18.Bölüm: ÜZMEMECE OYUNU

206 17 37
                                    

Kolunu yukarı doğru kaldırmak ise kolay olmadı. Düşündü kolumu bu derece yoracak ve onun şişmesine neden olacak ne yaptım diye. Sonra yatmadan önce uzun dakikalar boyunca kitap okuduğu aklına geldi. Bunu da mı yapamayacak kadar acizim diye bir kez daha karamsarlığın kollarında buldu düşüncelerini.

Kolundaki baskıya aldırmadan bir kez daha makası ensesine doğru götürdü. Ama o an bunu yapamayacağına karar kıldı. Bu derece kısa saç modelini görmeye kendisi bile tahammül edemezdi. Umut'u ise böyle bir tabloyla karşı karşıya bırakmak ise hiç istemedi. Göğsünün hemen üst hizasını gözüne kestirip iki hamle ile gözlerini kapatıp makasının kollarını birbirinde buluşturdu. Makasın o tok sesinin bir an kulaklarını tırmaladığını hissetti. Gözlerini araladığında ise yere düşen saç tutamlarını izledi bir süre. Bedeniyle bütünleştiğini hissettiği en değerlileri; artık toprağın altına girip çürüyen bedenler gibi yok olup gitmişti sanki. Gözlerine tekrar hücum eden yaşları ellerinin tersiyle silerek yerdeki uzun tutamları nazikçe alıp bir poşete koydu. Saçlarını tarayıp düzeltirken aynadaki aksına bir süre baktı. Sanki karşısında yabancı biri duruyordu artık. Parmalarını saçlarının arasından geçirdi. Yüzünde o an varlığını hissettiği lekeler ise yorgun kalbine bir kez daha oklarını batırırken memnuniyetsizliğini maskelemeye çalışma çabaları ise birkaç dakikasını daha aldı.

Vücudunu dikleştirip sonunda yatak odasına doğru yol aldı. Umut ise o anda uyku mahmurluğu ile yataktan kalkmaya hazırlanıyordu. Hazan yüzüne iliştirdiği ve eğreti olduğu bariz bir şekilde belli olan gülümsemesiyle ağız dolusu bir günaydın dedi. Umut ise gayri ihtiyari bir şekilde aynı karşılığı verirken gözden kaçırdığı ayrıntıyı birkaç saniye sonra ancak fark edebildi. Şaşkınlığını gizlemeye çalışıp abartılı bir giriş yaptı.

"Saçların... Çok hoş olmuş birtanem."

"Doğru söylüyorsun değil mi Umut? Ben bile ilk kez saçlarımı bu derece kısa görüyorum."

"Benim sevgilime her şey yakışır. Ben seni her halinle severim demedim mi Hazan'ım. Şimdi hüsnü kuruntu yapmanın hiç sırası değil. Kurtlar gibi açım. Hadi güzel bir kahvaltı hazırlayayım sana."

Hazan ise geçiştirilmiş olan bu cevabın altında yatan manaları biliyordu ama Umut'un yıpranmışlığını bir kez daha perçinlemek istemedi. Taktığı maskeyi bir süre daha yüzünde tutmak için zorlayacaktı kendini.

Umut ise içine akıttığı kederin yüzünden okunmaması için giriştiği çabayı sürdürüyordu. Hazan'ı böyle görmek içini çok acıtmıştı. Kendi kendine kızdı bu sabah Hazan'dan daha erken uyanamadığı için. İki sabahtır yastıkta gördüğü kalın tutamları o uyanmadan saklamayı başarmıştı ama bu sabah uyuyakalmıştı işte. Hazan'da bu sabah aynı manzarayla karşılaşmış olmalıydı. Ve kim bilir hangi elem fırtınalarıyla baş etmeye çalışmıştı da saçlarını bu derece kısaltmaya karar vermişti. Hazan'ın kıpkırmızı olan gözleri ve kızaran burnu ise onu ele vermişti ama Umut, ruhu kanaya kanaya bunu görmezden gelmek için o hüzün oluğunun içinde boğulmayı tercih etmişti. Yüzünü yıkadıktan sonra kurulanmadan önce bir süre aynadaki görüntüsüyle konuşup durdu. Boğazında düğüm düğüm biriken hecelerin seti karşısında çıkış yolunu bulamayınca çaresizce mutfağın yolunu tuttu.

Birlikte kahvaltı hazırlamaya başladılar. Umut ise Hazan'ın girişimlerine hep bir bahane bularak onu yormamak için çabalıyordu. Ayça'nın ve teyzesinin gidişiyle iyice sessizleşen evde annesini ve İnci'yi uyandırma görevi ona verildiğinde ise itiraz edemeden görevini yerine getirdi Hazan. Annesi onu gördüğünde ilk şoku atlatmaya çalıştı. Aslında onu yıkan bu görüntüden ziyade Hazan'ın yaşamış olduğunu tahmin ettiği travmaydı. Çocukluğundan beri ipek gibi yumuşak ve uzun olan saçlar için ise yüreği kızı için bir parça da olsa burkuldu. Hep ısrar ederdi kızına taraması ve bakımı zor kestirelim saçını diye. Ancak küçücük yaşında bile bu isteğe hep itiraz eder hatta ısrarlar karşısında ağlamaya başlardı. Şimdi ise kaderin elleri bunu yapmaya kıyabilmişti işte. Kızına iltifat etmekten başka bir şey gelmemişti o an aklına.

"mektubat-ı aşk" 2 KANSER (TAMAMLANDI )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin