matter

2.1K 125 12
                                    

Taksiden indiğimde klübe girmemek için binlerce bahane üretiyordum.

Kalbim hızla çarparken kendimi değersiz hissettim. Buraya sırf Harry'e rol yapmak için gelmek acınasıcaydı.

Onun umrunda değildim. Dün gelmediğimi farketmemiş bile olabilirdi. Bilirsiniz şu aralar fazla meşgul(!)

Nihayet içeriye adım attığımda bara doğru yürüdüm.

Harry'ı Dean ile konuşurken gördüğümde kalabalık içinde oyalanmaya çalıştım. Onunla yapacağım tek kişilik yüzleşmeye hazır değildim.

Kenara geçtiğimde duvardaki aynalardan birine gözüm takıldı.

Her zamankinden daha bakımlı gözüküyordum. Destiny beni süslenmeye ikna etmişti. Normalde yataktan kalkmakta zorlanan ben, yaklaşık bir saat buraya gelmek için hazırlanmıştım. Ve şimdi aynadaki yansımamla karşılaştığımda tüm bunlar midemin bulanmasına neden oldu.
Buraya gelmekle kendime olan saygımı yitirmiş gibi hissediyordum.

Anlık bir karar alıp kapıya doğru yürümek için yöneldiğimde durmamı sağlayan beni kendine doğru çeken Harry'nin elleri olmuştu.

Birkaç adımda beni kalabalığın içine sokarken ellerini belimden ayırmadı.

Harry müziğe uyum sağlamaya başladığında ben put gibi karşısında durmaya devam ediyordum.

Dudaklarını kulaklarıma sürterek neden surat yaptığımı sorduğunda bende o güzel suratına sert bir tokat atma isteği uyandırdı.

Kendimi hafifçe ondan çekmeye çalıştığımda buna engel olup vücudunu benimkine bastırdı.

Aklıma geçen gün odasındaki kıza olan dokunuşları geldiğinde mideme tekme yemiş gibi hissettim.

Ellerimi boynuna doladığımda yüzüne yamuk bir gülümseme oturttu.

Ona daha çok yaklaştığımda vücudunu daha çok bastırdığına yemin edebilirdim.

"Bu çok aşağılıkça Harry."dediğimde gözlerini benimkilere dikti. "Senin için bile."dediğimde nihayet bedenimi rahat bırakmıştı.

"Neden bahsediyorsun?"diye sorduğunda ölmek istedim. Nasıl olur da canımı bu kadar yakarken bunun farkında bile olmazdı.

"Ben senin..."boğazımı temizledim. Sesim oldukça alçalmıştı ve titriyordu. Beni bu müzikte duyması imkansızdı.

"Bekle, ne?"diye bağırdı sesini duyurmak için.

Ona cevap vermediğimde beni kalabalıktan çıkardı.

Ruhsuz bir beden gibi onu takip ediyordum.

Kesinlikle buraya hiç gelmemeliydim.

Arka tarafa gittiğimizde sordu."Ne diyordun?"

Derin bir nefes aldım.
"Ben senin sevgilin değilim."dediğimde koca bir kahkaha attı.

"Tabiki değilsin Ef."gözlerim anında dolmuştu bile.
"Tanrım, yoksa sen-"derken devam etmesini önledim.

"Senin arkadaşın da değilim." Harry boş bakışlarını üzerimde tutarken az önceki alaycı ifadesini hala silmemişti.
"Bunları zaten biliyorsun."dedim kıkırdayarak. "Ama sanırım bilmediğin bir şey var."
Hafifçe burnumu çekip etrafa bakarken Harry ile göz teması kurmamaya çalışıyordum. "Senin sürtüğün de değilim.Olmaya da hiç niyetim yok."

Harry'nin yüz hatları gerilirken devam ettim

"Gözümün önünde başka bir kadını becerdikten sonra benimle-"Ellerimi saçlarımı geçirip çekiştirdiğimde cümlenin devamını getirmek için gerekli gücü kendimde arıyordum.

Harry sırtını duvara dayamış bana bakarken muhtemelen ne kadar acınası olduğumu düşünüyordu.

"Para vermeden de becerebileceğin bir sürü sürtüğün var zaten."diye söylenip vücudumu dikleştirdim. Biraz daha konuşursam ya saçmalamaya başlayacaktım ya da ağlamaya. Bu yüzden Harry'nin cevabını beklemeden çıkışa yöneldim.

Arkamdan gelen adım seslerine aldırmamaya çalışırken saniyeler sonra bana ulaşıp dudaklarıma yapışan Harry beni şoka uğratmıştı.

Afterlife // hsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin