Mekana girdiğim anda yüksek ses kulaklarımı tırmalamaya başlamıştı bile. Kalabalıktan sıyrılıp bir an önce bara ulaşmaya çalıştım. Başardığımdaysa uzun saçlı, yüzünde bir çok piercinge sahip barmenin dikkatini çekmek için ona doğru eğildim.
"Merhaba!"dedim olanca gücümle.
Sesimin her zaman biraz zayıf çıkması işleri daha da zorlaştırıyordu. Fakat beni duyduğuna emindim. Sadece 'takmamıştı'.
"Ben yeni çalışanım."
İlgisini çektiğimde bana döndü. Anlam veremez bir şekilde beni süzerken kafasıyla arka tarafı işaret etti.
"Arka taraftaki odada patron seni bekliyor. Orda hazırlanacaksın sanırım."dedi suratı gevşek bir gülümseme yayarken.
Rahatsız edici bakışlarından kurtulup arka tarafa geçtiğimde geniş koridorun sonundaki odanın önünde duran iri cüsseli adam konuştu.
"İçinde kıyafetin var."
Cümlesi bittiğinde bana dediğini ancak idrak edebilmiştim.
Adamın suratına aptal aptal bakarken uzattığı poşeti alıp usulca kapıyı açarak içeri girdim.
Daha önce gittiğim gece kulüplerinde barmaidlerin giymesi gereken özel şeyler olmadığından bu fikir bana garip gelmişti. Ama daha sonra buranın daha önce gittiğim yerlere hiç benzemediğini hatırladım.
Birkaç saniye gözlerimle kapının kilidini taradım. Başarısız olduğumdaysa omuz silkip deri koltuğa oturdum.
Üzerindeki askılı elbiseden birkaç hamlede kurtuldum. Giydigimden beri canımı acıtmaya ant içmiş topuklu ayakkabıları çıkarmak için büyük bir uğraş verdikten sonra poşete uzandım. Fakat açılan kapı sesiyle küçük bir çığlık atıp kollarımla bedenimi örtmeye çalıştım.
"Tanrım giyiniyoruz burda! Kapıya vurmayı deneyebilirsin."
Odaya Harry Styles girdiğinde yutkunum.
Ölmek için güzel bir gün değildi.Boğuk kahkahasıyla hiç de çıplak olmamı önemsemeden masasına doğru yürüdü. Bir gece kulübünde neden masaya ihtiyaç duyarlar ki ?
Elim ayağıma dolaşmış bir şekilde az önce savurduğum poşete uzandım.
"Evet, tabi. Giyin."dedi Harry muzurca sırıtırken. Poposunu masaya yaslamış kollarını kenetlemiş beni izliyordu. Bu gece bittiğinde gidip Simon'ın saçları teker teker yolacak ve istifa mektubumu suratına fırlatacaktım.
Poşetten kıyafeti çıkardığımda ağlamak istedim. Zira ortada bir kıyafet göremiyordum. İğrenç bir takım--
Gözlerimi sıkıca kapayıp poşetı kendimden uzaklaştırdım.
Utancımdan yerin en dibine girmek istiyorum. Magna şuan bulunmak istediğim bir yer olabilirdi.
Omuzlarımda bir el hissettiğimde irkildim.
"Bu farklı türden bir gösteri mi?"
Ne sikimden bahsediyordu bu?
"Kıyafetimi uzatır mısın? Yani benimkini?"
diye mırıldandım güçlükle"Neden ona ihtiyacın olsun ki?" Parmakları omzumda daireler çizerken bir adım geriledim.
Bütün bunları görmezsem belki daha sonra rüya olduğunu düşünürüm diye gözlerim hala kapalıydı.
"Tanrım, sadece içki koymak için gelmiştim. Bana dokunma"
"Ne?" Hafifçe gözlerimi açtığımda şaşkınca bana bakan yeşillerle buluştum.
"Sen striptiz için burda değil misin?"
"Ne? Tabiki hayır!"diye söylediğimde hızlıca eğilip yerdeki elbisemi aldı ve bana uzattı.
"Bu sik kafalılar ne işe yarıyor"diye bağırırken uzattığı elbiseyi adeta kaptım.
Birkaç saniye bakıştıktan sonra cesaret edip o cümleyi kurdum. "Şey rica etsem arkanı döner misin?"
"Ne?" Kaşları havaya kalktıktan sonra kıkırdadı. "Tabiki. Dönerim."Arkasını döndüğündeyse koca bir kahkaha patlattı.
"Sanırım az önce gözlerini kapaması gereken kişi bendim. Çünkü her şeyi gördüm."Yüzüm ateş atarken hızlıca elbiseyi üzerime geçirdim. Zaten yeterince utanıyordum ve bu söylediği şey hiç hoş değildi. Benim aksime o eğleniyor gibi görünüyordu.
Ayakkabılarımı giyerken Styles önüne dönmüştü. Bense göz göze gelmemek için odadaki her eşyayı inceledim.
Az öncekinin aksine gülmeyi kesmiş ve korkutucu bir ciddiylikle bana bakıyordu.
"Gitsem iyi olacak."diye mırıldandım kendimin bile zor duyabileceği bir sesle.
Harry bana doğru yaklaşırken kafasını iki yana salladı.
"Beni bu halde bırakıp mı?"diye sorduğunda dediği şeye anlam vermeye çalıştım.
Kaşlarım hafifçe çatıldığında ne demek istediğini anlamıştım. Erkekliğine tekneyi basmak istedim.
Benim kim olduğumu dahi bilmeden onu tatmin etmemi istemesi mide bulandırıcıydı.
Kim olduğunu unutup ona küfür etmek için dudaklarımı araladığımda buna şükür ki çalan kapı engel olmuştu.
Cevap beklemeden içeri giren sarışın kadın yüzüne arsız bir gülümseme oturtmuş bir şekilde Harry'e yaklaştı.
"Tanrım... Ne yanlış anlaşılma ama. Az önce elime önlük verip bara geçmemı söylediler."diye söylediğinde onun benim olduğumu sandıkları striptizci olduğunu tahmin ettim.
Bakışları benle buluştuğunda bir anda soğudu. Sanki bütün bunları ben planlayarak yapmışım gibi.
Elleri Harry'nin vücudunda gezintiye çıkmaya çoktan başlamıştı. Bu durum her né kadar midemi bulandırsa ve kadına gıcık olsam da beni zor bir durumdan kurtarmıştı.
Kaşlarımı hafifçe havaya kaldırdım.
"Pekala, ben gidiyorum."diyerek kapıya yöneldim.Bu geceyi başıma bir şey gelmeden atlatırsam aileme bir daha yalan söylemeyeceğime dair tanrıya söz verdim.
"Aramıza hoşgeldin."
Harry'nin sesiyle kapıdan çıkmadan önce arkama döndüm. Benimle dalga mı geçiyordu yoksa kibarlık mı yapıyordu anlamaya çalışırken bana yardımcı olup cümlesini devam ettirdi.
"Umarım her karşılaşmamız böyle olur "
Muzipçe sırıtırken ona göz devirdim.
Kadın görüş alanını kapattığında bir an önce odadan çıktım.
Sadece tek parça halinde eve gidip ertesi gün Simon'ı vicdan azabından öldürtmek istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Afterlife // hs
FanficSeni kuvvetle çeken bir şeyden uzaklaşmaya çalışırsan, etrafında dönmeye başlarsın.