LOST PRINCESS

1.1K 64 7
                                    

HARRY STYLES

"Memnun oldum Clint."

"Sizinle çalışmak büyük onurdur Bay Styles."

Elini sıktığımda resmi olarak benim adamlarımdan oldu. Joshua'yı hatırlıyor musunuz? Profesyonel olmaya yakın olan adamlarımdan. Kuzeni gelmişti. Aynı zamanda yanında Prenses Alanis'i de getirmişti. Kendisi soylu bir aileden geliyordu. Şu sıralar pek prenses falan göremezsiniz. Ama hala soylu aileler var. Onlar da korumasızlar. Amerika'daki suç oranı artınca bizim koruma olayının onlara iyi geleceğini düşünmüşler.

Bir süre prensese bakmam gerekcekti. Anne ve babasıyla da Blake ve Ed ilgileneceklerdi. Çocuklar ise o sırada onlar için büyük bir yer bulacaklardı. Buldukları zaman da her şey yoluna girecekti. Onların zenginlikleri sayesinde ben de zengin olacaktım! Çetemiz belki bir koruma şirketine bile dönüşebilirdi.

*****

"Pekala Prenses Alanis. Burada kalacaksınız."

Bunu söyler söylemez hızlıca sürücü koltuğundan kalkıp kapısını açtım. Elbisesinin kirlenmemesine dikkat ederek arabadan indi. Yerde biriken çamur yüzünden elbisesinin eteğini hafifçe kaldırmıştı.

Kapıya kadar yürüdükten sonra anahtarımı çıkardım. Kapının kilidini açarken "İçeride Delia adında bir kızarkadaşım var. Kendisi de burada yaşıyor." dedim. Beni onayladıktan sonra açtığım kapıdan içeriye girdi. Delia da o sırada merdivenden aşağıya iniyordu. Aslında Prenses Alanis ile Delia çok benziyorlardı. Gözleri neredeyse aynıydı, fiziği, dik duruşu... Sadece Prenses Alanis sarışındı, Delia ise esmer güzeliydi.

Delia aşağıya indiğinde şaşkınlıkla bir bana, bir de Prenses Alanis'e bakıyordu. Ona bu konudan bahsetmemiştim tabii.

"Emm Delia, bu Prenses Alanis. Prenses Alanis, Delia."

Delia Prenses Alanis'e selam verdiğinde o da aynı şekilde Delia'ya selam verdi. Benzerliklerine bakıyorlardı. Birbirilerine gülümsediler. İyi bir bağlantı olmuştu.

Prenses Alanis'e kalacağı odayı gösterdim. Pek büyük değildi ama herhalde bir süre idare edebilirdi. Bu evdeki en büyük oda Delia'ya aitti. Onunki olmasından da memnunum.

Delia'ya her şeyi anlattığımda buna çok sevinmişti. Benim işimde ilerlemem onu çok mutlu ediyordu. Onun mutluluğu da beni mutlu ediyordu. Salonda konuşurken Prenses Alanis'in sesini duydum.

"Bay Styles, acaba gece giymek için birkaç kıyafet alabilir miyim? Herhangi bir gecelik olabilir."

Bunu hiç düşünmemiştim. Ne kadar aptalım! Ne yapacağımı düşünürken Delia bir öneride bulundu.

"Ben size geceyi geçirebileceğiniz bir gecelik verebilirim."

Koltuktan kalkıp onun yanına gidip nazikçe "Lütfen, beni izleyin." dedi. Merdivenden çıkarken Prenses Alanis gülümsüyordu. Delia gibi kibar birinin bulunması hoşuna gitmişti. Çünkü ben kesinlikle kibar değildim.

DELIA OSCAR

"Buyrun majesteleri."

"Lütfen, bana Alanis de."

"Pekala. Siz de bana Delia diyebilirsiniz."

"Şey sen, çok naziksin. Aynı zamanda bana çok benziyorsun. Bir yerden tanışma ihtimalimiz var mı?"

"Bilemiyorum. Soyadım Oscar."

"Siz yoksa-Aman Tanrım, Bay Oscar, Oscar Film'in sahibinin kızı olmalısın!"

"Evet. Ama tabii, babam öldü. Annem de öyle."

"Buna çok üzüldüm."

Sohbetimiz böyle devam ederken ona kendimden, o da bana kendisinden bahsetti. Gerçekten çok ortak noktamız vardı. Annem ve babam beni gerçekten prensesler gibi yetiştirmişlerdi. Sevdiğimiz çoğu şey aynıydı. Saçlarımız dışında kopyam olduğunu söyleyebilirim.

TIME (Harry Styles)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin