STREAK OF LIGHTNING (SPECIAL PART)

2.3K 104 17
                                    

Evet, bu bölüm özel bölümdür. Beğeneceğinizi umuyorum. Uzun uzun yorumlar atın! Normalde bu bölümü ikiye ayıracaktım ama böyle daha çok zevk alacağınızı düşündüm. Vote ve eleştiri yapmayı unutmayı aklınızdan geçirmeyin! İyi okumalar! Sizi çoooooooooook seviyorum!!:3

Sabah uyandığımda bedenime bir şey sarılıydı. Hafifçe kıpırdayıp baktığımda bunun Harry olduğunu anlamıştım. Beni sıkıca sarmıştı ve uyuyordu. Normal haline göre oldukça masum görünüyordu. Nasıl bu kadar masum olduğunu anlayamamıştım. O masumdu!? Daha doğrusu masum görünüyordu. Her neyse.

Kollarından onu uyandırmadan kurtulmaya çalıştığımda beni kendine daha çok çekti. Aslında rahat olmadığım söylenemez ama şuan babamı öldüren eller benim etrafıma sarılı da olamaz.

Başımı koyduğum yastığı aramıza sıkıştırdım. Bu baya zor olmuştu çünkü beni kendine fazlasıyla bastırıyordu. Ellerini de yastığa yönlendirdim. Yastığa gömüldüğünde kokusunu iyice içine çekti. Yastık ben kokuyordu. Benim kokumu mu beğeniyordu? Bu oldukça garipti.

Yastığa sarıldığında ben serbest kalmıştım. Yavaş adımlarla yatak odasının kapısına doğru yöneldim. Tam tokmağını çevirecekken Harry'nin her zamankinden boğuk sesi duyuldu.

"Kaçamayacağını biliyorsun değil mi?"

Beni fark ettiği için içimden bir küfür savurarak yüzümü buruşturdum. Hem o daha demin uyuyordu. Nasıl beni fark etti?

"Yoo, sadece öyle bakıyordum."
"Kapının tokmağına mı?"
"Emm, şeyy, acıktım da."
"Biliyorsun kapı tokmağını yemek zorunda değilsin aşağıda bir mutfak var."
"Kapı tokmağı konusunu kapatabilir miyiz(?)"
"Tabii."

Yataktan yavaşça kalktı ve gerindi. Saçlarını karıştırıp bir şekil verdikten sonra yanıma gelip kapıyı açtı. Aşağıya inerken onu takip ediyordum. Mutfağa geldiğimizde arkasını döndü.

"Ne istersin?"
"Kahvaltı."
"Kahvaltıda ne istersin?"
"Bilmiyorum."

Oflayıp çekmeceden bir şeyler çıkardı. Bana kahvaltı mı yapacaktı? O! Bu yine çok garip gelmişti. Geniş sırtından bir şey göremediğim için ne yaptığını anlayamıyordum. Yemek yaparken "Tatlım, üzerine bir şeyler giymek ister misin? Bugün dışarı çıkacağız." dedi.

Tatlım mı?! Dışarı çıkmak mı!? Giymek mi!? Tamam, giymek normal de tatlım mı? Hem dışarı çıkarsak kaçacağımı biliyor. Anlayamıyordum.

Onu onaylayıp üst kattaki odama girdim. Köpeğim beni karşılamıştı. Zaten Harry'nin bana getirdiği çikolatalı pastayı yediği, manzaradan açık açık ortadaydı.

Dolabımın yanına gidip kapaklarını açtım. Burada bin çeşit şey vardı. Ne giymeliydim? Aman niye kafama takıyorum ki? Sanki buluşmaya ya da bir partiye gidiyordum. Koyu renk dar kotu ve siyah kazağı giydim. Ayakkabı olarak da siyah bot giymiştim. Bu şekilde dışarıda da üşümezdim.

Aşağıya indiğimde Harry şarkı söyleyerek tabağa bir tane pancake daha koyuyordu. Bir dakika, pancake mi!? Bayılırdım! En sevdiğim kahvaltıdır!

Harry bir dolaptan çikolata sosu çıkardı ve üst üste dizdiği pancakelerin üzerine sıktı. Son olarak kestiği muzları ve çilekleri de tepe olarak en üste koydu. Ardından bu lezzetli tabağa bakışlarım onu etkilemiş olacak ki kıkırdadı.

"Afiyet olsun."

Tabağı tam önüme koyduğunda ona sorarcasına baktım.

"Bunun hepsini mi yiyeceğim?"
"İstediğin kadar ye. Doymazsan daha yaparım."

TIME (Harry Styles)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin