"Seni öpeceğim." Dedikten sonra tutan elimi kendine doğru çekerken diğer elini belime getirip bedenimizi birbirine yapıştırdı ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Çoktan gözlerini kapatmış, öylece duruyordu. Bu ani hareketinin etkisinden çıkabildiğimde ellerimi göğüsüne yapıştırıp hızla uzaklaştırdım. Tuhaf bir şekilde bana bakarken bir elimi saçıma götürüp düzelttim.
"Biri görecek." Yutkunduğunu görürken tekrar bana doğru bir adım attı.
"Bu iyi geldi ama değil mi?" Diye sorar gözlerle bana baktı. Yüzümü buruşturdum.
"Özgür..." Gözlerini kısarak beni izlediğinde dilim kilitlenmişti. Özgür, sessizliğin ardından bana son bir adım daha atıp bir elini belime yerleştirdi.
"Sen konuşmasanda ben anlayabiliyorum." Dudaklarını ısırıp güldükten sonra devam etti "Eğer iyi gelmeseydi çoktan tokatı yemiştim." Gözlerimi kaçırırken kollarının arasından çıktım.
"Yukarı çıkalım." Gülümsemesini bozmadan kafasını salladı. Birlikte apartmana doğru gidip zile bastıktan sonra kapı açıldı ve içeri girdik. Adımlarımı asansöre doğru yönlendirirken Özgür'ün elimden tutması bunu engelledi. Anlamayarak ona baktığımda merdivenlere doğru çekiştirdi.
"Artık asansöre gerek yok. Yürüyebiliyorum."
"Yorulmayalım diye binecektim." Aslında alışkanlıktı. Özgür'den sonra çok sık asansör kullanıyordum.
Bir kat çıksam bile.
"Hadi." Dedikten sonra birlikte merdivenden çıkmaya başladık. Sonunda dairenin önüne gelince zile bastım. Birkaç saniye sonra kapının açılması ardından Damla'nın çığlığı ile Dişlerimi sıktım. Umarım patavatsızlık yapmazdı.
"Oha! Barıştınız mı?" Ağlayacak pozisyona gelsem de kafamı sallayıp ayakkabılarımı çıkardım ve içeri girdim. Oturma odasına geçtiğimde bizimkiler dans ediyorlardı. Görmediğim figürlerle dans ettiklerinde bir kez daha hayran olmuştum. Müzik çaların başına geçip kapattıktan sonra yavaş yavaş alkışladım. Nefes nefese bana bakıyorlardı.
"Muhteşemsiniz."
"Gerçekten begendin mi?"
"Birkaç figürünüzü gördüm ama yine de güzeldi."
"Güzel olsa da boşuna." Diye oturan Sezer'e döndü hepimizin başı. "Keman çalan yok. Ama dansta konu bale ve keman." Dudağımı büzerken Özgür, Damla ile odaya girince hemen tekli koltuğa doğru gidip oturdum. Özgür bana alayla bakarken bakışlarımı bizimkilere çevirdim.
"Özgür. Gelmişsin." Elimi çenemin altına koyup Gio'yu izledim. Normalde kalkıp sarılması gerekirken soğuktu. Anlaşılan benden kaynaklanıyordu. Özgür bu duruma bozulurken Sinan, Özgür'e kollarını açıp sarıldı.
"Seni bu halde görmek güzel." Ardından Cem ve Utku'da aynı şekilde sarıldıktan sonra oturdular. Özgür çevreye bakındıktan sonra Naz'ın yanına oturdu. Sanırım o da böyle bir karşılama beklemiyordu.
"Eylül ne yapalım?" Boğazımı temizledikten sonra ayağa kalktım.
"Siz fikirlerinizi anlatın bir. Ona göre bende kendim adına size uygun kareografi bulacağım." Sezer ayağa kalkıp müzik çaların başına geçerken, "Müziğe aldırma." Dedi. Kafamı sallarken Damla’nın kalktığı koltuğa oturdum.
"Sizi izleyeceğim."
"Keman?" Önce birbirimize baktıktan sonra bunu diyen Özgür'e çevirdik bakışlarımızı.
"Hakan'la katılmıyoruz. Şimdilik kemansız çalışacağız."
"Aaa!" Tepki veren Cem'e baktık. "Özgür aslında keman çalıyor. O bizimle olabilir." Gio gözlerini devirirken Cem'i kolundan tutup kendi yanına çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZGÜR
Romance"O da mutlu değil bu halinden. Sen onun yerinde olsan mutlu olabilecek miydin?" Annem derin bir iç çekti. "Tabii ki mutlu olmazdım. Metin... Ben diyorum ki; bir yardımcı tutalım. Böyle engellilerle ilgilenen kişiler var ya... İlgilenir, ilaçlarını...