21.Bölüm: HAYATIN DÜMENİ

183 20 22
                                    

"Efendim Ayça."

"..."

Birkaç saniyelik sessizlik sonrası Hazan ağlamaklı bir sesle karşı karşıya kaldı.

"Abla..."

"Efendim ablam. Hayırdır neyin var?"

"Ben pek iyi değilim abla. Bu duruma daha fazla dayanamıyorum."

"Kenan mı canım?"

"Evet abla. Ben ne kadar çaba gösterirsem göstereyim iyiye giden bir ışık yanmıyor yolumuzda. Ne yapacağımı inan ki şaşırdım."

"Anlıyorum Ayça. İzin alma durumun yok mu? Biraz gel kafanı topla istersen."

"Bilmiyorum abla oraya gelsem bile toparlanabilir miyim?"

"Eğer sıkıntı olmayacaksa gel ablam. İnsanın bu gibi durumlarda en büyük destek kaynağı ailesidir unutma."

"Tamam abla sen öyle diyorsan... İzin işlemlerini başlatayım. Ama annemin henüz bu durumdan haberi yok biliyorsun. Diğer sefer bile kaç kez soru sordu. Bu kez yine aynı sorularla karşılaşacağım. Annemi üzmek istemiyorum."

"Tamam sen orasını bana bırak Ayça. Ben anneme uygun bir dille anlatırım ve onu bu duruma hazırlarım merak etme."

"Tamam abla minettarım sana, iyi ki varsın..."

"Ne demek ablacığım kardeşler her daim birbirine destek olmalı. Hadi selametle gel."

Hazan her ne kadar soğuk kanlı bir şekilde Ayça'yı sakinleştirmeye çalışsa da onun sesini hiç beğenmemişti. Psikolojinin büyük bir oranda yıpranmış olduğunu çok iyi biliyordu.
İnsan bu gibi durumlarda kendini çaresiz ve yalnız hissederdi. Hatta ileri boyutlarda ruhsal bunalımlara girmesi ise kaçınılmazdı.

Diğer taraftan ise Ayça'nın sınavının büyüklüğünü düşündü. Asi ruhlu kızkardeşi, her zaman dediği dedik, her şeyi ben bilirim tavırlarıyla yıkılmaz bir karekter sergilemişti. Ancak şu an o asi ruh; hayatın ona sunduğu imtihanla büyük oranda değişime uğramıştı. Kenan'ı o haline rağmen kabullenmesi ve onun için çaba göstermesini ise hayatta aklına getirmezdi. Ama sevginin gücü her şeyi karşısına alıp aşılmaz denen duvarları bile yıkıp geçebiliyor, asi ruhları bile durultuyordu işte...

Esmira'yı yolcu ettikten ve Umut eve dönüp İnci'yi ona emanet ettikten sonra bu meseleyi annesiyle paylaştı. Annesi ilk başta çok duygusal bir tepkiyle karşıladı olup bitenleri. Gözyaşlarına hakim olduktan sonra ise aklı selim bir şekilde düşünüp Ayça gelince onunla nasıl bir konuşma yapması gerektiğine karar vermeye çalıştı.

Umut ise günün yorgunluğunu İnci'nin tatlı dilinden dökülenlerle unutmuştu bile. Hazan annesiyle konuşmasını bitirip yanına geldiğinde ise ikinci yorgunluk ilacına kavuşmuştu.

"Nasıl geçti birtanem günün?"

"Çok güzel geçti Umut. Bugün İnci ile resim ve bez bebek yaptık. Bugün onu ne kadar ihmal etmiş olduğumu anladım biliyor musun?"

"Kendine yüklenme canım benim. Bu süreç öncesi senin ne kadar öz verili bir anne olduğunu benden daha iyi bilen birisi yoktur sanırım."

"Ama onun minik bir yüreğe sahip olduğunu ve bu birkaç ay içinde nasıl hırpalandığını fark edememişim. Sen bu kadar iyi bir baba olmasaydın ve onunla bu derece ilgilenmeseydin kim bilir ileride kapanmayacak yaralarla baş başa kalabilirdik. Ya beni bu derece önemsemeseydin ben bunca yükü nasıl kaldırırdım inan ki hiç bilemiyorum."

"mektubat-ı aşk" 2 KANSER (TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin