9.BÖLÜM | TARTIŞMA

21.9K 1.2K 144
                                    

Ayaklarım ıslak olduğu için yerler biraz ıslanmıştı. Dudağımı ısırıp etrafa baktım. Daha sonra Ali'ye baktığımda çekmecesini açmış, kıyafet alıyordu eline. Boğazımı temizledim.

"Ben aşağıya ineyim. Sende üzerini değiştirirsin." bakışlarını bana çevirdi. Kucağında kıyafetlerle bana doğru sürdü ve önümde durdu.

"Sana büyük ihtimalle olmazlar ama böyle ıslak kalma." Diyerek kucağındakileri bana uzattı. Tebessüm edip elindekileri aldım.

"Teşekkür ederim. Hemen giyinip üzerimdekileri asayım o zaman." Arkamı dönüp tam gidecekken yine Ali'nin sesi durdurdu.

"Eylül." Arkamı tekrar ona döndüm.

"Üzerini değiştirince yanıma gelir misin? Tek başıma giyinemiyorum." Gözlerim bacaklarına gittiğinde kafamı olumlu anlamda salladım. Tekrar arkamı dönüp odadan çıktım. Daha önceden öğrendiğim banyonun önüne gelip içeri girdim. Islak kıyafetleri çıkartmak zor olsa da hemen diğerlerini üzerime geçirdim. Ali'nin dediği gibi büyük olmuştu. Halime gülümsedim. Islak kıyafetleri elime alıp banyodan çıkarken yardımcılardan biriyle karşılaştım. Önce beni süzerken daha sonra elimdekilere baktı.

"İsterseniz asabilirim." Minnetle gülümsedim.

"Çok teşekkür ederim gerçekten." Elimdekileri alıp uzaklaştı. Evdekiler neden bu kadar mesafeliydi? Robottan farkları yoktu. Sadece yapıyorlar, herhangi bir sohbette bulunmuyorlardı. Derin bir nefes alıp tekrar Ali'nin odasına girdim. Kıyafetlerini yatağını üzerine koymuş beni bekliyordu. Kapıyı kapatıp yanına yaklaştım.

"Hemen çıkaralım da hasta olma." Ali'ye baktığımda bana gülümsüyordu. Onunla birlikte benimde dudaklarım kıvrıldı.

"Neden bana bakıp gülüyorsun?"

"Üzerindekiler çok yakışmış. " Kaşlarımı çattım.

"Sen dalga geçiyorsun ama bence gerçekten çok yakıştı." Elime altını alıp yere çömeldim. Normalde küçük çocuklarla ilgilendiğim için çoğunu çıplak halleri ile görmüştüm. Derin bir nefes aldım.

"Hava sıcak. Çamaşırını sonra değiştirsen olur değil mi?" Herhangi bir tepki vermeden bana baktı.

Cevabını beklemekten vazgeçip eşofmanını bacaklarından sıyırdım. Temiz eşofmanını giydirdim. Yatağa tekrar uzanıp tişörtü aldım ve üzerine geçirdim. Ellerimi birbirine vurup gülümsedim.

"Şimdi oldu." Ali beni süzdükten sonra yüzüme baktı.

"Saçların ıslak, kurula. Hasta olursun." Omuz silktim.

"Bir şey olmaz. Hava soğuk değil zaten." Sandalyesinin düğmesine basıp geri gittikten sonra bir çekmeceden saç kurutma makinesini çıkardı. Kaşlarımı kaldırdım.

"Gerek yoktu." Bu defa omuz silken o oldu. Makineyi fişe taktıntan sonra bana baktı.

"Ben kurulayabilir miyim?" Dudaklarım aralanırken şaşkınlığımı gizlemek istiyordum.

"Neden?" Omuz silkti.

"Canım öyle istiyor." Omuzlarımı kaldırıp geri indirdim. Önüne çömelicekken yine sesi durdurdu.

"Beni yatağa oturttur. Öyle yapayım." Kollarımı kollarının altından kavrayıp tüm gücümle kaldırdım. Yatağa bıraktıktan sonra bende arkamı dönüp yanına oturdum. Bir kaç saniye sonra makineyi açıp saçlarına doğru tuttu. Elleriyle saçımı karıştırıp kurutuyordu. Ne yalan söyleyeyim bıraksa hemen burada uyuyabilirdim. Fazla gevşemiştim. Saçlarımı kuruturken duraksadığında parmak ucunu enseme dokundurup okşadı. Gülümsedim.

"Dövmeyi gördün değil mi?"

"Evet." Diye sessiz bir fısıltı çıktı. Ona doğru dönüp baktım.

"Gratuit!" Dedim imayla. Şaşkın ifadesinden çıkarken Dudakları kıvrıldı.

"Özgür..." diye mırıldandı.

"Eğer ismim Özgür olsaydı kocaman dövme yaptırırdım sanırım." dedim gülerek. Daha sonra gözlerimi vücudunda gezdirdim.

"Senin dövmen var mı?" Kaşlarını sempatik bir şekilde kaldırıp geri indirdi. Gülmek, mutlu olmak o kadar yakışıyordu ki.

"Peki yaptırmak ister misin?"

"Seninki gibi duracaksa isterim."

"Peki o zaman sen ıyice düşün ne yaptırmak istediğini ben bir gün arkadaşımı getirir, yaptırırız olur mu?" Kaşları anında çatılmıştı. Bekliyordum bunu. Kimseyle tanışmak istemiyordu.

"O zaman İstemiyorum." Alayla güldüm.

"Ne bekliyordun Özgür? Ben mi yapacaktım?" Dudakları şaşkınlıktan aralandı.

"Özgür dedin?" Dudaklarımı büktüm. Kızacaktı.

"Özür dilerim. Öyle çıktı. " Gözlerini kırpıştırdı.

"Yok. Sorun değil. Bu ismimi kullanabilirsin." Kaşlarımı kaldırırken o da gülümsedi.

"Sevmiyordun artık?" Omuz silkti.

"Tekrar sevebilirim ama." Gülümsedim. Elimi elinin üstüne koydum ve sıktım.

"Başaracaksın... Ben buna hep inanıyordum ama artık sen de inanıyorsun. Emin ol artık daha kolay olacak Özgür." Birbirimize bakarken kapının açılmasıyla bakışlarımızı oraya çevirdik. Gözlerimi abartılı bir şekilde devirmek isterdim ama kendimi tutmalıydım. Meral Hanım'ın bakışları ellerimize odaklanınca yavaşça elimi çektim.

"Ne bu haliniz?" Normal birşey sormayacağını tabii ki de biliyordum.

"Ne var halimizde anne?" Derin bir nefes alıp tam ayağa kalkacakken bileğimden çekilip geri oturmam bir oldu. Özgür'e baktım. "Gitmeyeceksin bir yere." Kadın yanımıza doğru birkaç adım attı. Şaşkınca baktı.

"Ben açıklama beklerken sen gitme diyorsun kıza! Senin kıyafetlerinin bu kızın üzerinde ne işi var?" Havuzda yüzme meselesi saklamayı planlarken şimdi ortaya çıkması gerekiyordu.

"Ben... Özgür'ü havuzda yüzdürdüm." Kaşları daha fazla çatılmıştı.

"Ne demek yüzdürdüm? Benim oğlum diğerleri gibi değil görmüyor musun? Ya boğulsa? Ya çıkamasanız sudan!" Gözlerimi kapatıp geri açtım. Kadının söyledikleri bana bile ağır geliyordu. Özgür'e daha çok bu konuda acıyordum.

"Bakın Meral Hanım. Ben neredeyse iki senedir bu işi yapıyorum. Sayamayacağım kadar hasta oldu. Hepsine de ne gerekiyorsa öyle yardım ettim ve ailesinden karışan kimse olmadı. Bana yardımcı oldular. Ama siz... Siz sürekli işime karışıyorsunuz. Ben değil de bir başkası olsaydı o da böyle şeyler yapacaktı. Lütfen engellemeyin artık." Kadın gözlerini devirdiğinde sinir kat sayım daha da artmıştı.

"Benim oğlum o. Ne iş yaparsan yap kararları ben veririm."

"Emin misin?" Özgür'ün sesi araya girdi derken kadın umursamadan devam etti.

"Eğer beni dinlemeyip kendi bildiğini okuyacaksan defol hemen." Gözlerimi kırpıştırdım. İstesem şu an hemen giderdim. Ama Özgür'den bu şansı almak istemiyordum. Bakışlarımı yavaşça ona çevirdim. Yutkunduktan sonra o da bana bakmaya başlamıştı.

"Haydi! Bir cevap istiyorum." Derin bir nefes aldım. Benden daha dişlisi de gelebilirdi bu eve. Yeni Birini bulurlarsa ile hep iletişim halinde olurdum. Ne belaydı kararsız kalmak!

"Ben sizinle bir yol bulmaya çalışıyorum ama siz kasten kapatıyorsunuz bu yolu. " elini havaya kaldırıp salladı.

"Uzatma, uzatma." Dudaklarımı birbirine bastırıp bakışlarımı Özgür'e çevirdim tekrar.

"Üzgünüm." Daha fazla bir şey demeden odadan çıkıp merdivenlerden aşağıya indim. Üzerimdeki bu kıyafetlerle çıkmaktan başka çarem yoktu. Askılıktan çantamı alıp kapıyı açtım ve çıktım. Yüzüme vuran rüzgârla derin bir nefes aldım. Meğer nasıl da boğuluyormuşum bu evde.

Bölüm kısalığı nedeniyle erken bir bölüm yayımladım◇ Yorumlarınızı bekliyorum. Buna ihtiyacım var. 👤

ÖZGÜRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin