NOAH

1.2K 66 15
                                    

HARRY STYLES

Delia uyanmadan önce kahvaltı hazırlıyordum. Dün beni öpmüştü ve sevdiğini söylemişti. Hatta beni ve adamlarımı kurtarmıştı. O kadar akıllı ve güzeldi ki! Dün akşam beni öptüğünde ilk defa kutup ayılarından bahsetmemiş, ya da terlememiştim. Çünkü hayalime dalmıştım. Genelde kızların üstüne ben çıkardım ama dün çıkmadım. Bir kez olsun o benim üstümde ve beni isteyerek öpsün diye düşündüm.

"Günaydın."

Gelen sesle arkamı döndüm. O gelmişti. Gülümseyerek "Günaydın." dedim. Hergün olduğu gibi uzun sandalyelere oturdu ve pancakelerin pişmesini bekledi. Ben de herzamanki gibi ona tabağını verdim ve onları yemesini izledim. O da herzamanki gibi bana "Harry, yine dik dik bakıyorsun." dedi. Ben de herzamanki gibi özür dileyip Sünger Bob'u açmaya gittim.

*****

"Harry, canım sıkıldı."

"Ne yapmak istersin?"

"Uzaya gitmek isterim."

Bunu demesiyle şaşkınlıkla ona baktım. O da kahkaha atıp "Dalga geçiyordum. Suratının halini bir görseydin!" dedi. Onun kahkahalarına hayranlıkla bakarken ben de istemeden gülümsemiştim.

"Pekala o zaman-"

Sözüm, kapının çalmasıyla kesildi. Kapıyı açmaya gittim. Açtığım anda kapamamak için kendimi zor tuttum. Ed ve Blake gelmişlerdi. Onları seviyordum. Hatta çok! Ama geçen sefer Delia'nın yanında rezil olmuştum!

Blake: Dünkü haberleri duydum! Oradan Delia sayesinde kaçmışsınız! Nerede kahraman prenses?

O sırada Delia'yı görüp gülümsedi. Blake'e dönüp "Sana da merhaba." dedim. Blake de bana "Afedersin." dercesine bir bakış attı.

Ed direk koltuklara geçti. Blake de onu takip ederken kapıyı kapatıp yanlarına gittim. Delia ile sohbete dalmışlardı bile...

Ed:Prezervatif arar gibi mi yaptın!? Ahahah, adamsın Delia!

Blake: CIA'ye katılmalısın!

Ed: Seni de işe götürmeliyiz. Bizim oralarda sadece Selena va-

Ed'in dizine bir tekme geçirdiğimde acıyla inledi. Selena'nın ismini dahi duymak istemiyordum. O kızdan nefret ediyordum! Delia'yı bir keresinde öldürtmek üzereydi. Çok iyi bir çalışandı ama Delia'yı çok kıskanıyordu. Onun babası onu satmıştı. Annesi de zaten hastaydı ve öldü. Delia'yı takip ederken kesinlikle korumuyordu. Sadece adam öldürme işlerine yarardı. Tabii artık biz adam koruma işimdeyiz.

Blake: Bu arada 2 iş teklifi daha aldık.

Ed: Evet. Biri otel, diğeri bar işletmecisi. İkisi de belaya bulaşmış. Koruma istiyorlar. Bar işletmecisine 8.000 diğerine 25.000 dedim. Barın m2'si küçük. Zaten kendisini değil barını ve müşterilerini korumak istiyor. Bazı akşamları gelen bir çete bütün barı ayağa kaldırıyormuş. O adamların içeri girememesini istiyorlar. Otele gelirsek, otel sahibini ve oteli korumak gerekiyor. Bir de üstüne katili bulmalıyız. Otelin içinde cinayetler işleniyor. Otel ise kocaman. Bu da çok adama gerek var demek. Tabii, o da fiyatın fazla olması demek.

Başımla onu onayladım. İyi rakamlardı. Gayet iyi.

Blake: Aynı zamanda Amerika'dan adamlar geliyor. Joshua'yı hatırlıyor musun?

Evet hatırlıyordum. Profesyonele yakın bir adamdı. Blake'i onayladım.

Blake: Amerika'da kuzeninin bir çetesi varmış. Katil bir çete... Onlar burada çok para eden işi duyunca buraya gelmeye karar vermişler. En az bizim kadar adamları var. Sayıyı ikiye katlarsak korumayı çok daha iyi yaparız.

TIME (Harry Styles)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin