wrong

2.5K 125 22
                                    

Flashback

Harry

"Tom, yine çok içmişsin adamım."dedim dükkanının kapısının önüne sızmış yaşlı Tom'u içeri taşırken.

"Bu kadar içeçek ne vardı sanki."diye söylendim.

Tom eski lisemin yakınlarında kimsenin uğramadığı bir 2.el eşya dükkanı işletiyordu. Bana sattığı bir kolye sayesinde iki yıldır platonik olduğum kızı tavladıktan sonra ona saygı göstermiştim ve anlaşmaya başlamıştık. O günden beri okul çıkışları sürekli Tom'un yanına uğrar ayık olduğu vakitler bakımsız dükkanında kahve içip sistemi eleştirirdik. Lise bittiğinde ise bu bir rutin halini almıştı. Kendimden yaşça büyük dostum tek arkadaşım haline gelmişti.

Yine Tom'un fazla içkiden kendini içeri atamadan sızdığı ve benim onu taşıdığım günlerden birindeydik. Onu eski kanepeye yatırdıktan sonra gidip güneşliği açtım. Bununla birlikte etraftaki tozlar görünür hale geldi. Dükkanı oldukça basık ve pisti. Saran bir muhabbeti olmasa burada bir dakika bile durmazdım.

Dükkandaki minibuzdolabından kendime bir bira alıp karşısına oturdum.

"Umarım bir gün alkolden geberip gitmezsin."diye söylendim.

Koltuğa yasladığı kafasını kaldıracak hali yoktu ama tavana bakarken gülmeyi ihmal etmedi.

Biramdan bir yudum alırken saatime baktım. 2 saat sonra konservatuar için seçmem vardı ve bu şu sıralar beni heyecanlandıran tek şeydi. O yüzden rahatlamak için sabahın köründe Tom'un yanına gelmiştim.

"Büyük gün Tom."diye mırıldandım.

Biramın son yudumunu diklediğimde Tom'dan hala ses gelmemişti. Gözlerinin kapalı olduğunu gördüğümde yavaşça koltuktan kalktım.

"Kaçırmak için güzel bir gün."diye söylendim. Biraz kutusunu siyah poşetlerden birine fırlatıp dükkandan çıktım.

Bugünü benim için önemli yapan yapmayı sevdiğim tek şeyin bana bir umut veriyor olmasıydı.

Şarkı söylemek küçüklükten beri yapmayı en çok sevdiğim şey olmuştu ve hayatımı bunun üzeriné kurmak istiyordum.

Annemin istediği gibi işletme okumak ya da Tom'un işe yaramaz dükkanına ortak olmak planlarım arasında kesinlikle yoktu.

Bu yüzden bugün benim için oldukça önemliydi. Önemini fazlasıyla kavradığım için duyduğum heyecanı kontrol edemiyordum.

"Kahretsin."diye mırıldandım aklıma Tom'un dükkanında unuttuğum telefon geldiğinde.

Kolumdaki saate baktığımda hala biraz zamanım olduğunu gördüm. Koşar adımlarımı Tom'un dükkanına yönelttim.

Dükkana girdiğimde Tom'un uyanmış olmasını umarak ona seslendim.

"Kalk artık tembel herif. Bir kaç saat sonra bu çocuğun hayatı değişecek."

Şimdiki zaman

Effy.

Gözlerimi açtığımda Harry'i yanımda bulamamıştım. Ağır adımlarla evi üstünkörü aradığımda nihayet gittiğine emin olmuştum.

Biraz ayıldıktan sonra günlerdir aklımdaki şeyi yapmak için harekete geçmem gerektiğini hatırladım.

Simon'a gidip artık onunla çalışmak istemediğimi söyleyecektim.

Fakat bunun için geçerli bir bahanem bile yoktu. Sadece istifamı verirken onu kızdırmamam gerekiyordu. Aksi taktirde benim ajan(!) olduğum bir şekilde Harry'nin kulağına gidebilirdi.

Sabah kahvemi içerken işten ayrılmak için nedenler getirmeye çalışıyordum.

Başımın ağrısı gittikçe şiddetlenirken elim telefonuma gitmişti.

Ramsey'nin numarasını çevirip telefonu masaya bırakırken sigaramı yaktım.

Birkaç çalışta Ramsey cevaplamıştı.

"Günaydın Eff."

"Günaydın Ramsey. İşin yoksa -ki şu sıralar işin benim- biraz bana uğrar mısın?"diye sorduğumda hafifçe güldü. Kafasını salladığını hayal edebiliyordum.

"On dakikaya oradayım."

Masadan kalkıp buzdolabına yöneldim. Ramsey gelene kadar bir şeyler atıştırsam iyi olacaktı. Dün akşamdan beri mideme şaraptan başka bir şey girmemişti.

Boş dolaba en az onun kadar boş olan bakışlarımı yollarken bir muz alıp kapağı kapattım.

Muzu öğütürken haber sitelerinde dolandım.

Yaklaşık on dakika sonra çalan kapı zili beni yayıldığım sandalyeden kaldırdı.

Ramsey içeri girdiğinde ona oturması için koltukları işaret ettim.

"Bir şey içer misin?"diye sordum nezaketen.

"Hayır." dediğinde rahatladım.Çünkü evde şarap dışında bir içecek yoktu.

"Uzatmadan konuya girmek istiyorum Ramsey."dediğimde tüm dikkatini verdi. "Daha fazla bu işte yer almak istemiyorum. Yaptığımızın yasal olduğunu bile düşünmüyorum."dediğimde kıkırdadı.

"Ona aşık oldun."

Tüm ciddiyetimle ona bakarken onun da yüzü yavaş yavaş ciddileşti.

"Aptallık etme Ef. Dünyanın en yanlış tercihini yapıyorsun."dediğinde itiraz etmek için dudaklarımı araladım. Ama bunu engelleyen haklı olma payıydı.

"Belki de."diye mırıldandım. "Ama sonunda ne olursa olsun böyle sürdürmek istemiyorum. Kendimi sahtekar gibi his-"

Cümlemi bölen Ramsey'nin attığı koca kahkahaydı.

"Bir uyuşturucu baronu ve katil karşısında sahtekar gibi hissetmek eminim kötü hissettirmiştir."

Dirseklerimi masaya koyup parmaklarımla başıma masaj yaptım.

"Keşke sadece yardımcı olsan."diye söylendiğimde derin bir soluk verdi.

"Dün gece eve geldiğimde burada olduğun için mutluydum çünkü o herif gitmemiştin. İçerideki sesi duyduğumda sesin Harry'e ait olabileceğine ihtimal dahi vermemiştim. Senin o kadar ucuz olabileceğini düşünmek istemiyordum."dediğinde kafamı kaldırıp ona sertçe baktım.

"Benimle düzgün konuş."

"Dönerken evin arkasındaki arabayı görünce nasıl şaşırdım bilemezsin. İşte o zaman senin için gerçek üzüldüm."

Ani bir hareketle yerimden kalkarken öylece bana bakıyordu.

"Pekala, bana yardım etmeyeceksin anladım. Yalnızca git. "

Ramsey kafasını iki yana sallarken ağır adımlarla evden çıktı.

Bense bana bıraktığı sinirimle başbaşaydım.

Afterlife // hsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin