"Günaydın uyuyan güzel."
"Sen!"
"Ben?"
"Sen osun!"
"Sanırım ilacın dozunu fazla abartmışım."
Benim babamın katili burada benimle dalga geçiyordu. İnanamıyorum!
"Sen katilsin!"
Yüzündeki çarpık ifade birden silindi.
"Hatırlıyorsun."
"Tabii ki hatırlıyorum! Lanet olası pislik herif!"
Onun boynuna atıldım. Boynunu sıkıyordum elimden geldiğince ama o güçlü kollarıyla kurtuldu. Ardından beni duvarla arasına aldı.
"Birdaha bunu yapma! Artık benimsin. Sadece benim."
Kahkaha atmaya başladı. Ben onun falan değildim! Olmayacaktım! Asıl daha garip tarafı, beni neden istiyordu?
"Ben senin değilim!"
"Benimsin!"
"Peki neden?"
Çocuk gibiydi ve oldukça da tatlıydı ama o bir katildi. Neden onun olduğumu anlayamamıştım. Beni neden öldürmemişti ve bütün tanıkları ortadan kaldırmamıştı? Bu garipti.
Sorumu ve olanları düşünürken o burnundan soluyordu. Bu pek de iyiye işaret değildi.
"Sana soran olmadı!"
Kükremesiyle birden korkumdan ağlamaya başladım. Gerçekten çok korkmuştum. Demin benimle dalga geçerken şimdi bana bağırıyordu. Daha doğrusu King Kong gibi bir bağırıştı bu. Peki dans edersem güler miydi? Tanrım, korkumdan deli gibi saçmalıyorum!
O da elleriyle dokunursa şekli bozulur dediğiniz saçlarını çekiştiriyordu. Bana bağırdığı -kükrediği- için oldukça pişmandı sanırım.
Bana döndü ve bağırdığı için özür diledi. Ben yaşlı gözlerimle ona bakmakla yetindim. Daha sonra da özür dilemesiyle gelen cesaretle sordum.
"Neden beni kaçırdın ve öldürmedin?"
"Canım istedi."
"Peki beni ne zaman bırakacaksın?"
"Bırakacağımı nerden çıkardın?"
"Beni sonsuza kadar burada mı tutacaksın?"
"Seni ilgilendirir mi Delia?"
"İsmimi nereden biliyorsun?"
Bu soru atışmasından sonra ona cevap beklermiş gibi baktım. Bana kaşlarını çatmış bakıyordu. Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"Bak! Dediğim gibi artık benimsin! Sen benimle yaşayacaksın ve sonsuza kadar mutlu yaşayacağız, anladın mı? Başka soru sorma!"
"Sonsuza kadar mutlu yaşamak mı?! Sen kafayı mı yedin! Ben nasıl burada mutlu yaşayabilirim?"
Olamaz, işte şimdi boka battık. Yine burnundan soluyordu ve gözleri koyulaşmıştı. İşte geliyor!
"Sana daha fazla soru yok dedim!"
Bağırmasıyla bulunduğumuz yerin sarsıldığını hissettim. Bu kadar güçlü ses telleri var mıydı gerçekten? Tamam, gerçekten çok soru soruyorum.
Bileğimi tutup beni merdivenlere yöneltti. O kadar hızlı çıkıyordu ki merdivenleri ikişer ikişer çıkmak zorunda kalıyordum. Bir kapının önüne geldiğimizde kapıyı açıp beni içeriye doğru fırlattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TIME (Harry Styles)
FanfictionDelia Oscar ünlü bir film yapımcısının kızıdır. Harry Styles ise parasını insanları öldürerek kazanan ve babasına sonsuz bir hizmette bulunan bir çocuktur. Delia'yı görmesiyle her şey değişir. Çünkü Delia felsefeyi ve insanlara hayat dersleri vermey...