Büyüdüğünüzü Nasıl Anladınız?

26 3 0
                                    


   Ben kendimi hiç küçük kız çocuğu gibi hissetmedim. Aslında hiç çocuk olmadım.
Bisikletten düştüğümde yine tek başıma kalkardım ayağa. Kimsenin görmeyeceği bir yerde hem ağlar hemde dizlerimin kanını temizlerdim. Dizimde ki yaranın üzerine gözyaşlarım düştükçe daha çok canım yanardı.
Hiç unutmam, kafama yorganı çekip yastığıma sarılarak ağlamaya on yaşımda başladım. Keşke oyuncağım elimden alındığı ya da istediğim çikolatayı alamadığım için ağlasaydım.
Benim ağlamam hiç bir sonucu değiştirmedi. Babama gidip nazlanmadım.. Belki de prenses gibi hissetmediğim için büyümek zorunda kaldım.
İçimde ki çocuğu yaşamadan öldürdüm.
Büyüdüğünü tek derdinin elde edemediğin o güzel barbie bebeğinin olmadığını anladığın da hissediyorsun. 
Bir zaman sonra acılara bağışıklık kazanıyorsun. Üzüldüğünü, ağladığını gören yok. İçten içe çığlıklar atıyorsun ama kimse bu yanını farketmiyor.

   Çevremde her zaman "sen çok güçlü kızsın" yorumları alıyorum. Hatta "seni örnek alıyorum" deyip akıl isteyen bile oluyor..
Benden size tavsiye, çokta güçlü olmayın. Üzüldüğünüz de, kırıldığınız da gidip sevdiklerinizin kollarında ağlayın. Omuzlarında huzur bulup rahatlayın. Hiçbir zaman beton duvarlara bakarak ağlamayın. Nazlı bebek olun biraz. Kadın ya da erkek hiç farketmez.
"Sen çok güçlüsün, kaldırabilirsin" gibi cümleler sizi kabuğunuza kapatmasın. Çok geç olmadan ağlayın. İnsan öyle bir şey ki, ağlamamaya bile alışıyor.
Acınızı içinize attığınız sürece kalbiniz her geçen gün taşa dönüşür. Ağlayarak dışa vurun.
Güçlü kız olmayı ben istemedim, güçlü olmak zorunda bırakıldım.

İnanın bana güçlü olmak insanı fazlasıyla yıpratır.

01.01Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin