Gözlerini bu güzel sabaha aralamadan önce ellerini başına götürdü.
Ve dün gece dozunda bırakmadığı içki kadehlerinin her biri şimdi ağrı olarak başına saplanıyordu.
İçkiye düşkün değildi. Ancak dün gece Anastasia yı hector’un kollarında görmek onu sinirlendirmişti ve kendine şekilde hakim olabilmişti.
Anastasia ya kimsenin temas etmesine tahammülü yoktu.
İçini saran bu duygu onu bilinmezliğe sürüklüyordu. Davranışları sanki kendi kontrolü dışında ilerliyor ve kalbine söz geçiremiyordu.
Elleriyle zonklayan başını ovuşturdu. Alışık olmadığı bu ağrı onu mahvediyordu.
Yavaşça araladı gözlerini. Otelin kalın perdeleri, pencereyi engellendiği için şanslıydı ki güneş içeriye giremiyordu. Yatağından doğruldu. Dün gece çıkarmayı akıl edemediği takım elbisesi üzerindeydi. Ayaklarını yere bastı. Ceketini yatağın yanında duran berjerin üzerine bıraktı. Vücudunu saran dar beyaz gömleğinin iliklerini açtı ve kollarını sıvadı. Ardından güne uyanmak adına yüzünü yıkamak için banyoya girdi. Henüz tam açamadığı kısık gözlerle aynaya baktı. Yüzü azda olsa şişmişti.
Ve gözleri dudaklarına kaydı. Aynaya dikkatli baktı. Dudaklarında pembe ruj izleri vardı.
Gözleri şaşkınlıkla büyüdü. Ellerini lavaboya dayadı.
Dün gece Anastasia yı öpmüştü! Şimdi hatırlıyordu!
Anastasia nın dudaklarından miras kalan renk şimdi onun dudaklarındaydı.
Gözlerini kıstı. Duvara bir yumruk geçirdi.
Bunu yapmamalıydı.
Savunmasız bir kıza dokunmuştu. Hem de onun izni, haberi olmadan…
Tüm gece Hector’un ona dokunmasından korktuğu için uykusuz kalmıştı. Ama kendisi onun sarhoşluğundan yararlanmıştı.
Daha sert yumruklarla duvara vurdu.
Yaptığı aşağılıkça bir hareketti.
Musluğu kaldırıp suyun akışını izledi.
Neden kendine engel olamamıştı ki… O kadar içmemeliydi!
Banyonun musluklarını çevirdi. Kendine sadece yüzünü yıkayarak gelemeyecekti.
Duşun altına kendini bıraktı. Başından akan tüm sular onun zihnini yerine getirmeye çalışırken o bir yandan Anastasia yı düşünüyordu. Aklından atmak için çabaladı. Ama gitmiyordu. Anastasia nereye baksa gözünün önündeydi. Tüm saflığı ve masumluğuyla yüreğine oturmuştu.
Daha önce tatmadığı duygu düşüncelerine çöreklenmişti.
Ilık suyu soğuya çevirdi. Belki vücudunu titretecek olan su onu kendine getirirdi. Anlam vermek neden bu kadar zordu. Sağlıklı düşünemiyordu. Tamamen esir almıştı düşüncelerini bu genç kız.
Üşüyen bedenine aldırmadan suyun altında durdu.
Kaynamakta olan vicdanı bu şekilde sönmezdi biliyordu. Havluya sarılıp banyodan çıktı. Saçlarını kurttu ve üzerini giyindi.
Tüm işleri bittiğinde yatağının üzerine oturup Anastasia nın uyanmasını bekledi. Gözlerini kapıdan ayırmadı. Kulaklığı en ufak bir kıpırmaya hazır tetikte bekliyordu.
Sabah sona erip yerini öğlene devretmek üzereydi. Ancak uykuya teslim olmuş bu kız uyanmakta direniyordu. Leonardo odanın içinde küçük voltalar atmaya başladı. Zamanın geçmesi için bilgisayarının başına geçti. Güncel haberlere baktı. Okumaya çalıştı ama adapte olamadığı düşünceleri okuduklarına anlam kazandırmasına izin vermiyordu. Aklı genç kızın odasındaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Anastasia (Tr)
RomanceDün gece yarım bıraktığı işi tamamladı. Yavaşça dudaklarını ona yaklaştırmasını beklemeden genç kızın ensesinden tutarak kendine çekti ve tek harekette onu kendine hapsetti. Yumuşak dudakları kendi dudaklarında kaybolurken Anastasia da Leonardo da k...