understanding?

934 70 22
                                    

Gözlerimi açtığımda uzun süre tavana bakmakla zaman harcadım. Birkaç aydır sabahları yorgun uyanıyordum ve bunun nedenini bol miktarda alkol ve düzensiz uykularıma bağlıyordum.

Mutfağa gidip masanın üzerinde duran dünden kalma açık bisküviyi ağzıma attım. Bu sabah kendimi kahvaltı hazırlayamayacak kadar tembel hissediyordum.

Tekrar odama gidip kendimi yatağa bıraktığımda yeniden uykuya dalmamı engelleyen şey çalan telefonumun melodisi olmuştu.

Bıkkınca oflarken dağınık yatağımın içinde telefonumu aradım. Nihayet bulduğumda ise ekrandaki numarayla heyecanla aramayı cevapladım.

"Effy?"

Erkek kardeşim telefonun diğer ucundan ismimi söylediğinde bu kadar mutlu olacağımı hiç düşünmezdim.

Annem'in onlara her şeyi anlatıp anlatmadığını merak ediyordum.

"Brad!"

"Nasılsın?"diye sorduğunda sesi donuk geliyordu.

Yüzüme engelleyemediğim bir gülümseme yayılırken cevapladım.

"İdare ediyorum, sen?"

İdare ediyorum...

Aklımdan son bir haftada yaşadığım tüm şeyler geçerken gerçekten idare etmekte iyi olduğuma karar vermiştim.

"Seni merak ettim sadece. Her neyse kapatıyorum."

Yüzün düşerken onu durdurdum.

"Hey! Brad bekle."

"Efendim Ef?"

"Sen nasılsın?"

Muhtemelen annemden habersiz arıyordu.

"Gerçekten umrunda mı ?"diye sorduğunda kesik bir nefes verdim.

"Tabiki umrumda aptal."

Telefonun ucundan göz devirdiğini hayal edebiliyordum.

"Umrunda olsaydı burda olurdun değil mi?"

Bana kızgın olması şaşırdığım bir şey değildi. Ama aramasını beklemiyordum ve kendimi savunacak tek bir cümle bile aklıma gelmiyordu.

"Siz benim için çok değerlisiniz Brad."diyebildim sonunda.

Brad alayla güldükten sonra birkaç saniye sessizlik oldu.

"Umarım pişman olmazsın."sesinde az önceki öfke yoktu. "Ne olursa olsun burda olacağız."

Brad'in cümleleri kalbimi ısıtırken gözlerim dolmuştu bile.

Bence bana yılın en hızlı gözleri dolan insanı ödülü verilmeliydi.

"Bir gün beni anlayacaksın."diye mırıldandım. "Ve o güne kadar bana daha az kızsan iyi olur.Pişman olabilirsin."dedim kıkırdarken.

Brad telefonun diğer ucundan hafifçe güldü.

"Şimdi kapatmam gerek. Kendine dikkat et."

Telefonu kapattığımızda biraz da olsa rahatlamıştım. En azından artık Brad'ı arayıp durumlarını öğrenebilirdim. Bu merakımı uzun dur yatıştırırdı.

Yatakta keyifle genleşirken kapı zilini duymamla kalktım.

Harry'den başka biri olamayacağını düşünürken hafif koşar adımlarla kapıya yöneldim. Ona Brad'ı anlatmak için sabırsızlanıyordum.

Kapıyı açtığımda her zamankinden daha da iyi göründüğüne karar verdiğim Harry dikiliyordu.

Bunu nasıl başardığı hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Her seferinde yunan tanrılarını andıran güzelliği kendini sınırını geçmeyi başarıyordu.

Afterlife // hsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin