“Çok güzel çaldın.” Oda bana gülümsedi.“Çok güzel dans ettin.” Yüz ifademi bozmadan yanındaki koltuğa oturdum. Uzun bir şekilde dans etmesemde bu sıcak hava da terlemiştim. Elimi saçlarıma götürüp ensemle temasını kestim. Boşta kalan elimi serinletmek için kullandım. Ellerime başka eller dediği an da durdum. Bakışlarımı ellerinin sahibine çevirdim.
"Yaklaş bana." Diye mırıldandığında ondan gözlerimi çekip bizimkilere baktım. Neyse ki şu an Cem'le uğraşıyorlardı. Koltuğun iyice dibine girerken sandalyesinden bana doğru uzandı. Enseme soğuk nefesini üflemeye başladı. Yutkunarak gözlerimi kapattım. Kalbimde hareketlenmeler oluyordu küt küt atması dışında. Gözlerimi tekrar açıp yine bizimkilere baktım. Hala dikkat etmemişlerdi. Özgür'den biraz uzaklaştım. Ona döndüm.
"Şimdi daha iyiyim teşekkürler." Kafasını sallayıp birşey demedi.
"Ali kusura bakma bu it bir kıza mesaj atmış onu halletmekten sana bakamadık. İyi çaldın kardeşim. " dedi Sezer. Özgür gülümseyerek kafasını salladı.
"Teşekkür ederim."
"Ee... Tedavi nasıl gidiyor?" Genişçe gülümsedim.
"Sıkı durun! Artık bacaklarını hissedebiliyor."
"Hadi Lan!"
"Gerçekten mi?"
"Ya çok sevindim Ali!"
"Ben biliyordum zaten." Herkes şaşırıp bir şeyler demişti. Özgür elini kafasına götürüp kaşıdı.
"Sadece hissediyorum. Henüz yürüyemiyorum." Boğazımı temizledim.
"Evet. Çünkü bacakları zayıf. Ama yakında ayağa da kalkacak..." Bakışlarımı ona çevirdim."Biliyorum." Dedim gözlerinin içine bakarak. Dudakları kıvrılırken gözleri dudaklarıma kayınca hemen gözlerimi kaçırdım. Ne yapacağı belli olmazdı.
"Eylül? Bacakları zayıf diyorsun. Yürümeye çalışması gerekmiyor mu?"
"Evet ama ben tek başıma halledemem." Alayla ona baktım tekrar. "Kası falan yok ama altında kalırım." Sırıttığında kaşlarımı kaldırdım. Tek kolunu kaldırip kasıni göstermek için sıktı.
"Kasım var. Yani en azından kol kasım..." Dudaklarımı büktüm.
"O kadar laf ettim. Niye var demedin." Omuzlarını silkti.
"Bana kızman hoşuma gidiyor." Kaşlarımı çattım. Elimi yumruk yapıp omuzuna geçirdim.
"Kasın yok diye mi kızıyorum sana." Özgür dahil herkes kahkaha attığında hepsine bakış attım.
"Kankanızım sizin! Kankanızım! Satmayın be!" Cem karşı kolktuktan sanki yanağımdan makas alırmıs gibi hareket yaptı. Bunu genellikle çok yapardı. Çünkü yanıma gelmeye üşenirdi.
"Tamam tamam. Bir kaynatmayın." Diyerek olayı bitiren Gio'ya gülümseyerek baktım. "Biz buradayız. Ne dersin Ali?" Dedi Gio Özgür’e bakarak. Suratındaki mutluluk yavaşça silinirken kafasını salladı.
"İstemiyorum." Dudaklarımı ıslattım.
"Neyi istemiyorum dediysen sana hepsini yaptırdım. Boşuna uzatma bence." Dedim yapmacık bir gülümsemeyle. Kaşlarını kaldırıp bana baktı. Ama ağızdan, "Tamam." Kelimesi döküldü. Nedensizce gerilirken ayağa kalkıp yanına yaklaştım. Arkasına geçip sandalyeyi bizimkilerini yanına doğru sürdüm.
"Sana inanıyoruz Özgür!" Dedi daha ayağa kalkmadan. Sırıtarak Sinan'a baktım.
"Yavaş yavaş siz de Özgür diyorsunuz bakıyorum da."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZGÜR
Romance"O da mutlu değil bu halinden. Sen onun yerinde olsan mutlu olabilecek miydin?" Annem derin bir iç çekti. "Tabii ki mutlu olmazdım. Metin... Ben diyorum ki; bir yardımcı tutalım. Böyle engellilerle ilgilenen kişiler var ya... İlgilenir, ilaçlarını...