İkimizde aynı an da titrek bir nefes alırken artık onu engelleyen ellerim güçsüzleşiyordu. Gözlerim aramızdaki mesafeyi süzdüğünde sonunda kendime gelip geri çekildim.
"Ne yapıyorsun sen?" Yüzümü inceleyen bakışları yutkunmamı sağlarken bu defa gözlerimi de kaçırmamı sağlamıştı.
Bakışlarını benden çekip duvara baktığında sinirlensem de belli etmek istemedim. Hala akıllanmayan ben tekrar ona yaklaşıp kollarımı beline doladım.
"Kalk hadi." Emirimle beraber kollarıyla destek alıp sandalyeye oturdu. Arkasına çekip kendim sürmeye başladım ve odamın içine girdim.
"Çarşaflarımı falan bu sabah değiştirmiştim. Rahat uyuyabilirsin." Kendi giysi Dolabımın kapaklarını açıp içinden erkek pijamalarını çıkardım. Özgür'e doğru uzattım. Pijamaları inceleyen bakışları kısılırken bana çevirdi.
"Sadece annemle yaşıyorum demiştin. Ne işi var dolabında?" Dudaklarımı ıslattım.
"Bir kere Utku burada kalmak zorunda kalmıştı. Annem o zaman almıştı, kalmış öyle." Derin bir nefes aldı.
"Arkadaşların hep kalır mı?" Tek kaşımı kaldırdım.
"Burası seni ilgilendirmiyor." Dudaklarını ıslatırken cevap vermeyip etrafı süzdü.
"Odan... Güzel bir odan var."
"Sağol." Yanına yaklaşıp yatağı açarken bir an da elimi tutması ile geri çekildim.
"Ne oldu?" Elime dikkatlice bakıyordu.
"Yeni mi?" Gözlerimi elime çevirdiğimde kelebek dövmemden bahsettiğini anladım. Kafamı olumlu anlamda salladım. Baş parmağını dövmemin üzerinde okşayarak gezdirdi.
"Çok güzelmiş. " diye kısık bir ses tonuyla mırıldandı. Zoraki gülümsedim. Yanlış anlamak istemiyordum. Fakat bana karşı olan hareketleri yavaş yavaş huzursuz ediyordu. Ne kadar çok vakit geçirdikçe daha büyük adım atıyordu bana. Bütün hastalarım küçük olduğu için ilk defa başıma böyle birşey gelmesi daha çok çaresiz bırakıyordu.
"Hadi artık uyu." Kaşlarını kaldırdı.
"Pijamalar?"
"Sanırım bugün böyle idare etsen daha iyi." Kafasını sallarken ona sarılıp kaldırdım. Zorlanarak yatağa bıraktım. Nefes nefese geri çekildim. "İyi geceler."
"Iyi geceler." Dudaklarımı birbirine bastırırken odamdan çıkıp annemin odasına geçtim. Üzerime baktım. Sabahtan beri pijamalıydım ve şimdi tekrar yatağa giriyordum.
☆
Kahvaltı masasına son kez baktıktan sonra odama doğru ağır adımlarla yürüdüm. Kapıyı bir kere tıklattıktan sonra sesi kulaklarımı doldurdu.
"Gel Eylül." Kapı kulpunu indirip içeri girdim. Yatak başlığına sırtını vermiş oturuyordu.
"Günaydın." Diye mırıldandım. Kaşları çatılırken gözlerini benden çekti. Kafamı yana yatırıp ona bakmaya çalıştım. "Bir sorun mu var?" Dudaklarını yaladığını gördüm.
"Eskisi gibi demiyorsun artık." Gözlerimi kırpıştırdım.
"Önceden nasıl diyormuşum?" Alayla bana baktı.
"Çok daha yakın..." yutkundum. Benim de son zamanlarda korktuğum buydu. Aramıza koyduğum mesafeyi hisettirmek istemiyordum. Ama becerememiştim.
"Saçmalama. Alt tarafı bir günaydın."dedim sakin bir şekilde. Yarım ağız güldü.
"Ben o günaydınları sen geldikten sonra duymaya başlamıştım ama."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZGÜR
Romance"O da mutlu değil bu halinden. Sen onun yerinde olsan mutlu olabilecek miydin?" Annem derin bir iç çekti. "Tabii ki mutlu olmazdım. Metin... Ben diyorum ki; bir yardımcı tutalım. Böyle engellilerle ilgilenen kişiler var ya... İlgilenir, ilaçlarını...