Afterlife // hs

decision

"Sen buralara gelir miydin?"

Dean'ın iğnelemesi üzerine ona göz devirdim.

Yanına geçtiğimde ona sarıldım.
"Eğer bir daha Harry ile işbirliği yapıp ağzımı aramaya kalkarsan pişman olursun Dean."dediğimde derin bir nefes aldı.

Kollarımdan kurtulmaya çalışırken söylendi.

"Eğer Harry gelirse olacağım zaten."dediğinde kahkaha attım.

Dean Harry ile aramda kalkmaktan yorgun düşmüş bir şekilde çırpınmayı kestiğinde gülmeye devam ettim.

"Harry'le takıla takıla sen de mafya olmuşsun."dediğinde gözlerimi kıstım.

"Ama ben daha tehlikeliyim."dediğimde gülme sırası ondaydı.

Kahkahamızı Harry'nin boğazını temizleme sesi bölmüştü.

Dean hızlı hareketlerle benden ayrılmaya çalışırken ben gülmeye devam ediyordum.

Harry anlamsızca bana bakarken göz devirdi.

"Ef, odama viski getir."

Kafamı iki yana sallayarak onu onayladım.

Harry ağır adımlarla odasına giderken Dean bana döndü.

"Beni kovdurmak mı istiyorsun sen?"

Ona anlamsızca bakarken söylendim.

"Ne yaptım şimdi?"

Dean kafasını iki yana salladı ve iç çekti.

Harry bu konuda şu aralar hiçbir şey söyleyemezdi.

Harry'nin viskisini alıp odasına yürürken arkamdan gelen tanıdık ses sinirlerimin bozulmasına çoktan yetmişti.

"Onu aradım baba. Şimdi yanına gidiyorum."

Ashley beni es geçip odaya girdiğinde elimdeki viskiyi kafasından aşağı dökmeyi hayal ettim.

Bunun yerine derin bir nefes alıp odaya girdim.

Bardağı Harry'nin masasına bırakıp çıkarken kapıyı sertçe kapatmayı da atlamadım.

Dean'in yanına geldiğimde beş karış suratımdan anlamış olacak ki sorunun ne olduğunu sordu.

"Hiçbir şey."

Aynı şeyleri zilyon defa konuşmak istemiyordum.

Bu şeyin daha fazla sinirimi bozmasını da.

O kadar şey yaşanmamış gibi onları odada yalnız bırakıp buraya gelebiliyordum.

Benden daha fazlasını bekleyemez heralde diye düşündüm.

Dean yanıma gelip elini omzuma koydu.

"Hiçbir şeye katlanmak zorunda değilsin."

Suratına bakarken ona hak verdim.

Çünkü her ne kadar Harry'nin benden beklediği şey anlayış olsa da bu anlayıştan öte bir şeydi.

O kız yanındayken kalbim kırılıyor, gururum zarar görüyordu.

Bu konuyu bir an önce Harry ile uzunca konuşmalıydım.

"Martini."

Karşımdaki kumral adamın boğuk sesiyle irkildim. Kafamı sallayıp hazırladığımda aklım hala Ashley ve Harry'nin içeride ne yaptığındaydı.

Martiniyi adamın önüne koyduğumda konuştu.

"Çok düşünceli görünüyorsunuz."

Yüzüme zoraki bir gülümseme kondurup cevapladım.