Hastaneye geldiğimizde koşarak Brad'in söylediği kata gittim.
Annem ve Brad'ı oturur vaziyette odanın önünde gördüğümde korkuyla sordum.
"Durumu nasıl?"
Annem sesimi duyduğunda hızla oturduğu yerden kalkıp bana sarıldı.
Brad ise gözleri Harry ile bana gidip gelirken cevapladı.
"Yoğun bakımdan yeni çıktı. Şuanlık bir sıkıntı olmadığını söylediler ama çok dikkat etmemiz gerekiyormuş."
Rahatlamış bir şekilde nefes verirken annemden ayrılıp Brad'e sarıldım.
Ayrıldığımda ise her ikisinin de meraklı bakışları beni onlara Harry'ı tanıtmak zorunda bırakmıştı.
"Bu.... Harry."dedim onu gösterirken.
Onu ne diye tanıtacağımı bilememiştim.
Arkadaşım, patronum ya da sevgilim hiçbiri değildi.
Harry gülümseyerek bizimkilere elini uzattı.
"Effy çok endişelendi. Bay-"
"Frank."diye tamamladı annem.
"Ah, evet. Bay Frank'in iyi olmasına sevindim."
Harry adeta bir ingiliz beyefendisi gibi kibarca annemle sohbet ederken şaşkınca onu izliyordum.
Yarım saatin sonunda değil annem ben bile Harry'nin kibar biri olduğuna ikna olmuştum.
Annemin Harry'i zorlayan soruları ve Harry'nin verdiği kaçamak cevaplar gülmemek için dudaklarımı ısırmama neden oluyordu.
"Ne iş yapıyorsun peki?"
Endişeyle Harry'e baktığımda gerçeği söylememesı için dua ediyordum.
"İşletmeci."diye atladım Harry cevap vermeden.
Annem onu bir daha göremeyeceğine göre birkaç küçük yalan söylesem bir şey olmazdı. Ki bunun pek yalan sayıldığını da sanmıyordum.
Harry keyifle arkasına yaslanıp gülmemek için kendini tutmaya çalışırken annemin olası bir sorusunu engellemek için konuyu değiştirdim.
"Ben çok acıktım. Eminim Harry de açtır.Yolda hiçbir şey yemedik."diye bir yalan daha söyledim.
Harry kafasıyla beni onaylarken ayağa kalktı.
Annemlere sahtece gülümseyip Harry'i kantine sürükledim.
"Ailene yalan söylemen hiç hoş değil."diye dalga geçti.
Sahte bir kahkaha attım.
"Haklısın uyuşturucu tacirliği yapan bir mafya bozuntusu olduğunu söylemeliydim. Böylece ne var ne yok alır ertesi gün yanıma taşınırlardı."
Harry'nin alaycı gülüşü yerini ciddiyete bıraktığında dudaklarını ıslattı.
"Babana bir şey olmadığı için mutluyum."
Kafamı sallayarak onu onayladım.
"Ben de öyle."Az önce aldığım tostumdan bir ısırık alırken Harry'e tekrar döndüm.
"Her şey yolunda olduğuna göre gidip benden nefret etmeye devam edebilirsin."
Harry göz devirirken cevap vermemeyi seçti.
"Ben ciddiyim. Gidebilirsin."
"Annelere veda etmeden mi? Hiç sanmıyorum."
Oturuşumu dikleştirip kalan tostumu ağzıma tıktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Afterlife // hs
FanfictionSeni kuvvetle çeken bir şeyden uzaklaşmaya çalışırsan, etrafında dönmeye başlarsın.