midnight city

1.6K 114 35
                                    

Hala okuyan var mı bilmiyorum ama şuraya bir bölüm bırakıyorum.

Bu kadar uzun sürdüğü için üzgünüm. Buranın varlığını unutacak kadar karmaşık bir dönemdi benim için. Sizi seviyorum.

Partiye gittiğimde içimde ufak bir huzursuzluk vardı. Nedeni tamamen Harry ile olan tatsız ayrılışımızdı.

Zile basmadan önce derin bir nefes aldım. Burada benden nefret eden bir çok insan olacaktı ve bununla başa çıkmam gerekiyordu.

Harry'nin sevgilisi olmanın zorluklarını iliklerime kadar hissederken nihayet zile bastım. Çok geçmeden kapı açıldı ve güler yüzüyle beni Destiny karşıladı.

Açılan kollarına bir saniye bile tereddüt etmeden sarıldığımda kıkırdadı.

"Bizim ayrı kalma süremiz de bu işte."dedi eliyle havayı bölerken.

Ona eşlik edip içeri girdiğimde tekno müzik kulaklarımı çoktan doldurmuştu bile.

Destiny beni köşeme bırakıp yanımdan ayrılmadan önce mırıldandı.

"Sana içecek bir şeyler getireyim."kafamı sallayıp onu onayladım.

Eski ajansımda çalışan birkaç kişinin hoş olmayan bakışlarını üzerimde yakaladımda Destiny çoktan gitmişti.

Rahatsızca yerimde kıpırdadım.
Ben yanlış bir şey yapmamıştım ve kötü hissetmeme gerek yoktu diye kendimi teselli ettim. İnsanlar aşık oldukları kişileri seçemezler değil mi? Ayrıca bir partiye gelip eğlendiklerine göre çoktan bu krizi atlatmış olmalılar.

Hala üzerimde duran gözlere karşılık  sıkıntıyla nefes verip göz devirdim.

Birkaç dakika sonra Destiny elinde kokteyl ile geldiğinde gülümsedim. Onu uzun zamandır görmemiştim ve onunla konuşmayı özlemiştim.

"Ef, ben geçen olan olay için üzgünüm. Kafam pek iyi değildi ve şu aralar iyi giden çok az şey var. Bu yüzden sanırım hırsımı senden çıkardım."

Yavaşça kolunu sıvazladığımda kafamı usulca salladım.

"Harry için üzgünüm. Ama bu işe başlamadan önce hepimiz teşekkür almayacağımızı biliyorduk değil mi?"

Destiny kafasını olumlu anlamda sallarken gülümsedi.

"Peki nasıl gidiyor?"diye mırıldandı gözleri etrafta dolaşırken.

"Yorucu"dediğimde kahkaha patlattı.

"Bunu söylemek için biraz erken değil mi?"dediğinde kafamı iki yana salladım.

"İnan değil." diye mırıldandım.

"Kişinin Harry olduğuna bakılırsa haklısın."diye beni onayladığında kıkırdadım.

Destiny parmağıyla kalabalıktaki arkadası dönük uzun boylu çocuğu gösterdiğinde dikkatle onu inceledim.

"Liam."diye açıkladı. "Simon'ın oğlu. İşlerin sarpa sardığını öğrenince İspanya'dan gelmiş babasına destek için."

Kafamı sallayarak onu dinlemeye devam ettim.

"Ve?"diye ekledim.

"Ve sanırım ilgimi çekiyor."dediğinde kıkırdadım.

"Tanrım! Ne çok şey kaçırmışım."dediğimde güldü.

"Henüz bir şey olmadı. Ama içimde saçma bir umut var."

Hafifçe kolunu sıvazladım.
"Umut iyi bir şeydir."

Destiny'nin gülümsemesi genişlerken son iki saattir yaptığım gibi telefonumu kontrol ettim.

Harry'den bir mesaj şuanki gerginliğimı alabilirdi. Ama onun mesaj atmak için fazla inatçı olduğunu da adım gibi biliyordum.

İkimiz de yeterince kızgın ayrılmıştık. Ama her zamanki gibi benim sinirim ışık hızında sönmüştü. Harry'nin benim aksime kinci olduğunu hesaba kattığımda telefonumu boşuna kontrol ediyordum.

Destiny yeni gelen misafileriyle konuşmak için yanımdan ayrıldığında etrafı inceledim.

İnsanlar kocaman kahkahalar atıp içkilerini yudumlarken çok mutlu görünuyorlardı.  Beni ise burada tutan tek şey Destiny'di. Buraya ne kadar ait olmadığımı düşünürken ellerim istemsizce yine telefonuma gitmişti.

Kendime insanların az olduğu ve müzikten uzak bir köşe bulduğumda parmaklarım çoktan Harry'nin numarasının üzerindeydi bile.

Hayat bütün bu saçmalıklar için çok kısa diye mırıldanırken sonunda onu aradım.

Harry'nin telefonu açtığını farketmem uzun sürmüştü. Çünkü hiç ses çıkarmıyordu.

"Harry, aklımda sende kaldı."diye lafa girdiğimde ondan tepki beklemiştim. "Gerçekten bu kadar basit bir şey için birbirimizi üzmeyelim."dediğimde derin bir nefes verdi. 

Hala kendimi haklı gördüğüm için bana kızgın olmalıydı.

Ama ben haklıydım. Özel olduğunu defalarca kez belirttiğim bir geceye gitmemi
ona olan zaafımı kullanarak neredeyse gitmemi engelliyordu.

"Bunu telafı edebileceksen atlayabilirim."dediğinde istemsizce gülümsedim.

"Aslında bakarsan partide hiç eğlenmiyorum."dedim sırıtmamı bastırarak.

Şuan Harry'nin suratındaki çarpık gülüşü hayal edebiliyordum.

"Seni daha çok eğlendireceğime eminim."dediğinde vücut ısımın birden arttığına yemin edebilirim.

"Birazdan sende olurum."


Afterlife // hsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin