26.Bölüm: ÇİKOLATALI KEK TADINDA TERAPİ

174 18 118
                                    

Koridordan geçerken daha önceki gelişinde açık olan terapi kapılarından birkaçı hariç diğerlerinin kapalı olduğunu fark etti. İçindeki onulmaz merakla birlikte görevli bayanı takibe koyuldu. Bayanın yönlendirmesiyle birlikte aralık olan, açık renk kapıyı hafifçe tıklatarak içeriye adımını attı. Psikoloğun onu masasında karşılayacağını düşünürken ayakta, güler yüzlü bir şekilde karşılaması nedensizce hoşuna gitti.

"Hoş geldiniz Hazan Hanım. İsmim Nihal."

"Teşekkürler hoş buldum Nihal Hanım."

Uzmanın gösterdiği yere otururken kafasındaki soruları da bir bir yanıtlamaya başlamıştı bile. Koyu kestane saçları omuz hizasında olan, açık tenli, çekik kahverengi gözleri parlayan bayanın yaşı, otuzlarının ortasında gibi gösteriyordu. Bir an hemen hemen aynı yaşlardayız diye düşündü. Bu düşüncenin bile onu rahatlattığını hissetti. Odaya girmeden evvel kafasında çizdiği profil ise nedense yaşlı bir erkek psikoloğa daha uygundu. Üzerindeki mavi ton üzerine küçük sarı çiçekli elbisesiyle, daha ilk tanışmada bile pozitif bir enerji yayan psikoloğu incelerken, tedirginliğini üzerinden atmaya başlamıştı bile.

"Hazan Hanım burada öncelikle kendinizi evinizde gibi hissetmenizi istiyorum."

"Ne yalan söyleyeyim daha resmi bir ortamla karşılaşacağımı düşünüyordum. Hatta tedirgindim yanınıza gelmeden önce. Sıcak karşılamanız karşısında bu düşüncelerim eriyip gitti."

"Teşekkür ederim. Biz burada danışanlarımıza kendilerini rahat hissedecekleri bir ortam sağlamayı önceliğimiz olarak belirledik. Ki tüm meslektaşlarımın önceliğinin de bu olması gerektiğine inanıyorum. Psikologların birer öcü gibi görüldüğü toplumsal ön yargıların aşılması gerektiği konusundaki düşünceme katıldığınızdan eminim.
Sözü fazla uzatmadan sohbetimize geçelim isterseniz."

"Tabi ki..."

"Her kadınımızın hayatın zorlu koşulları karşısında psikolojik desteğe ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Toplumumuzda kadına yüklenen sorumluluk ve yük o kadar büyük ki siz de bilirsiniz. Bunu sadece kadınlarla sınırlamak da doğru değil tabi. Erkeklerin ve çocuklarında aynı şekilde bu devirde bu desteğe ihtiyacı var. Değişen hayat koşullarıyla birlikte insanlar maalesef ruh emici birçok tabloya gebe kalıyor. Ruhu boşaltılmış bireyler ise ruhsuz toplumlara evriliyor. Hatta benim kanaatimce her ailenin kendine ait bir psikoloğu olmalı."

"Çok haklısınız bu konuda. Hayatın koşuşturmacası içinde çoğu zaman ruhumuzu doyurmayı unutuyoruz maalesef. Çocuklarımız ise evden fanuslar içinde büyüyerek enerjilerini farklı çözümlerle boşaltmaya çalışıyorlar. Aile psikoloğu fikri kulağa gayet hoş geliyor. Umarım gerçekleştirilebilir bir projeye dönüşür."

"Çok güzel bir şekilde açıkladınız toplumsal tablomuzu. Umarım Hazan Hanım. Böylelikle bir uzman yardımıyla daha bilinçli ve mutlu aileler oluşabilir. Toplumun yapı taşı mutlu olursa toplumda mutlu olur diye düşünüyorum.
Dosyanızı çok ayrıntılı bir şekilde inceleyemesem de ilk izlenimlerin doğrultusunda iyi bir kariyere sahipsiniz. Evlisiniz ve çocuğunuz var. Gözlerinizdeki ışık mutlu bir evliliğiniz olduğunu gösteriyor."

Hazan psikoloğun bunu nasıl anladığını bilemedi ama evliliği denilince yüzünde tatlı bir tebessümün oluştuğuna emindi. Gülümseyerek psikoloğu kafasıyla onayladı.

"Diğer taraftan hamilesiniz. Ve bu hastalık sizi çok hassas bir döneminizde yakalamış. Bu konuda tecrübelisiniz; hamilelik güzel olduğu kadar zor bir süreç. Hem bedensel hem de ruhsal anlamda... Durum böyle olunca ikisi bir arada daha zorlayıcı olmuş olmalı sizin için. Özellikle bebeğini kaybetme korkusu her anne için yüksek dozda yıpratıcı bir etkiye sahiptir."

"mektubat-ı aşk" 2 KANSER (TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin