HEARTBREAKER

1.7K 80 17
                                    

HARRY STYLES

Kitap okurken dudaklarının öne sarkması benim onu öpme isteğimi arttırıyordu. Resmen -ifade edemeyecek durumdayım kusura bakmayın-. Kitaptan gözlerini ayırıp gözlerime sorarcasına baktı. Neyi sorduğunu anlamadım. Bu garip bakışlaşmanın sonunda bana "Noldu?" dedi.

"Hiçbir şey."
"Bakıyordun da, bir sorun var sandım."
"Hayır! Hiç bir sorun yok! Hem de hiiiiç! Hayat devam ediyor, dünya dönüyor, her beş saniyede bir, biri ölüyor. Her şey çok, ama çok normal. Hem de çok!"

Gözlerini açabildiği kadar açmış bana şaşkınca bakıyordu. Kaşlarını kaldırıp indirdi. Bu bir tür -her neyse- mimiğiydi. Bunu yapması çok normaldi. Çünkü ben anormaldim! Hepsi heyecan ve panik yüzündendi. Heyecanlanmam ya da panik yapmam. Delia'nın bulunduğu yerler hariç!

DELIA OSCAR

Böyle saçma sapan konuşması çok hoşuma gidiyordu. Çok komik ve tatlı oluyordu. Ama neden panik olduğunu anlayamıyordum. Bazen benden panik olduğunu düşünüyorum. Ama neden olduğunu çözemedim. Lunaparkta da böyle olmuştu. Sanırım onu panik ettirmemeliyim ve germemeliyim. Sonucunda eğlenip gülsem (ve tabii ki şaşırsam) da ona panik olunca insanın yaşadığı zorluğu yaşatamazdım.

"Harry?"
"Hm?"
"Şey, benden sakladığın bir şey mi var?"
"Ne? Ne gibi?"
"Seni, yani ne biliyim, panik ettirecek bir şey? Benimle ilgili."
"Yoooo. Yok canım. Ne olabilir ki?"
"Bilmem. Sorayım dedim."

Sessizlik oluştuğunda bunu bozmak üzere girişimlerde bulundum.

"Peki, bugün bir şey okuyacak mıyız?"

Yine kulübede şöminenin önündeki minderlerde oturuyorduk. Kitaplarla dolu yerde. Genelde burada sohbet eder, ya da kitap okurduk. Son günlerde alışkanlık edindiğimiz güzel bir şey. Aslında Harry kötü yetiştirilmiş bir katil olsa da, o kadar güzel düşünceleri vardı ki! Felsefeye bayılırdım! Onda kralı vardı! Öyle sohbetler yapıyorduk ki! Hayatla ilgili, dünyayla ilgili, duygularla, renklerle, doğayla... Bana birkaç denemesini okumuştu. Her ne kadar okumak istemese de ben onu zorlamıştım. Denemesi aşkla ilgiliydi. Birine mi aşıktı? Bunları ne zaman yazmıştı? İşte bu sorular beni yiyip bitiriyordu. Harry'nin aşık olduğu kız da ona aşık mıydı? Beraber olmuşlar mıydı? Harry'nin sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım.

"Evet. Ne okumalıyız sence?"
"Emm, önce, birkaç soru sorabilir miyim?"
"Elbette. Neyle ilgili?"
"Denemelerin. Kime aşıksın? Ya da aşıktın?"

Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

"Aslında ilk aşık olduğumu anlamadım Delia. Sadece masum ve güzel suratı çok hoşuma gitti. Ardından onu gece rüyalarımda görmeye başladım. Bir rüyamda onunla dans ediyordum. Hiç durmadan... Bütün gece dans ettik. Çok güzel bir şarkı çalıyordu. Şarkıda kendi sesim vardı ama hayatımda öyle bir şarkı ne duymuştum, ne de söylemiştim. Gelmiş geçmiş en güzel şarkıydı... Onunla ilk o gece öpüşmüştük. Yanında dişlerimden bahsetmiştim. Kötü gözüktüklerini söylemiştim. İğrenç bir ağzım olduğundan bahsetmiştim. Oysaki o beni oracıkta öpmüştü. Hah, o rüyanın gerçek olması için neler vermezdim."
"O kızı gerçekten çok seviyor olmalısın."
"Evet."
"Ben de her akşam birini görüyordum. Okuldan bir çocuktu. Gus. Tek bacağı yoktu ama hayatımda tanıdığım en iyi insandı. Kimse onu sevmezdi. Çünkü çok akıllıydı. Kaslı vücudunun altında resmen bir hazine yatardı. Sonra öldü."
"Biliyorum."
"Ne!? Nerden biliyorsun?! Bunu daha önce hiç anlatmadım!"
"Yani, ben, şeyyy, emm, yani kötü! Kötü bir duygu olduğunu biliyorum. Yani, emm, ölümün."

Beni daha önce izlediğini söylemişti. Kesinlikle biliyordu. Ağzından kaçırmıştı. Ben de yakalamıştım!

Yine şu sessizlik olduğunda sadece nefes seslerimiz ve şöminede yanan odunların sesleri duyuluyordu. Yan gözle ona baktığımda şöminedeki ateşe baktığını gördüm. Sorduğu soru üzerine şaşırdım.

"Sence cehennemde ateşle mi yanacağız?"
"Herhalde. Başka neyle yanabiliriz?"
"Koştuğunda, yorulduğunda, hasta olduğunda da yanıyorsun. Sıcacık oluyorsun. Ama ateşle değil."
"Şey, bilemiyorum. Yanmanın en kötüsü ateşledir sanırım. Ya da lav. Ceza çekmek için oldukça uygun. En çok onunla acı çekersin."
"Yo. Yanılıyorsun. İnan bana, bazen için öyle acır ve yanar ki, o sırada lavlara düşüp yanmak için yalvarırsın."
"Bu duyguyu biliyor gibi konuşuyorsun."
"Doğru."
"Peki, nasıl?"
"Kitaplarda ateş hangi duyguyu besler Delia?"
"Emm, tutku, şehvet, aşk, arzu?"
"Evet. Aynen öyle. Bir de hepsini birden yaşadığını düşünsene. Sen bunları mı seçerdin, yoksa ateşi mi? Hangisi daha acı verici?"
"Şeyy, tutku, şehvet ve arzu."

Beni onayladıktan sonra kaşlarını çattı.

"Peki aşk?"
"O acı vermez ki! Sıcaktır, bu doğru. Ama asla acı vermez. O, güzeldir."
"Hayır değildir! Seni sadece uçuruma sürükler. Sen de düşmemeye çalışırsın ama her zaman düşersin. Kalbin seni ele geçirip yakar."
"O zaman insanlar nasıl evlenip sonsuza kadar mutlu oluyor?"
"Onlar 'karşılıklı aşk'. İkisi de birbirini seviyor."
"Ama o da aşk."
"Çok inatçısın."
"Bu doğru. Ama şuan sadece doğruyu sana göstermeye çalışıyorum."
"Gus öldüğünde hiç kalbin acımadı mı? 'Aşk neden böyle' diye isyan etmedin mi?"
"Ederdim ama o hastanedeyken bana 'Eğer aşık olduğunu sandığın kişi öldüyse o gerçek aşkın değildir' dedi. Hayatıma devam etmemi söyledi. Ben de ona söz verdim. Ve işte buradayım!"

Bir süre bana baktıktan sonra gülümsedi ve başını şömineye tekrardan çevirdi.

"Harry, senin aşık olduğun kıza bir şey mi oldu?"
"Neden böyle düşünüyorsun?"
"Çok acı çekmişsin gibi konuşuyorsun."
"Evet. Biraz çektim ama artık iyiyim."
"Şeyy, rüyanda onunla dans ederken şarkıda kendi sesini duyuyordun. Şarkı mı söylüyorsun?"
"Ona yazdığım birkaç şarkı var. Hatta bizim çocuklarla bir cd çıkardık."
"Öyle mi?! Açar mısın?"

Bu isteğime ve şaşkınlığıma gülerek cd playerın yanına gidip bir cd açtı.

One Direction-Right Now

Şarkı çalmaya başladığında ilk Louis'in sesini duydum. Çok güzel ve şirin söylüyordu. Niall ise çok harikaydı. Zayn girdiğinde, resmen kalbim çarptı. Öyle güçlü ve hisli girmişti ki! Şarkının sözlerine kesildiğimde Harry'nin aslında çok romantik olduğunu düşündüm. Gözüktüğü kişi olmadığını anladım. Sesi ise bana kadifeye dokunma etkisi vermişti.

Yanımdaki mindere oturduğunda kaşlarını çatmış bana bakıyordu. Öyle bakıyordu ki, ondan gözlerimi ayıramıyordum. Ayırmaya cesaret edemiyordum. Bakışları gözlerimden dudaklarıma kaydığında yutkundum. Yüzünü bana yaklaştırdığında tanıştığımızdan beri ilk defa geri çekilmek istemedim. Dudakları benimkilerle buluştuğunda daha önce beni öpüşlerinden farklı olduğunu düşündüm. Harry'nin arzu ve tutkudan yanmasını oldukça iyi anlıyordum. Çünkü aynı duygular içerisindeydim. Karşılık vermem için daha sert öpmeye başladığında elleriyle belimi kavradı. Ben ise ona karşılık vermiyordum. Sadece duruyordum. Elleri kalçalarıma gitti. Başımı yere eğdiğimde kaşlarını çattı ve öpmeyi kesti. Sadece öyle bakıyordu.

"Niye öyle bakıyorsun?"
"Yıllardır bu anı hayal ediyordum da ondan bakıyorum."
"Öyle mi?"
"Sendin. Hep sendin. Şarkılarımda, rüyalarımda, her zaman benimle olan sendin."
"Ben-"
"Sana aşığım Delia. Hep aşıktım."
"Ben, yapamam Harry."
"Neden?"

Söylediğim şeyle hemen yüzü solmuş ve oyuncağı elinden alınmış bir çocuğa dönüşmüştü.

"Çünkü, çünkü, ben, sen, babam..."
"Haklısın. Hata bende. Hiç umutlanmamalıydım."

Beni itti ve kalktı. Gözleri dolmuştu ama çok sinirliydi.

"Harry, bak ben-"
"Sus. Birkaç gün önce bana iğrenç şeylerin güzel bir şekilde sonlandığını söyledin. İğrenç şeylerin hoş olduğunu düşünüyordun. Ben de iğrencim. İğrenç şeyler yaptım. Cehennemde yanacağıma inandım. Yanacağım da... Ama senin sayende burada da yanıyorum Delia."

Bir cd takıp kulübeyi terk etti. Sadece ben ve Pat Benatar'ın sesi kalmıştık. Şarkının ismi Heartbreaker'dı.

MERHABA DANETTELER!!
23 Nisan'ınızı şimdiden kutlayayım dedim! Ben de yarın okulda gitar çalacağım:d Dua edin de iyi geçsin:) Nedense hep aşk şarkıları çalacağım. Harry'i düşünerek...:D ahahah tamam dünaya dönelim. Bu bölümü biraz farklı yazdım. Ne düşünüyorsunuz? Bu sorunun cevabını hemen yorum atın. Aynı zamanda da önceki bölüme verilen sevgi ve saygıya teşekkür ediyorumm. Yani alttarafı bir bölüme bukadar önem verilmesi çok hoşuma gitti. Vote ve yorumları eksik etmeyin!!:3

TIME (Harry Styles)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin