12.Bölüm: BÜYÜLÜ ŞEHİR

199 18 111
                                    

İnci uyur uyumaz Hazan'ı odada bekleyen Umut, onun yanına gelişiyle hemen konuya girdi.

"Birtanem senden bir şey isteyeceğim ama reddetmek yok olur mu?"

"Hayırdır canım. Ne zaman senin isteklerini reddettim ki böyle tedirgin bir giriş yaptın?"

"Yarın sabah erkenden İstanbul için bilet aldım. Farkında mısın yıllar oldu birlikte hayalimizin şehrine ayak basmayalı. Seninle dolu dolu bir gün yaşamak istiyorum."

Hazan hemen olumsuz bir cevap vermek istemedi. Ancak böyle bir süreçte ve ameliyat arefesinde böyle bir seyehate hazır olmadığını hissediyordu.

"Seni kırmak istemiyorum canım ama doğru bir zamanlama olduğundan emin misin?"

"Bence en doğru zaman bu Hazan'ım. İkimizinde buna ihtiyacı var diye düşünüyorum."

"Peki İnci ile yorucu olmaz mı sence Umut. Hem bayadır işyerini de aksatıyorsun. Sıkıntı olmasın sonra."

"Sonuçta bir günlük bir seyehat olacak canım. Allah'a şükür güvenebileceğim kişilerle çalışıyorum. Sıkıntı olacağını düşünmüyorum. İnci'yi de düşündüm sen merak etme annenle konuştum bile. Seve seve ilgileneceğini söyledi. Hem akıllı kızımla masal saatimizde bu konuyu konuşup aramızda hallettik bile."

"Hımmm bana bahsetmedi ama minik prenses."

"Eeee babalarla kızları arasında arada sırada bu tür küçük sırlar da olsun değil mi? Sana sürpriz yapacağıma ve seni çok mutlu edeceğime dair söz verdim çünkü ona. O da çok uzun süre ayrı kalmamamız şartıyla bu küçük ricamı kabul etti."

"Ancak biliyorsun kendimi pek enerjik hissetmiyorum. Halsizlik yakamı bırakmıyor Umut. Bol bol dinlendirmen gerekecek."

"Sen tasalanma her şeyi ayarladım ben. Emin ol seni çok yormayacağım güzel karım."

Hazan birçok bahane sıralamasına sıralamıştı ama Umut ondan daha inatçı çıkmıştı. Her ne kadar bedensel ve psikolojik olarak kendini iyi hissetmese de el mahkum sevdiği adama güvenmekten ve de onu dinlemekten başka yol görünmüyordu. İstanbul'da yaşama hayallerinin üstünden kaç bahar geçmişti. Üniversiteler arası geçişin zorluğu, İnci'nin dünyaya gelişi, babasının vefatı derken buğulu camlara yazılan yazılar gibi kaybolup gitmek zorunda kalmıştı bu istek. Şimdiki süreçte ise Umut'un kurduğu iş düzeni ve hastalığı yine bu arzusuna geçit vermeyecekti. Özlemişti hem de çok... İkinci aşkı bildiği destansı şehri. Belki de Umut haklıydı. Harap olmuş sinirlerine iyi gelebilirdi bu yolculuk. Kim bilir bu yolculuk belki de Umut ile yapacakları son yolculuk olabilirdi...

Sabahın ilk ışıklarıyla hazırlandıktan sonra İnci'yi tatlı uykusundan uyandırmadan anneannesinin evine bıraktılar. Onları kapıda karşılayan annesi hayır duası ile yolcu etti onları.
Havalimanına giderken Hazan merak ettiği soruyu sordu.

"Sormaya fırsat olmadı canım İstanbul'da nereye götüreceksin beni?"

"Adı üstünde sürpriz değil mi sevgilim. Şimdiden pişman olmayacağının garantisini verebilirim ama."

Hazan böylelikle başka bir soruya gerek duymadan Umut'un hazırlıklarının akışına bıraktı kendini. Kısa süreli uçak yolculuğu boyunca uyuklayıp durdu. Daha önce onlarca yolculuk yapmıştı ama kendini hiç böyle yıkık dökük hissetmemişti. Bir yanda hamileliği diğer yanda ise hastalığı resmen enerjisini vakumla çekmişti bedeninden.

Melekler gibi omuzunda uyuyan sevdasını izleyen Umut ise iç geçirdi. Onların sevgisi ne çetin savaşlardan galip çıkmıştı. Biliyordu Yaradan'a ettiği dualar karşılıksız kalmayacaktı. Her ne olursa olsun ondan vazgeçmeyecek ve de Hazan'ın onlardan vazgeçmesine izin vermeyecekti. Ruhları birbirine bağlı olan iki seven yürek bu hayat mücadelesinde her ne kadar kan kaybedecek olsalar bile yine de üstesinden gelmelilerdi...
Uçak pistteki yerini alırken, Hazan da kımıldanmaya başlamıştı. Umut ise böylelikle daldığı derin düşüncelerden sıyrılarak onun saçlarını okşamayı bıraktı.

"mektubat-ı aşk" 2 KANSER (TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin