Elimi yüzümü yıkadıktan sonra yüzümü kurulamak için havluyu elime aldım. Aynaya bakarken dün olanlar birbir tekrar aklıma gelmeye başlamıştı.
Derin bir nefes aldım. Yüzümü kuruladıktan sonra banyodan çıktım. Yavaş adımlarla oturma odasına girdiğimde Özgür demire tutunmuş ayaktaydı. Dudaklarım kıvrılmıştı. Ben demeden de çabalaması iyiye işaretti. Zorlanıyordu. Ama başaracaktı.
Kafasını benim olduğum tarafa çevirdiğinde "Gel." Diye mırıldandı. Yutkunarak yanına yaklaştım. Demiri tutan bir elini belime koyup kendisine çektiğinde benden destek aldı.
"Yapabiliyorum." Diye fısıldadı yüzüme bakarak. Dudaklarımı ıslatıp birşey demedim. Bakışları yüzümü ezberledikten sonra dudağıma kaydı. Dudaklarını yalayıp ısırdığında beni biraz daha kendine yapıştırdı ve kulağıma yaklaştı.
"Günaydın öpücüğü bekliyorum." Dedi tekrar fısıldayarak. Elimi göğüsüne bastırıp uzaklaşmaya çalıştım. Kaşlarını kaldırarak bana baktı.
"Benden kaçamayacağını biliyorsun." Dedi tekrar bakışlarını dudaklarıma kaydırırken.
"Zorlama..." diye mırıldandım. Alaylı tavrını bozup gözlerini devirdi.
"Seni zorlamıyorum. Seni zorlasam benden uzaklaşır benimle yaşamazdın. Bir nevi tecavüz etmiş gibi olurdum. Ama sana her dokunduğumda beni istiyorsun. Bunu inkar etme." Gözlerimi kaçırdım. "Hadi uzatma da öp beni." Dedi keyifli sesiyle. Bakışlarımı tekrar ona çevirdim.
"Belasın." Genişçe sırıttı.
"Tatlı belan?" Gözlerimi tekrar kaçırıp güldüm. Burnunu yanağıma sürttüğünde istemeden gülümsedim. "Bekliyorum..." Kafamı çekip yüzüne odaklandım. Elimi yumruk yapıp koluna geçirdiğimde nefesini tutup kolunu benden çekti. Dudaklarımı ısırıp baktım.
"Elin de ne ağır!" Dedi söylenerek.
"Bir daha öp de ne yapıyorum bak?"
"Aman be." Diyip kolunu ovaladı.
"Hadi artık. Kahvaltı yapıp çıkalım. " kendini sandalyesine bırakıp saçlarını dağıttı.
"Nereye?"
"Hakan'ın yanına." Homurdandı.
"Ciddi miydin yani dün kabul ederken?" Dudaklarımı birbirine bastırıp kafamı salladım. "İyi. Ne de olsa ben de yanınızda olacağım. Neyse kahvaltıdan önce bir duş alalım da öyle yapalım. " Tek kaşımı kaldırdım.
"Duş alalım da?" Muzipçe Sırıttı.
"Duş alırken yanımda olman gerekiyor. Hem yanımdayken sen de yapmış olursun." Beni süzüp tekrar bana baktı. "Tabii üzerimizde kıyafetlerle." Dedi beni ikna etmek için. Omuzlarımı düşürüp ofladım.
"Bıktım senden." Dedim söylenerek.
"Bende senden bıktım."dedi sırıtarak. Kafamı sallayıp banyoya doğru yürüdüm. Su ısısını ayarlarken Özgür'de gelmişti. Duşakabinin kapısını iyice kaydırıp ona döndüm.
"Hazırlan." Dedim üstünü işaret ederek. Bir çırpıda tişörtünü çıkardıktan sonra dün yatmak zorunda kaldığı kot şortunun düğmesine gitti elleri. Kafamı çevirip tekrar suyla ilgilenmeye başladım.
"Hazırım." Derin bir nefes alıp kendimi hazır hissettiğimde tekrar ona doğru döndüm.
Kollarımı koltuk altından geçirip kabinin içindeki tabureye oturtturdum. Başlığı tam kafamızın üzerine yerleştirip suyu açtım. Elime kendi şampuanimı alıp Özgür'ün burnuna doğru tuttum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZGÜR
Romance"O da mutlu değil bu halinden. Sen onun yerinde olsan mutlu olabilecek miydin?" Annem derin bir iç çekti. "Tabii ki mutlu olmazdım. Metin... Ben diyorum ki; bir yardımcı tutalım. Böyle engellilerle ilgilenen kişiler var ya... İlgilenir, ilaçlarını...