Dışarıya çıktıklarında ise gök delinmişcesine yağan yağmurla karşılaştılar. Çağırdıkları taksi ise tam zamanında gelince bir an önce yola koyuldular. Taksinin silecekleri bile neredeyse yağmurun hızına yetişemiyordu. Burnunun kanaması ise bu süreçte durmuştu. Kuruma varır varmaz doktoru aratıp acil bir durum olduğunu belirtmelerini istediler. Bir süre bekledikten sonra doktorun ilk boşluğunda çağrıldılar. Şikayetlerini dile getirdikten sonra her zamanki gibi doktorun iki dudağı arasındaki cümlelerin insafına sığındılar.
"Kemoterapi yani antikanser ilaçlarının maalesef yan etkilerinin önüne geçilememektedir. Burun kanamanızda kan değerlerinizin düşmesinden kaynaklı olmalı. Daha önce konuştuğumuz gibi bu süreçte halsizlik başta olmak üzere bu tür kanamalar, ağız yaraları, ishal, cilt tonu değişimleri ve vücuttaki saç, kaş vb. dökülmesi kaçınılmaz bir durum. Kolunuza gelecek olursak; biliyorsunuz ki kanserli bölgeyi temizlerken sağ lenf bezinizi de almak zorunda kaldık. Vücuttaki terin o bölgeden dışarıya atılamama durumu bu tür şişmelere neden olabilir."
Hazan ve Umut yerlerinde rahatsız bir şekilde kıpırdanırken Hazan söz sırasını aldı.
"Tekrar tekrar soruyoruz ama emin olmak istiyoruz. Peki bu yan etkiler daha ne kadar sürecek?"
"İlaç tedavisi bittikten birkaç hafta sonra bu tür şikayetleriniz de azalacak. Ancak kolunuz için rahatlatıcı bandaj ve hafif dokunuşlarla yapılabilecek masajlar önerebilirim ancak. Onun dışında ağırlığı sol kolunuza vermeniz gerekiyor. Yani sağ kolunuzu mümkün olduğunca yormayacaksınız. Bunun dışında enfeksiyonlara çok açık olan bünyenizi korumanızı tekrar tekrar isteyeceğim. Sonuçta hastalığınız başkalarına geçmez ama başkalarının yaydığı mikroplar ise sizi gereksiz bir şekilde hasta etmeye yetebilir. Fiziksel ve tensel temaslardan oldukça uzak durmanızı özellikle tavsiye ediyorum."
Doktorun her bir söylediği hayatını zora koşmaktan ileriye gidemiyordu. Sevginin ayrı bir dili olan tensel temas olmadan kızına, eşine, annesine sarılmadan, onları öpmeden nasıl uzak durabilecekti ki? Diğer yandan ise keşke solak olsaydım diye düşündü. Hayatında yaptığı işlerin hemen hemen tümünü sağ kolu ve eliyle gerçekleştiriyordu sonuçta. O an bir uzvunun daha bedeninden temsili de olsa kopup gittiğini hisssetti. Umut'da ondan farksız duygular içinde boğuluyordu. Sevdiği kadın sağ elini kullanmadan yapamazdı ki. Yazmak ve sanat icra etmek onun vazgeçilmezleri arasındaydı çünkü...
Hazan aklına bir şey gelmiş gibi tekrar doktora yöneldi."Peki bu yan etkiler bebeğime zarar verir mi doktor bey?"
"Daha önce de konuştuğumuz gibi bunu kestirmek zor Hazan Hanım. Sonuçta siz bir tercih yaptınız ve her ne olursa olsun onu dünyaya getirmek istediğinizi belirttiniz. Sık sık jinekoloğumuzla da kontrollerinizi yapacak ve de biz hekimler kendi aramızda sürekli istişare edeceğiz bu süreci. Hatta gelmişken bir kontrol yaptırabilirsiniz."
Hazan yorgun bir şekilde kafasını sallamakla yetindi. Bir süre sıra bekledikten sonra jinekoloğun odasına alındılar. Her zamanki heyecanının yerini bu kez tedirginlik almıştı. Ancak doktorun her şeyin normal seyrinde ilerlediğini belirten cümlesiyle içine su serpildi. Bebeğine ta en baştan beri güvenmişti ve de güvenmeye de devam edecekti. Ela'nın onu yalnız bırakmayacağını hissediyordu çünkü.
Doktorun tavsiyelerini düşünerek dışarıya çıktıklarında göğünyaşları da dinginleşmiş görünüyordu. Belli ki yorulmuştu o da kendini umarsızca yeryüzüne bırakmaktan. Yağmur sonrası tüm kötü kokuları bastıran toprak kokusu ise nimetini bahşetmeyi ihmal etmemişti. Hazan küçük bir çocuk iken bile bu kokuyu bir şişeye hapsedip onu parfüm niyetine kullanmak isterdi hep. Her ne kadar Ankara Karadeniz gibi buram buram kokmasa da yine de bir çocuk bencilliği ile kendilerine ait olduğunu düşündükleri enfes kokunun eşliğinde bir süre yürümeyi tercih ettiler. Halsiz düşen Hazan'ı daha fazla yormamak adına sonunda bir taksi çevirdi Umut.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
"mektubat-ı aşk" 2 KANSER (TAMAMLANDI )
RomanceHazan ve Umut'un hikayesi "mektubat-ı aşk" kaldığı yerden devam ediyor... Nice imtihanlara esir düşen yürekleri bu kez kavuşmanın sarhoşluğuyla hayat yolunda akıp gidecekler... Zaman... Üzerine binlerce sözcük adanan, kimi zaman günah keçisi ilan ed...