Harry sırtını duvara dayamış bana bakarken muhtemelen ne kadar acınası olduğumu düşünüyordu.
"Para vermeden de becerebileceğin bir sürü sürtüğün var zaten."diye söylenip vücudumu dikleştirdim. Biraz daha konuşursam ya saçmalamaya başlayacaktım ya da ağlamaya. Bu yüzden Harry'nin cevabını beklemeden çıkışa yöneldim.
Arkamdan gelen adım seslerine aldırmamaya çalışırken saniyeler sonra bana ulaşıp dudaklarıma yapışan Harry beni şoka uğratmıştı.
Birkaç nazik öpücükten sonra dudaklarını benimkilerden çektiğinde geldiğimden beri ilk kez gözlerinin içine bakma cesaretinde bulunmuştum bu öpücüğün bir şeyler değiştirmesini umarak.
Harry geri çekildiğinde bir şey söylemesi için bekledim.
Ama suratıma boş boş bakmakla yetindi.
Bir şey söyle ve kendini affettir lanet herif diye bağırmamak için kendimi zor tutuyordum.
Harry'nin çenesi gerilirken kafasını yan tarafa çevirdi. Az önce yaptığından pişman gibi duruyordu.
Olduğum yerde kalıp Harry'nin durumu kurtarmasını bekliyordum. Yaşananlar çok saçmaydı. Beni öptüyse bunun bi sonucu olmalıydı. Ya da ben öyle umuyordum.
Harry beklemediğim bir şey yapıp arka tarafa doğru yürümeye başladı.
Beni orada sap gibi bırakıp gidiyordu. Çıldırmak üzereydim.
Beni öpmesine izin verdiğim için kafamı duvarlara çarpmak istiyordum.
Anlık bir sinir krizi geçirirken Harry'nin peşinden koştum.
Büyük adımlarını yakalamam çok sürmemişti. O şaşkınca bana bakarken ben nefesimi kontrol etmeye çalışıyordum.
İşaret parmağımı göğsüne bastırdığımda adeta tısladım.
"Beni istediğin zaman öpemezsin."
Harry sakince durup beni izlerken devam ettim.
"Beni öptükten sonra sik gibi ortada bırakıp gidemezsin."
Karşımda hala böylesine sakin durması çıldırtıyordu.
"Az önce söyledim-"
Harry cümlemin devamını tamamladı.
"Sen sürtük değilsin."Ona bakarken hala rahat olan tavırlarının midemi bulandırdığına kanaat getirdim.
Söylenecek bir şey kalmamıştı.
"Sadece seni öpmek istedim."diye mırıldandı. "Ve öptüm. Her eylemde fazla anlam aramaktan vazgeçmelisin."
Harry suratına küçük bir gülümseme oturturken devam etti.
"Sana istemediğin hiçbir şey yapmıyorum. Ikimizde zevk alıyorsak üçüncü şahısların ne önemi var?"
Söylediği sözler karşısında kalakalmıştım.
Bana gerçekten hiç değer vermemişti.
Hafifçe dudaklarımı ıslatıp derin bir nefes aldım.
Harry Styles benim için gerçekten bitmişti.
Ona bir şeyler anlatmaya çalışmakla uğraşmayı kesmeliydim. Çünkü beyni yerine sikiyle düşünüyordu.
Arkamı döndüp giderken beni durduracak hiçbir şey yapmadı. Klüpten ayrılırken aklıma teker teker hayatımdaki insanların Harry hakkında olan uyarıları geliyordu. Ve benim liseli aptal aşıklar gibi onun farklı olduğunu söylerek itiraz etmem.
Klübün önünden geçen taksilerden birine bindim. Eve gidene kadar yolu izlemeye koyulurken arabanın camlarına vuran yağmur damlaları buna engel olduğunda sinirle soludum.
"Şurada inebilir miyim?"
Taksici artan yağmurdan dolayı şaşırmış olacak ki bir bana bir de dışarıya baktı.
Hala fikrimi değiştirmediğimi gördüğünde arabayı kenarda durdurdu. Ona ücretini verip arabadan indiğimde yağmur beni çoktan ıslatmayı başarmıştı.
Ağır adımlarla yürümeye başladım.
Böyle giderse eve 2 saatte gidebilecektim ama bu pek umrumda değildi. Etrafı izleyebiliyordum.Cebimde titreyen telefonun sesi birkaç dakikalık huzurumu bozmuştu. Arayanın Destiny olduğunu gördüğümde telefonu açtım.
"Effy, çok korkunç bir şey olmuş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Afterlife // hs
FanficSeni kuvvetle çeken bir şeyden uzaklaşmaya çalışırsan, etrafında dönmeye başlarsın.