Yorumlarınızı bekliyorum, iyi okumalar.🌹
Bir hafta sonra...
Nefes nefese kaldığımda kulaklığımı kulağımdan çıkarıp koltuğa oturdum. Bale ayakkabılarımı ayağımdan çıkardıktan sonra elimi yaralarıma dokundurdum. Dans ettikçe daha fazla soyulan yaraya dokunduğumda acıyla yüzümü buruşturdum. Böyle devam edersem yürüyemeyecek duruma düşecektim.
Telefon sesini duyduğumda etrafa bakındım. O olabilirdi. Ayağa kalkıp yastıkların altını kaldırdıktan sonra nihayet bulup ekrana bakabildim.
Gratuit!
Dudaklarımı kemirirken görüntülü aramayı kabul edip tekrar koltuğa oturdum. Açtığımda bir kaç dakika sessizce birbirimize baktıktan sonra boğazımı temizleyip ilk konuşan ben oldum.
"Selam." Dudaklarını yaladıktan sonra kafasını yana eğip cevap vermedi. Zorla derin bir nefes aldığımda elim heyecandan terlediği için telefonu diğer elime aldım. "Konuşmayacak mısın?"
"Seni çok özledim." Cümlesinden sonra Heyecanım artmasına rağmen dudaklarım kıvrılmıştı.
"Bende seni özledim." Dudaklarını birbirine bastırıp kafasını salladı.
"Nasıl gidiyor tedavi?" Dudağını büktü.
"Bilmiyorum." Heyecanım kaybolurken gözlerimi devirdim .
"Ne demek bilmiyorum? Bir şey demiyor mu doktor?"
"Diyor Eylül. Ama bunları sana anlatmayacağım." Kaşlarım çatılırken koltukta biraz daha dikleştim.
"Neden?"
"Benim buraya gelmemin tek sebebi sensin. Bekle ve gör."
"Pe-"
"Özgür?" Konuşmayı telefondan gelen sesle yarım bıraktım. Özgür bakışlarını benden çekip benim sesini duyduğum, fakat görmediğim kişiye çevirdi.
"Sana tatlı aldım. Tiramisu... En sevdiğin." Kaşlarımı bu defa öfkeyle değil de anlamaya çalıştığım için çatılmıştı. Özgür görebildiğim kadarıyla zorla ona gülümserken sonunda kız görüş açıma girip Özgür'ün yanına oturdu. Kalbim sıkışırken görüntülü aramayı sonlandırıp sakince koltuğa bıraktım. Gider gitmez birini bulmazdı. Öyle değil mı? Kafamı kendime gelmek için sallarken ayağa kalktım. Özgür böyle bir şey yapmazdı. Evet, yapmazdı. Ama yanındaki kızı kıskanmadığım anlamina gelmiyordu.
"Hah! Birde en sevdiği tatlıymış. O tatlı sevmez ki!" Boş evde kendi kendime konuşurken tekrar telefonum çaldığında ekrana baktım. Görüntülü aramayı reddettikten sonra normal arama yapıp kulağıma götürdüm. Saniyeler içinde açtıktan sonra adımla seslendi.
"Eylül?" Derin bir nefes aldım.
"Efendim."
"Niye kapattın?" Yutkunurken kıskançlık tekrar bedenimi sarmıştı.
"Rahatsız ediyorum diye." Telefondan belli bir süre ses gelmediğinde boğazımı temizledim. "Sanırım şimdi de rahatsız ediyorum. Kapatıyım. Görüşürüz."
"Pekâlâ ." Telefon suratıma kapandığında gözyaşları hücum etmiş, akmamak için savaş veriyordu. Sadece bir hafta yanında değildim ve o başkasına ilgi duymaya başlamıştı. Yoksa neden soruma pekala diyip kapatırdı ki! Elimi saçlarıma daldırıp kafamı geriye attım.
Sakin ol.
Özgür yapmazdı. Tamam, iki aydır birbirimizu tanıyorduk ama bunu yapmayacağını biliyordum. Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım. Kafam o kadar karışıktı ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZGÜR
Romance"O da mutlu değil bu halinden. Sen onun yerinde olsan mutlu olabilecek miydin?" Annem derin bir iç çekti. "Tabii ki mutlu olmazdım. Metin... Ben diyorum ki; bir yardımcı tutalım. Böyle engellilerle ilgilenen kişiler var ya... İlgilenir, ilaçlarını...