DELIA OSCAR
"Scarlet, mutfakta, ödül heykelciğiyle."
Zarfın içine baktım. Dediğim doğru çıkmıştı. Niall, Zayn ve Harry'nin görmesi için kartları masanın üzerine koydum. Bu 3. kazanışımdı. Harry oflayarak "Hile yapıyorsun! Bu imkansız! Green olması lazımdı!" dedi.
Kıkırdayıp kalktım ve cips paketini açtım. Niall "Bana da koy!" dedi. İki kase çıkarıp ikimize de cips koydum. Sonra da beraber yemeye başladık. Zayn ise telefonuyla ilgileniyordu. Niall "Dünya'dan Zayn'e, Dünya'dan Zayn'e!" diyerek ellerini havada salladı. Zayn telefonundan bakışlarını ayırdığında ona "Sorun ne?" dermişçesine bakıyorduk. Cevap gelmeyince Harry "İki saattir ne yapıyorsun Zaynie?" diye sordu.
"Hiiiiç."
"Haydi ama Zayn!"
"Tamam, tamam! Off, şu Perrie'yi hatırlıyor musunuz? Hani ekipten."
Herkes onayladıktan sonra Zayn derin bir nefes alıp "Ondan hoşlanıyorum." dedi. Kimseden tepki gelmemişti. Herkesin kafası karışmıştı ve şaşkındılar.
Bu mimikler, kapının çalmasıyla son buldu. Hemen "Ben bakarııım!" diye bağırdım ve kapıya yöneldim. Açtığımda terli Blake, Louis ve Liam vardı. Hepsi içeriye daldı. Blake ve Louis kendilerini koltuklara attılar.
Louis: Liam sen delisin!
Blake: Spordan nefret ediyorum!
Liam gözlerini devirip "Çocuklar! Alt tarafı bir koşuydu! Bu kadar büyütmeyin!" dedi.
Louis: 18 kilometre koştuk seni gerizekalı!
Liam: Hepiniz şişmanlamaya başladınız bile! Ben olmasaydım hepiniz şuan cips yiyip bütün gün oturuyor olurdunuz! Kısacası acınacak halde!
Liam bunu dediğinde ağzında cipslerle beraber "Heeey!" diyen Niall duyuldu. Ardından "Ben acınacak halde değilim! Hem oldukça seksiyim!" diye ekledi.
Blake: Ben enerjimi akşama saklıyorum. Seks de bir tür spor. Kalçaların çalışıyor ve-
Zayn: Burada bir kız var!
Zayn beni gösterirken "Teşekkür ederim Zayn." dedim. Herkes kıkırdadıktan ve Blake edepsiz sırıtışlarını yaptıktan sonra teker teker çıktılar. Ben de Ed'den bir haber almak için camın yanına geçtim. Kısa zaman sonra yanıma Harry geldi.
"Biliyorsun o iyi olacak."
Yanıma oturduğunda ona döndüm. Ardından gülümseyip başımı tekrar cama yasladım. Sonra Harry'e bir şeyler söylemek için dudaklarımı araladım.
"Güçler konusunda başka şeyler biliyor musunuz?"
Harry'den bir süre ses çıkmadı. Ardından söylediği tek şey "Hayır." oldu. Başımı kaldırıp ona baktım.
"Hiçbir şey mi?"
"Hiçbir şey."
Suratım asılmıştı. Harry ve çocuklar bu Dünya'nın aslında sandığımız gibi bir yer olmadığını biliyorlardı. Peki bana neden hiç söylememişlerdi? Ya da neden bu kadar sakin kalabilmişlerdi? Harry'nin sesiyle sorularıma kafa yormayı kestim.
"Eğer istersen ata binebiliriz."
"Hayır. Pek canım istemiyor."
"Peki kitap okumak ister misin?"
"Emm, hayır."
"İstersen Cluedo da oynayabiliriz."
"Zaten 3 kere oynadık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TIME (Harry Styles)
FanfictionDelia Oscar ünlü bir film yapımcısının kızıdır. Harry Styles ise parasını insanları öldürerek kazanan ve babasına sonsuz bir hizmette bulunan bir çocuktur. Delia'yı görmesiyle her şey değişir. Çünkü Delia felsefeyi ve insanlara hayat dersleri vermey...