HARRY STYLES
"Şşşşş, benden korkma. Sana zarar vermeyeceğim."
Onu sakinleştirmeye çalışarak elimi uzattım. Hala ağlıyordu ve bu beni oldukça rahatsız ediyordu. Benden neden korktuğunu hala çözememiştim. Tamam, bir adam öldürmüştüm ama bu ona zarar vermemişti ki.
Ona yaklaştığımda "Onu neden öldürdün!?" diye bağırdı. Öyle yüksek sesle, acı içine bağırmıştı ki gören ona işkence çektiriyorum sanardı.
"Hiç gözünü kırpmadan tetiği çektin! Nasıl yaparsın bunu!?"
Sesi gittikçe azalıyor, ağlaması şiddetleniyordu. Öyle şiddetli ağlıyordu ki. Bir adamın ölmesi onu nasıl bu hale getirebilirdi?
Ayağa kalkmayacağını anladığımda, o istemese de onu kucağıma aldım. Sonra da istemeden "Her şey yolunda." dedim. İsteyerek söylememiştim. Birden ağzımdan çıkmıştı. Onu güvende hissettirmek istemiştim. Hatta başına küçük bir öpücük bile kondurmuştum. Sanki ben anneydim ve bebeğimi susturmaya çalışıyordum. Eğer gay falan oluyorsam derhal futbol oynamaya ve deodorant kullanmayıp bütün gün koltukta horlayarak uyumaya başlasam iyi olacak.
Çıktığımızda adamlarım oradaydılar. Hepsi yanıma toplandılar. Zayn'e "Soldan 2. koridor 4. kapı." diye Gus'un ölü bedeninin olduğu yeri söyledim. Niall ise Delia'ya bakarak bana "Yaralı mı?!" diye sordu. Endişeli görünüyordu. Ona "Hayır. Sadece piskolojik." diye cevap verdim. Az da olsa rahatladı ve bir adım geriye çekildi.
Kendi arabama gidip arka koltuğun kapısını açtım. Ardından kucağımdaki Delia'yı oraya yerleştirdim. Rahat olduğuna ikna olduğumda kapıyı kapatıp sürücü koltuğuna geçtim. Arabayı çalıştırıp ısıtıcıyı açtım. Ardından evime doğru yol aldım.
Depoya gidersek rahat edemezdi. Evimde onu sıcak tutup rahatlatabilirdim. Hem ona sıcak çikolata bile yapabilirdim. Oysaki depoda silahlar ve sadece enerji almak için yapılmış tatsız kahveler vardı. Bu onu depresif hale sokardı.
Ne zamandan beri benden başka birinin rahatlığını ve ruh halini bu kadar düşünmüştüm? Bir dakika, böyle bir şey hiçbir zaman olmadı.
Yaklaşık beş saniyede bir aynadan ona bakıyordum. Ağlaması kesilmişti ama etrafına çiçekler falan da saçmıyordu. Herzamanki neşeli hali yok olmuştu. Onu nasıl keyiflendirebilirdim?
"Görev başarıyla tamamlandı. Gus'u iyi oyuna getirdin. Bence gerçekten iyiydin. Şınav çekmek zorunda değilsin."
Aynadan tepkisine baktığımda hiçbir şeyin değişmediğini gördüm. Bu kötüydü işte.
Başka bir şey bul. Başka bir şey. Ne mesela? Ah, müzik! Herkes bilir ki, müzik insanı rahatlatır. Peki, emm, Delia ne tür şeylerden hoşlanır? Emm, onu ilk gördüğüm gün Coldplay çalıyordu. Coldplay!
Elime Coldplay'in albümlerinden birini aldım ve taktım. Taktığımda Clocks çaldı. En son bu şarkıyı dinlemiştim çünkü... Delia'yı ilk gördüğüm günden beri şarkıya olan sempatim baya artmıştı. Sözleri çok ama çok anlamlı geliyordu.
Şarkı çalarken Delia'nın çok daha rahtaladığını hissetmiştim. Bu beni memnun etmişti. Evime gelene kadar Coldplay dinledik.
Evin garajına girdiğimde "Buraya neden geldik?" diye sordu. Sesi ağladığından dolayı en az benimki kadar boğuktu.
"Emm, bu şekilde depoya gitmeni istemiyorum. Bu akşam bende kal. Sonra-"
"Kalamam. Babam beni merak eder. Ona geleceğimi söylemiştim."
"Emm, mesaj falan atsan. Bu şekilde eve de gidemezsin."
"Hayır. Eve gitmeliyim."
Gitmesini istemiyordum. Bu şekilde ayrılmak istemiyordum. Mutlu bir şekilde gitmesini istiyordum. Mutlu ve memnun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TIME (Harry Styles)
FanfictionDelia Oscar ünlü bir film yapımcısının kızıdır. Harry Styles ise parasını insanları öldürerek kazanan ve babasına sonsuz bir hizmette bulunan bir çocuktur. Delia'yı görmesiyle her şey değişir. Çünkü Delia felsefeyi ve insanlara hayat dersleri vermey...