"Effy, çok üzgünüm."
Destiny ona anlattıklarımdan sonra hayalkırıklığına uğramış bir şekilde bana bakıyordu.
Artık ağlamayı bile beceremediğim için akan makyajımla öylece duvarı seyrediyordum.
"Onu suçlayamam."diye mırıldandığımda Destiny ofladı.
"Başka kimi suçlayacaksın?"diye sordu sinirle. "Kendini mi? Aklından bile geçirme."
Bakışlarımı duvardan çekip ona döndüm.
"Bana başından beri söyledi."dediğimde Destiny omuz silkti.
"O zaman korunmadan seks yapmasaydı. Hayat onun zevklerinden ibaret değil."
Destiny bütün siniriyle Harry'i kötülerken başımdaki ağrıyla baş etmeye çalışıyordum.
"Çocuğu aldıracağım." dediğimde Destiny karşı gelmedi.
Bir süre sessizlikten sonra bunu bozan yine o oldu.
"Onu kendin de büyütebilirsin. Biliyorsun Harry'e ihtiyacın yok."
Sertçe yutkunum.
"Ben de bu yaşta anne olmaya çok hevesli değildim." Ağlamamak için gözlerimi tavana diktim. "Ama ona benzeyen bir şeyi değil yok etmek sadece sevebilirdim."
Destiny ellerini elleri üzerime koyarak bana destek olmaya çalıştı.
"Ya şimdi?"diye sorduğunda düşünmeden cevap verdim.
"Artık hayatımda olmayacak birinden çocuğum olsun istemiyorum."
Destiny kafasını sallarken koltuğun üzerine kıvrıldım.
"Biraz uyusam iyi olacak."
~~~~
Sabah gözümü açtığımda henüz Destiny uyanmamıştı.
Banyoya gidip yüzümdeki akan makyajı çıkardım. Saçlarını at kuyruğu yaptıktan sonra üzerindeki saten elbiseden kurtuldum. Gidip altıma bir pantolon ve üzerime elime geçen ilk tshirtü geçirdim.
Sessizce evden çıktım ve bulduğum ilk taksiye bindim.
Hastanenin önünde durduğumuzda üşüdüğümü hissettim. Tenime vuran sıcak güneşe rağmen dünya bugün çok soğuktu.
~~~~~
Eve geldiğimde kendimi bir an önce yatağa atmıştım. Destiny de evine gitmiş olmalıydı.
Yalnız başıma kasıklarımdaki ağrıyla uyumaya çalışırken çalan kapı sesiyle ofladım.
Ağır adımlarla kapıya ulaştığımda zile hala basılıyordu.
Bir an önce kapıyı açtığımda şuan görmek isteyeceğim son yüz olan Harry ile karşılaştım.
Ona bir şey demeden odama doğru yürüdüm ve yatağa uzandım. Kasıklarımdaki sancı ayakta durmayı çekilmez hale getiriyordu.
Harry arkamdan geldiğinde yatağın ucuna oturdu.
"Effy. Ben..." Sessizce cümlesine devam etmesini bekledim. "Siktir ben çok üzgünüm."
Alayla hafifçe güldüm. Hiçbir zaman Harry'nin üzgün olması bir şeyi değiştirmemişti.
"Dün gece hep seni düşündüm."dediğinde bana dokunmak için uzandı.
Geri çekilmemle başaramamıştı.
"Ben çocuklardan nefret ederim Harry."diye mırıldandım sakince. "Sadece o bizim çocuğumuz olacağı için heyecanlıydım."
Harry hafifçe yutkunduktan sonra devam etti.
"Belki de denemeliyiz."dediğinde boş bakışlarım üzerindeydi.
"Sana bir çocuk istemediğin için kızmadım."dedigimde şaşkınca beni izliyordu. "Ama ben hayatımı hiç böyle hayal etmemiştim. Bilirsin. Basit bir hayat hayal ediyordum."
Harry kafasını sallayıp beni onayladı.
"Ama sen benden çok farklı bir şey istedin. Seninle olursam bütün bunlardan vazgeçmem gerektiğini söyledin."
Harry itiraz etmek için dudaklarını araladığında ona fırsat vermedim.
"Demek istediğim, aldığım kararın bu bebekle bir ilgisi yok. Ben ilerisi için bir şeyler yapmak istedim."
Harry'nin kaşları hafifçe çatılırken cümlelerimden anlam çıkarmaya çalışıyordu.
"Ben normal bir hayat istediğime karar verdim Harry." diye mırıldandım. "Bu yüzden artık seninle değilim."
Harry bana doğru yaklaşırken kafasını iki yana salladı.
"Hayır Ef. Bunu yapmak zorunda değiliz."dedi ellerini karnımın üzerine koyarken. "O da bize katılır. Ben çok düşündüm. Seni-"
Ellerini karnımdan çektiğimde dolan gözlerle ona baktım.
"İstesem de ne o gece bana olan tepkini ne de hastane koridorunda yapayalnız kalışımı unutabilirim."dediğimde Harry sertçe yutkundu. Gözleri karnımda sabitlenirken zorla konuştu.
"Bebeği aldırdın mı?"diye sorduğunda ona sırtımı döndüm.
Kafasını omzuma yaslarken mırıldandı.
"Bana neden söylemedin?"Sesi fısıltıyı andırıyordu.
"Bunu yalnız yapmak zorunda değil-"
"Harry. Artık bana dokunmanı istemiyorum."diyerek onu böldüm. Beni yapayalnız bırakan zaten oydu. Önce ailem sonra arkadaşlarım ve şimdide kendisi...
Harry yavaşça üzerimdeki ellerini çektiğinde devam ettim.
"Artık sadece patronumsun. O yüzden şimdi git."
Sırtımı ona döndüğümden yüz ifadesini göremesem de ses tonundan yıkılmış olduğu anlaşılıyordu.
"Ef, hayır. Gerekirse tekrar yapalım lütfen hemen karar verme-"Dediği şey üzerine gözlerim büyüdü. Tekrar yapalım mı? Harry bir bebek aldırmayı muhtemelen çöp atmaya benzetiyor olmalıydı.
Yüzüm ona dönüp yalvardım.
"Lütfen git artık."Harry kafasını ikı yana sallarken beni reddetti.
"Telafi ederim Ef. Ne gerekiyorsa.""Bana biraz değer veriyorsan benden uzak dur."dediğimde bu onu susturmuştu. "Seni sevmek beni sadece yıkıyor."
Harry dudakları aralanırken sessizce geri çekildi.
Kafasını olumlu anlamda sallayıp ağır adımlarla odadan ayrılırken yaptığım tek şey ardından bakmak olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Afterlife // hs
FanfictionSeni kuvvetle çeken bir şeyden uzaklaşmaya çalışırsan, etrafında dönmeye başlarsın.