"Beni buraya kapatamazsın."
"Neden?"
"Çünkü, çünkü, ben-"
"Bilmiyorsun! Seni buraya kapatabilirim tabi ki! Salak kız."
"Ben salak değilim! Eğer salak biri varsa o da sensin!"
"Madem salak değilsin, kanıtla o zaman!"
Parmaklıkları olan kapıyı sertçe kapatıp kilitledi. Beni kapattığına inanamıyordum. Hiçbir şey yapmamıştım. Benim ne günahım vardı? Benim için bunca şeyi yapıp neden böyle kötü davranıyordu? Aynı zamanda SALAK olduğumu sanıyordu. Salakmışmışım.
Etrafıma baktığımda hiçbir şey yoktu. Hiçbir şey! Ben buradan nasıl kurtulacaktım? Bana uslu kız olmamı söylemişti ama ben uslu durmayı düşünmüyorum. Ona sonuna kadar karşı geleceğim. Babamı öldüren o pislik herife, annemin intaharına yol açan o iğrenç kişiliğe ve hayatımı bir bok çukurunda yaşıyormuş gibi geçirmeme sebep olan o aptala haddini bilderecektim.
HARRY STYLES
Yine beni kızdırdı. Lanet olsun! Neden gitmek istemişti ki? Ona her zamankinden iyi bir hayat sunmuştum. Sonsuz mutluluk sunmuştum ama o kabul etmedi. Gitmesi gerekmiş. O benimdi. Hayatım boyunca ona sahip olabilmek için kıçımı yırtmıştım. Beni benden alıyordu. James ile dudaklarının birleştiğini gördüğüm an kalbime bir hançer saplandı. Bu his yaşadığım onca dayak ve darbeye rağmen berbattı.
Holmes Chapel 2010
"Sana ne dedim Harry, ne öğrettim!"
"Bütün tanıkları öldür."
"Kesinlikle! Ama sen ne yaptın? Gidip o kızı bıraktın! Bizim başımıza bela açtın!"
Karnıma bir tekme daha yediğimde inlememek için kendimi tutamamıştım. Ardından bir tekme daha yedim. Ve bir tane daha...
"O kız masumdu. Hiçbir şey yapmadı."
Babam beni dövmeyi bırakmıştı ki söylediğim bu cümleyle bana döndü ve yediğim en sert tekmeyi attı.
"Herkes doğduğunda masumdur Harry. Bazıları masumluğunu korur, bazıları ise şeytanın gücünden faydalanmak ister. Ama bazılarımız şeytana bile oyunlar çevirir. Masumları desteklerken kötü olduğunu iddaa eder. Hayat bir oyun değil Harry. Asla hakem yoktur, eşitlik yoktur. Ya kötüsündür, ya da iyi. Sen, masumlar kadar güçsüz biri olmamalısın. Eğer benim oğlumsan, benim tarafımdasın!"
Babamın söylediği şeyler beni etkilemişti ve ben katil olmuştum. James'i öldürmüştüm, hem de hiç acımadan. Hep şeytandan yana olmuştum. Kötüydüm. Piskopattım. Sadece anlamadığım şey, neden kalbim kimsenin masumluğuna baş eğmezken Delia'nınkine eğiyordu? Onu neden bu kadar önemsiyordum? Onu o hücreye kapatırken ondan çok ben üzülüyordum? Bunu en son birine sorduğumda bana aşk demişti. Ben ise aşka inanmazdım. Sadece takıntılı olduğumu düşünürdüm. Umarım düşüncelerim doğrudur çünkü aşıksam kesinlikle sıçtım demektir.
DELIA OSCAR
Lanet olsun! Ben salaktım! Harry Styles haklı çıkmıştı. Buradan çıkmak için tek bir yol bile bulamıyordum. Acıkmıştım ve susamıştım. Zihnimde çıkmak için bir sürü plan oluşturmaya çalışmak ise beni baya yormuştu. Keşke Harry'nin bana getirdiği pastayı yedikten sonra buraya kapatılsaydım.
Çok kötü kokmaya da başlamıştım. Saçlarım yağlanmıştı, üstüm kirlenmişti. Ben saçlarıma takıntılıydım. Onlar benim her şeyimdi. Her teline başka bir özen gösterirdim. Saçıma takılı olan tel tokayla güzel bir şekil vermeyi denedim. Ahh olmuyor! Tel tokayı tam atacakken aklıma gelen fikirle gülümsedim. Bir tel tokayla saç toplamak dışında başka şeyler de yapabilirdiniz değil mi?
Hücrenin kapısını zorlanarak açtıktan sonra mümkün olduğunca sessiz adımlarla giriş katına çıktım. Ya Harry dışarıdaydı ya da yukarıda başka şeyler ile ilgileniyordu. Koridorda sokak kapısına yürümeye doğru başladım. Bir kapının tokmağının çevrildiğini görünce hemen duvarın arkasına geçtim.
Kapının arkasından Harry çıktı. Altında gri bir spor eşorfmanı vardı. Üstündeki dövmeler bir t-shirt yerini tutuyordu zaten. Peki ya o kelebek? Harry gibi biri bir kelebek dövmesi yaptırabilir miydi? Bu beni şaşırtmıştı.
Birden yönünü değiştirip tekrar aynı odaya girdi. Çok geçmeden tekrar çıktı. Elinde bir tepsi vardı. İçinde bir dilim ekmek ve bir bardak su vardı. Tepsiyle en alt kata yöneldiğini fark ettim. Lanet olsun! Bunları sözde bana getiriyordu. Eğer benim hücrede olmadığımı fark ederse beni hemen bulurdu.
Sokak kapısına koşmaya başladım. Önüne geldiğimde açıp kapattım. Panikten dolayı yalnışlıkla biraz hızlı kapattım. En son duyduğum ses "Delia?" olmuştu.
Arkama bakmadan koşuyordum. Arkamdan onun bağırdığını duyuyordum çünkü. Ses gittikçe yakınıma geliyordu. Çok geçmeden beni yakalayacağını anladığımda onu oyalamam gerektiğini düşündüm. Yanımdaki gül bahçesi ise o an gözüme çarpan tek şey oldu.
Gül bahçesine yöneldiğimde aralarından koşmaya başladım. Hepsi kan kırmızısıydı ve sayısız tane vardı. Aralarına saklandım. Harry belirdiğinde etrafa bakınıyordu. Çok şükür beni görmemişti.
"Delia, çık ortaya! Bak sonra kötü olur!"
Etrafa bakınmaya devam ederken sessiz olmak için büyük çaba harcıyordum. Çünkü normalde baya sakarımdır.
"Eninde sonunda seni bulacağım. Neden benim işimi kolaylaştırıp çıkmıyorsun?"
Canın cehenneme! Beni bulmak için kıçını yırt! Buradan kaçacağım! Beni de asla bulamayacak. Yani öyle umuyorum.
Benim tersime doğru baktığında güllerin arasından fırlayıp koşmaya başladım. Çıktığımı fark ettiğinde baya zaman kazanmıştım. Yeşil çimenlerde koşuyordum. Yol neredeydi? Nereye koşuyordum?
Önüme bir şey çıkmasıyla yere düştüm. Bu bir attı. Yere düştüğümde at korkup şaha kalkmıştı. Az kalsın eziliyordum ki biri beni kolumdan kenara çekti. Bu güçlü kolların sahibi Harry'di. Ardından ata sakin olmasıyla ilgili bir şeyler söyledi.
"Sakin ol! Hooooooo."
Atın nefesleri yerine gelmeye başlayınca Harry atı okşayıp bana döndü.
"İyi misin?"
"İyiyi tanımla."
Gözlerini devirdi ve beni kucağına aldı. Gözlerini neden devirdiğini anlayamamıştım. Beni neden kucağına aldığını hiç anlamamıştım.
Eve girdiğimizde Harry beni yatağına yatırdı. Burası benim odam değildi. Onun yatağındaydım! Bu beni biraz gerse de yatak gerçekten çok rahattı. Ardından kendisi de yatağa yatıp üzerimi örttü. Beni kendine çekti ve saçlarımı koklamaya başladı. Ardından boynuma gömüldü. Sırtım ona dönüktü ama o bunu umursamıyordu. Sesimi çıkartmadım çünkü o hücreye tekrar gitmek istemiyordum. Kulağıma fısıldadı.
"Salak olmadığını kanıtladın."
"Atın altında eziliyordum."
"Hayır, o benim salaklığımdı."
Merhaba arkadaşlar, ya da okuyucular. Emm size nasıl hitap ediyim bilmiyorum. Bana bu konuda fikir verirseniz sevinirim. Açıkçası ben sizinle baya samimi olmak istiyorum. Yani bana beni tanıyormuşçasına mesaj ya da yorum atabilirsiniz. Sizi tanıyormuşçasına ben de geri bildirim yaparım. Herhangi bir soru, ya da hikayeyle ilgili kafanıza takılan bir şey varsa direk bildirmeniz yeterli. Bunu okuyanlara çok teşekkür ederim:) ahhh bide az kalsın unutuyordum! Bu güzel votelar ve yorumlar üzerine size bir süpriz hazırladım. Bir sonraki bölüm ÖZEL BİR BÖLÜM olacaktır. Beğeneceğinizi umuyorum ve umud ediyorum. Ummakla umud etmek arasında ne fark varsa artık:) Yorumlar ve votelar ne kadar fazla olursa özel bölüm o kadar çabuk gelir!:) Son sözümü de diyim dedim;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TIME (Harry Styles)
FanfictionDelia Oscar ünlü bir film yapımcısının kızıdır. Harry Styles ise parasını insanları öldürerek kazanan ve babasına sonsuz bir hizmette bulunan bir çocuktur. Delia'yı görmesiyle her şey değişir. Çünkü Delia felsefeyi ve insanlara hayat dersleri vermey...