"Bırak artık." Elimi iyice sıktığında elimi kurtarmak için bakışlarımı elimize çevirdim. Derin bir nefes aldım. Zaman durmuş muydu yoksa?Hayır. Sadece Donakalmıştım. Kelebek dövmelerimiz tamamlanmıştı. Gözlerim dolu bir şekilde bakışlarımı tekrar ona çevirdim. Kalbim yerinden çıkacak gibi atıyordu ve bu cevap vermemi engelliyordu. Gözlerimden bir damla yaş süzüldüğü zaman sonunda fısıldayabildim.
"Özgür..." ismi dudaklarımdan döküldüğü an da tekrar gülümsedi. Kalbim daha hızlı atmaya başladığında bu defa sıkışıyordu. Dudaklarımı birbirine bastırıp boşluğundan yararlandım ve ellerinden kurtuldum. Maskenin altındaki gözlerine birkaç saniye baktıktan sonra ondan gözlerimi çekip hızlı adımlarla evin kapısına koştum. Bizim masadakiler kaşlarınö çatarak beni izliyorlardı. Yanlarından geçerken Sinan bana seslenmişti. Ama durmayıp evden çıktım. Taksiyi aramak için hamle yapacakken çantamı masada bıraktığım aklıma geldiğinde yüzümü buruşturdum. Ne olursa olsun burada duramazdım. Yürürken bir taksi görebilirdim. Bu yüzden vakit kaybetmeden adım atmaya başlayıp evden uzaklaşmaya çalıştım.
"Eylül!" Dudaklarım aralanırken ayaklarım bir an da yere çivilenmişti. Gözlerimi kapatıp kendime gelmeye çalıştım. Çünkü şu an kafam asla yerinde değildi.
Arkamdan adım sesleri geldiğinde telaşla gözlerimi açıp tekrar hızlı yürümeye başladım. Ama bir an da koluma sarılan el ile düşmekten son an da kurtarırken durdum.
"Kaçma." Arkamdan kulağıma bir fısıltı ile söylemişti. Derin bir nefes alıp bütün gücünü toplarken kolumu tekrar ondan kurtarıp ona döndüm. Bu defa yüzünde maske yoktu. Ona karşı öfkem yüzünü görmem ile son bulurken gözlerim tekrar yanmaya başlamıştı. Aramızdaki küçük mesafeyi bir adımla kapatırken bir elini belime, diğer elini yüzüme yerleştirdi.
"Kaçma." Yutkundum.
"K-kaçmıyor-rum." Kekelemem hoşuna gitmiş olacak ki dudakları kıvrıldı. Bakışlarını gözlerimden çekip dudaklarıma çevirdi.
"Özledim." Diye fısıltıyla yüzünü yüzüme yaklaştırırken kaşlarımı çatıp sertçe göğüsünden ittim.
"Yeni aklına geliyor."
"Hep aklımdaydın." Alayla güldüm.
"Gerçekten gittiğinden beri çok belli ettin." Dedim ses tonumu kontrol etmeye çalışarak. Tekrar bana yakınlaşmak için bir adım atacakken elimi kaldırıp durması için işaret verdim.
"Yaklaşma." Şimdi kaşları çatılmıştı.
"Tekrar yanına döndüm ve bana yaklaşma mı diyorsun?" Kafamı salladım.
"Evet. Çünkü döndüğün yer eskisi gibi değil." Sinirle kafasını sallayıp elini saçına götürdü ve dağıttı.
"Saçmaladığının farkındasın değil mi?" Keyiften yoksun bir şekilde gülümsedim.
"Gerçeklerin sana saçma gelmesi normal. Ne sandın çok merak ediyorum? Ben arayip sormasam da dönünce Eylül ile tekrar beraber olurum mu dedin? Öyle mi düşündün?" Gözlerini devirip tekrar kolumu tuttu. Beni çekiştirmeye başladığında sesimi yükselttim.
"Bırak beni!" Cevap vermeyip bir arabanın yanına kadar getirip kapısını açtı. Zorla beni içeri bindirdikten sonra kapımı kapatıp koşarak sürücü kapısına geçti. O arabaya binene kadar tekrar kaçmak icin kapıyı açtım ama yetişememiştim. Açtığım kapıyı tekrar kapatıp kilitlediğinde derin bir nefes aldım.
"Aç şu kapıyı."
"Açmayacağım." Derken arabayı çalıştırıp evden uzaklaşmaya başladık. Elimi alnıma götürüp biraz ovaladıktan sonra kollarımı göğüsümde dolayıp kafamı arabanın camına çevirdim. Karanlıktan pek birsey görünmüyordu. Boğazımı temizledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZGÜR
Romance"O da mutlu değil bu halinden. Sen onun yerinde olsan mutlu olabilecek miydin?" Annem derin bir iç çekti. "Tabii ki mutlu olmazdım. Metin... Ben diyorum ki; bir yardımcı tutalım. Böyle engellilerle ilgilenen kişiler var ya... İlgilenir, ilaçlarını...