını savunmak istedi.

"Ne ağlaması?" Dedi dedria yaşlı kalbini tutarak.Endişeye kapılmıştı.

"Anastasia yere eğilip gömleğini silmeye çalıştığı sırada çenesinden tutup yüzüne baktı. Sessizce bir şey söyledi ama kimse duymadı."

Anastasia (Tr)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin